Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/532 E. 2021/539 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/532 Esas
KARAR NO : 2021/539

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu— Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; davacı şirket ile davalı banka arasında—– Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu kredi sözleşmesi kapsamında davalı —, ——– olmak üzere—- ödeme planı yapıldığını, kredi hesabının vade bitiş tarihi —, lakin davalı bankanın akdedilen taksitli altın kredi sözleşmesinin haksız ve kredi sözleşmesine aykırı bir şekilde sona erdirilmesi ve davacı şirketin banka nezdinde bulunan diğer hesaplardaki —-kuruna çevrilerek taksitli altın kredi sözleşmesinin vadesi gelmeyen taksitlerine hasredilmesi nedeniyle zarara uğranıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bilahare— çıkarmıştır.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; taraflarca imza edilen—, Sözleşmenin Feshi. Alacağın Kanuni Yollarla Takip ve Tahsili Başlıklı 4 Maddesi ve taraflar arasında imzalanmış olan kredi sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca müvekkil banka gerekli gördüğü hallerde kredi sözleşmesini kat etme yetkisine sahip olduğunu, somut olayda kredi hesaplarının kat edilmesi sözleşmelerde yazılı 4 4 maddesinde yer alan esaslara uygun olarak yerine getirildiğini, bankacılık işlemlerinde kur aynı gün içerisinde kısmı de olsa farklılıklar gösterdiğini, davacı şirket bu farkın iade edilmesini istemiş ise de bu —— — seviyede ise o seviye esas alınmaktadır. Bu işlemlerin sistemsel ve banka müdahalesi olmaksızın yapılmış olması karşısında aradaki farkın davacı şirkete geri ödenmesi mümkün olmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı banka arasında —- akdedildiğini, söz konusu kredi sözleşmesi kapsamında davalı— ——ödeme planı yapıldığını, kredi hesabının vade bitiş tarihi 09 03.2020 olduğunu, lakin davalı bankanın akdedilen taksitli altın kredi sözleşmesinin haksız ve kredi sözleşmesine aykırı bir şekilde sona erdirilmesi ve davacı şirketin banka nezdinde bulunan diğer hesaplardaki ——çevrilerek——sözleşmesinin vadesi gelmeyen taksitlerine hasredilmesi nedeniyle zarara uğranıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bilahare —– çıkarmıştır.
Davalı Vekili, taraflarca —–Genel Kredi sözleşmesinin ‘Muacceliyet. Temerrüt Halleri Cari Hesapların Kesilmesi, Sözleşmenin Feshi. Alacağın Kanuni Yollarla Takip ve Tahsili Başlıklı 4 Maddesi ve taraflar arasında imzalanmış olan kredi sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca müvekkil banka gerekli gördüğü hallerde kredi sözleşmesini kat etme yetkisine sahip olduğunu, somut olayda kredi hesaplarının kat edilmesi sözleşmelerde yazılı 4 4 maddesinde yer alan esaslara uygun olarak yerine getirildiğini, bankacılık işlemlerinde kur aynı gün içerisinde kısmı de olsa farklılıklar gösterdiğini, davacı şirket bu farkın iade edilmesini istemiş ise de bu—–olarak yapılmakta ve o anki kur hangi seviyede ise o seviye esas alınmaktadır. Bu işlemlerin sistemsel ve banka müdahalesi olmaksızın yapılmış olması karşısında aradaki farkın davacı şirkete geri ödenmesi mümkün olmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — sözleşme esaslarına ve sözleşmede yer alan ve tarafların anlaşmalarına uygun şekilde kat edilip edilmediği, davacıya ait diğer hesaplardaki TL mevduatının haksız şekilde – hesabına aktarılıp aktarılmadığı davacının zararının oluşup oluşmadığı, zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
—– genel kredi sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmelerde——- oldukları,
——- — davacı şirket hesaplarından kullandırıldığı, —-taksit davacı tarafından bankaya düzenli olarak vadelerinde ödendiği, ——- bakiye anapara altın kredisi üzerinden TC Üsküdar —-.Noterliği aracılığı ile — yevmiye no ile borçlu davacı şirket ve müteselsil kefiller aleyhine 22.01.2019 tarihinde davalı banka tarafından “Kredi sözleşmelerindeki yetkiye istinaden akid şirkete açılmış olan kredilere son verildiği ve kredilerin———–birlikte olmak üzere —- ödenmesini aksi takdiıde muhataplar aleyhine yasal yollara başvurulacağını ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takıp işlemleri başlatılacağı, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin muhataplara tahmil edileceğini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımızı saklı tuttuğumuzu ihtar ve tebliğ ederiz.”—-
Kat ihtarını takiben, davacı —– davalı banka arasında anlaşma imzalandığı,——–olarak anılan geri ödeme protokolü imzalanmıştır.
Bu cihette yapılan değerlendirmede;
Taraflarca——- bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin 4. maddesinde muacceliyet ve temerrüt hallerinin düzenlendiği,— raporunda da belirtildiği üzere, sözleşmenin 4-k.maddesi uyarınca bankanın taraflar arasındaki kredi ilişkisini kat ihtarı çekerek kesmesinin, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğu,
Davacıya ait diğer hesaplardaki — mevduatının haksız şekilde —- hesabına aktarıldığı ve zararın oluştuğu iddiasının ise, 17.03.2020 tarihli heyet bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, 02.04.2015 tarihli rehin senedi içeriğinden de görüleceği gibi, davalı bankanın davacı şirketin ——-rehinli mevduatın banka tarafından adı geçen rehin sözleşmesine dayanarak 16.01.2019 tarihinde borca mahsup edilmesi işlemi, taraflar arasında yapılan sözleşme ve rehin senedine uygun olduğu,
Davacı rehinli tutarın mahsup işleminde uygulanan —- yüksek olduğu, dolayısı ile kendi aleyhine zarar oluştuğunu iddiasının ise, keza 17.03.2020 tarihli heyet bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, kredinin kullanımında uygulanması gereken ———– uygulanacağı hususu incelendiğinde,—– kredi sözleşmesinin, kredi türleri maddesi kapsamında 5.6.5, 5.6.6, 5.6.11. maddelerinde açıkça kredinin kapatılmasında bankanın — uygulanacağı belirtildiği, —– altın alınarak krediye mahsup edildiği, —–olarak hesaplandığı, o günün serbest piyasada—– oynadığı, davalı bankanın uyguladığı —– yüzdesel—– ——– çevrilmemesi nedeniyle, davacı şirketin bu zararını davalı bankadan talep edebileceği anlaşılmakla, 5.087,02 TL’nin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2-5.087,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Aşan istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 347,49 TL harçtan peşin alınan 198,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 149,09 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 242,80 TL harç ile 2.477,45 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.260,28 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı