Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/508 E. 2020/957 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2019/508 Esas
KARAR NO : 2020/957

DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——plakalı aracın hasara uğradığını, aracın davalı nezdinde —— Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalıya başvurulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından—- açıldığını, araç üzerinde haciz olduğu iddiası ile davacıya ödeme yapılmadığını, pert sürecinde davalı ile mutabık kalınamadığını, araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına rağmen bu sefer zamanaşımı nedeniyle davalı tarafından ödeme yapılmadığını, dava dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında zamanaşımının henüz başlamadığını, başlasa dahi kesildiğini belirtmiş, davanın kabulüne karar verilmesini; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın daha önceden kesin hükme bağlandığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, zararın belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemeyeceğini, araç üzerindeki haciz nedeniyle davalının mevzuata uygun olarak ödeme yapmaktan kaçındığını, davalının hasar tarihindeki gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; —– kapsamında sigortalının zararının tahsili istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın davalı şirkete ——–ile sigortalı olduğu ve araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —— plakalı araçta meydana gelen zararın ne kadar olduğu, davalının bu zarardan dolayı sorumluluğu bulunup bulunmadığı, davalının sorumluluğunu ortadan kaldıran bir halin bulunup bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan ne kadar alacaklı olduğu noktasında toplanmaktadır.
——-plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ——- ile kayıtlı olduğu, 27.09.2012 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin olarak ——-numaralı hasar dosyasının açıldığı, davacı tarafından yapılan başvurunun sigorta şirketi kayıtlarına 25/08/2016 tarihinde alındığı, hasar dosyası ve poliçe suretinin gönderildiği görüldü.
HMK’nın 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler” 138. maddesine göre de “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir”. Dava şartı noksanlığını tespit eden mahkemece, işin esası hakkında karar verilemeyeceğine göre, hükümde, talebin usulden mi yoksa esastan mı reddedildiğinin belirtilmemesi sonucu değiştirmeyecek ve bu hususta verilen karar, kesin hüküm oluşturmayacaktır. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davanın arabulucuya başvuru özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği anlaşıldığından, daha önceden verilmiş bir kesin hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayın özellikleri dikkate alınarak, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için gerekli şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine gelince; davacının davasını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca açıkça belirsiz alacak davası olarak açtığı görülmektedir. Eğer talep sonucunun belirlenebilmesi için tazminat bilirkişisi incelemesi gerekiyorsa, hakimin takdiri söz konusuysa belirsiz alacak davası da açılabilecektir. ——- poliçesinde sigorta değeri gösterilmişse de sigortacı gerçek zararla sorumludur. Başka bir söyleyişle sigorta bedeli ile değil sigorta değeri ile sorumludur. Bu durumda, araç hasar tazminatı davalarıda belirsiz alacak davası olarak açılabilecektir. (Yargıtay —— Karar). Açıklanan nedenlerle davalının bu yöndeki savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalının zamanaşımın def’i mahkememiz (1) numaralı oturumunda ele alınmış ve karara bağlanmıştır: —– sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6102 Sayılı TTK’nın 1420. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu düzenlemenin —– Genel Şartlarının C.10. maddesinde de açıkça ve aynen yer aldığı, aynı yasanın 1427. maddede ise sigorta bedelinin rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra muaccel olacağı belirtildiği, somut olayda —— poliçesinin — olup kazanın vade tarihleri içerisinde meydana geldiği görülmüştür. Dosya içerisindeki hasar dosyası içeriğine göre; ekspertiz rapor tarihi 02/11/2018 ve arabuluculuk sürecinin başladığı tarih ise 28.06.2019’dur. Buna göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla işin esasına girilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişile——- tarafından müştereken düzenlenen 22/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; 24/08/2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle sigortalı —– olduğu, dava konusu aracın hasara maruz kalmadan önceki durumuyla değerinin 85.000,00 TL olduğu, hasarlı vaziyetteki ederinin ise 20.000,00 TL olabileceği, tam hasarlı olarak değerlendirilen ——aracın meydana gelen hasar nedeniyle gerçek zararının 65.000,00 TL olduğu, zararın poliçe kapsamında bulunduğu mütalaa edilmiş, bilirkişi raporundaki tespitler ekspertiz raporuna ve oluşa uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.—-
Mahkememiz 29/12/2020 tarihli oturumunda alınan bilirkişi raporunun HMK.’nın 267. maddesine aykırı olduğu ifade edilmiştir. Bilirkişi heyetini oluşturan bilirkişilerin uzmanlık alanlarının farklı olduğu, raporun teknik ve sigortacılık uygulaması uzmanı bilirkişiler tarafından ayrı ayrı tanzim edildiği, basit yargılama usulü ile görülen davada usul ekonomisi gereği tek bir rapor şeklinde dosyaya sunulduğu, —-uzmanı bilirkişi tarafından uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlar bir mütalaanın da bulunmadığı, bu şekilde hazırlanan raporun maddenin amacına ve lafzına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı vekilince verilen 16/09/2020 havale tarihli harcı da yatırılan talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin 5.000,00 TL’den 60.000,00 TL arttırılarak 65.000,00 TL’ye çıkartıldığı; ıslah dilekçesinin bir suretinin davalıya tebliğ edildiği görüldü.
—–, tam hasar anlamına gelen bir terimdir. Aracın gördüğü hasar, onarım bedelini geçiyorsa ve fayda sağlamıyorsa ——– denilen işleme tabi tutulur. Burada sigorta şirketi, sigortalısına aracın hasar bedelinin tamamını öder, aracı sigortalısından alır, hurda olarak piyasada en yüksek fiyatı veren alıcıya satar, bu bedele sovtaj bedeli denir. Bu açıklama doğrultusunda aracın piyasa değeri 85.000,00 TL olduğuna göre; 20.000,00 TL (sovtaj bedeli) düşüldüğünde talep edilebilecek hasar tutarı 65.000,00 TL’dir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1 maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip, sigortalıya bildirmek zorundadır. Sigorta alacağı hasara ilişkin belgelerin sigortacıya tesliminden 15 gün sonra muaccel olur. Olayın sigortacıya ihbarı üzerine en geç 15 gün içinde sigorta eksperi tarafından gerçek zararın tespitinden sonra sigorta şirketinin sigorta teminatını ödeme yükümlülüğünün doğduğunun kabulü gerekir. Buna göre; davalı sigorta şirketinin 12/09/2016 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmış, ticari kullanıma özgülenmiş aracın hasara uğraması nedeniyle ticari avans faizine hükmedilmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve alınan denetime elverişli bilirkişi —- plakalı aracın hasara uğraması nedeniyle davacının zarara uğradığı, davalı sigorta şirketinin — zarardan sorumlu olduğu, sorumluluğu azaltan muafiyetin bulunmadığı, anılan tutar yönünden davacının haklı ve korunmaya değer hukuki menfaati bulunduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
—- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.440,15 TL karar ve ilam harcından 85,39 TL peşin harç ile 1.025,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.329,76 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre hesaplanan 9.250,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı ve 85,39 TL peşin harç ile 1.025,00 TL ıslah harcı ve 6,40 TL vekalet harcı toplamı: 1.161,19 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.586,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı kapsamında 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin ileride Hazine tarafından ilgili arabulucu —- ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalı sigorta şirketinden yargılama gideri kapsamında tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 86,05 TL
Bilirkişi Ücreti: 1.500,00 TL
TOPLAM : 1.586,05 TL