Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2023/495 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/499 Esas
KARAR NO : 2023/495

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davacı müvekkiline ait —– plakalı aracın 21/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda ağır hasar gördüğünü, ekte yer alan trafik kazası tespit tutanağından da görüleceği üzere kazaya davalı —–adına kayıtlı bulunan —-plakalı aracın sürücüsü davalı ——kusuru ile sebebiyet verdiğini, söz konusu kusurlu aracın davalı sigorta şirketine —— poliçe nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limiti kaza tarihi itibariyle 36.000,00-TL olduğunu, davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile zarardan sorumlu olduğunu, iş bu davaya konu kaza sonrasında zararın tespiti amacıyla —- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin——İş dosyası ikame edildiğini, 13/02/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulmuş olup, başvuruya herhangi bir cevap verilmediğini beyan ile, arz ve izah olunan ayrıca resen dikkate alınacak sebeplerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkiline ait ——plakalı aracın trafik kazasında ağır hasar görmesi neticesinde şimdilik 1.000,00-TL tazminat bedelinin davalı sigorta bakımından 16/02/2019 tarihinden, davalı —–yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri (—- Sulh Hukuk Mahkemesinin—— sayılı mahkeme tespit masrafları ve yasal avukatlık ücreti dahil olmak üzere) ile vekalet ücretinin davalılara bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde Sigorta Kuruluşu’na başvuru zorunluluğu getirildiğini, müvekkili Şirket’in ilgili poliçe kapsamındaki sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ise belirsiz olduğunu, kusur durumunun seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu beyan ile, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla kusur durumunun tespitini, davacı tarafça sunulan raporun hükme esas alınmamasını, huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu uğranılan araç değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.Davalı, —- hakkında açılan dava tefrik edilerek, mahkememizin—–Esas sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: 21.08.2018 tarihinde —-plakalı araç ile —– plakalı aracın çarpışması neticesinde —– plakalı araçta zarar meydana gelip gelmediği geldiyse, zarar ile kazanın uyumlu olup olmadığı, zararın oluşumunda tarafların kusur durumu ve oranlarının ne olduğu, kaza nedeniyle ortaya çıkan zararının miktarı ve davalı sigorta şirketinin ZMMS, davalı —- işleten, davalı —-sürücü olarak bu zarardan sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında ;
21.08.2018 günü saat 01:30 sıralarında davalı yana ait araç sürücüsü sevk ve idaresindeki—– plakalı otomobil ile—- istikametinden —- istikametine—– durağını 200 metre geçtikten sonra seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde sağ şeritten sol şeride doğru yöneldiği sırada aracının arka kısımlarına, kendisiyle aynı istikamette gerisinden sol şeridi takiben gelen sürücü—– sevk ve idaresindeki—– plakalı otomobilin ön kısımlarının çarpması sonucu dava konusu olay meydana gelmiştir.
—- raporunda da belirtildiği üzere,
Davalı araç sahibine ait ——plaka sayılı araç sürücüsü idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yolun sağ şeridi üzerinde seyir halinde iken sol şeride geçmek üzere sola manevra yapmadan evvel geçmek istediği şeridin müsaitlik durumunu kontrol etmesi ve uygun bir zamanda manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyip, gerisinden gelen diğer sürücü idaresindeki aracın varlığına rağmen sola doğru şerit değiştirme manevrası yapması neticesi bu aracın ön kısımlarının idaresindeki aracın arka kısımlarına çarptığı olayda asli ,
Sürücü —–idaresindeki otomobil ile seyirle olay mahalline geldiğinde davalı sürücünün sağ şeritten kontrolsüzce sol şeride doğru yönelerek istikamet şeridini kapatması neticesi meydana gelen olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından atfı kabil bir kusuru olmadığına kanaat getirilmiştir.
Buna göre, 21.08.2018 tarihinde meydana gelen kazanın, —– plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı,—– plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—– plaka sayılı araç sigortacısı Sigorta Şirketi; Sigortalısının kusuru nazarında, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasarları 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazmin etmekle yükümlü olması,
—-araç maliki —– araç maliki olması nedeniyle araç işleteni olmasından kaynaklı KTK madde 85 kapsamında tehlike sorumluluğu bulunması, nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında araçta meydana gelen zararlar bakımından teknik bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
04.06.2021 tarihli makina mühendisi bilirkişi raporunda; Dava konusu —– plaka sayılı araçta 21/08/2018 tarihinde meydana gelen hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, Dava konusu —- plaka sayılı —- marka tip, —— model aracın dava konusu kaza öncesindeki piyasa rayiç değerinin 120.000,00 TL kaza sonrası hasarlı değerinin (Sovtaj) 71.869,00 TL olabileceği, araçtaki toplam hasarlı parça, malzeme tutarının 133.406,47 TL olabileceği, aracın onarılması durumunda bu tutara 9.600,00TL işçilik bedeli ve KDV de ekleneceği dikkate alındığında toplam hasar tutarının minimum (KDV hariç) 143.006,47 TL olabileceği, söz konusu aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın pert-total kabul edilebileceği, ayrıca olay yeri hasar fotoğrafları ve eksper raporundaki hasarlı parça malzeme kalemlerinin şekli ve niteliğide dikkate alındığında, bu hasarın belirlenen teknik niteliklerine göre onarılması durumunda da, seyir güvenliği açısından sakıncalı durumlar ortaya çıkabileceği, bu yönüyle de aracın pert-total olarak değerlendirilmesinin yerinde ve uygun olacağı, Dava konusu —– plaka sayılı —- marka/tip, —— model otomobilde meydana gelen toplam hasar-zarar tutarının 48.131,00 TL olabileceği, sürücünün kusuruna isabet eden tutarın 48.131,00 TL olabileceği, belirtilmiştir.
Davacı vekili, 26.10.2021 tarihli değer arttırım dilekçesiyle, tazminat bedelini 48.131,00 TL’ye çıkarmış, davalılardan —–. için sigorta poliçe limiti olan 36.000.-TL ile sınırlı olarak 16.02.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve diğer davalılar için kaza tarihi olan 21.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak kaydıyla, tüm davalılardan müştereken ve mütesselsilen tahsilini talep etmiştir.
21.08.2018 günü meydana gelen kazada yukarıda sorumlulukları çizilen davalıların kusurlu ve sorumlu oldukları, bu kapsamda davacıya ait araçta meydana gelen kaza kapsamında aldığı hasar nedeniyle pert total işlemine tabi olacağı, aracın sovtaj değeri düşüldüğünde davacının 48.131,00 TL zararı bulunduğu anlaşılmakla,
48.131,00 TL’nin, davalılardan —-için sigorta poliçe limiti olan 36.000.-TL ile sınırlı olarak, sigorta şirketine başvuru sonrasındaki 8.iş günü olan 22.02.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve diğer davalı ——için kaza tarihi olan 21.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE,
1- 48.131,00 TL’nin, davalılardan —– için sigorta poliçe limiti olan 36.000.-TL ile sınırlı olmak üzere) davalı sigorta şirketinden 22.02.2019, diğer davalı —— 21.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE,
2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.287,83 TL karar ve ilam harcından 44,40 TL peşin harç ile 815,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.428,43 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 903,80 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 445,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.195,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.