Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/492 E. 2020/712 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2020/669

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 01/10/2015 tarihli — bulunduğunu, davalı tarafın sözleşmeye aykırı tutum ve davranışlarının olduğunu ve sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmediğini, ödemelerde sürekli olarak gecikme sağlandığını, ilgili sözleşmenin 7.2 ve 8. Madde hükümlerine aykırı davranış ile geç ödemelerde bulunan davalının TTK ilgili madde gereğinced mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak belirlenen temerrüd faizine hak ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL’lik kısmi alacağın vade tarihlerinden itibaren hesaplanacak olan ticari temerrüt faiz ile birlikte davalıdan tahline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle, öncelikle zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmeksizin davanın açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini,taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında farklı tarihlerde ve farklı şartlarla imzalanan birden fazla sözleşme yapılmasına rağmen davacının sonraki sözleşmeleri gizleyerek haksız menfaat elde etmeyi amaçladığını, sözleşmeler ve protokol ile sabit olduğu üzere, davacının en son olarak 6 ay vade kararlaştırılmış olmasına rağmen sonraki sözleşme ve protokolü gizleyerek davalı şirket temerrüde düşmüş gibi vade farkı talep etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, davacının huzurdaki dava ile müvekkili şirketten haksız menfaat elde etmeyi amaçladığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki sözleşme mukabilinde alacak davasıdır.
—-Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi — esas, —— karar sayılı ilamında” 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere ‘Dava şartı olarak arabuluculuk’ başlıklı 5/A maddesi eklenmiş olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içerir ticari davalar hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Yasanın yürürlük tarihi 01.01.2019’dur. 7155 sayılı Kanun’un 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine ‘arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olarak kabul edilmesi halinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir.Davacı vekiline arabuluculuk anlaşamama son tutanağının ibrazı için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde arabulucuya başvurulması için süre verilmesi ve bu hususun HMK’nın 165. Maddesine göre bekletici mesele yapılması talep edilmiştir.Davanın 14/03/2019 tarihinde açıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair beyan bulunmadığı ve davacı vekili tarafından anlaşamama son tutanağının sunulmadığı, davanın itirazın iptali talepli ticari davalardan olduğu ve zorunlu arabuluculuğa dair dava ön şartının yerine getirilmediği, arabuluculuk dava ön şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı, görevsiz mahkemede arabulculuğun zorunlu dava şartlarından olmaması sebebiyle tamamlanması için süre verilmesi uygulamasına geçilmesi halinde zorunlu arabuluculuk dava şartına ilişkin yasal düzenlemenin dolanılmasının uygulama haline gelebileceği ve bu durumda arabuluculuk müessesesinin getirilmesindeki amacın sağlanamayacağı kanaatine varılmakla HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği görülmüş olup, mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. ” açıklamalarına yer verilmiş olup eldeki dava dosyası dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair beyan bulunmadığı, dava açıldıktan ve cevap dilekçesi sunulduktan sonra davacı tarafça arabuluculuk anlaşamama son tutanağının sunulduğu, arabuluculuk dava ön şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL’nin başlangıçta yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile 799,48 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.