Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. 2021/1233 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/477 Esas
KARAR NO : 2021/1233

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı— sigortalı bulunan ve sigortalının 10.07.2018 tarihli fatura karşılığı satın aldığı ikinci el ahşap — taşınması işinin davalı tarafından üstlenildiğini, makinenin satıcı — plakalı araca yüklendiğini, taşımaya ilişkin —-kadar nakliyesini gerçekleştirecek — plakalı araca yüklenmesi esnasında hasarın anlaşıldığını, 23.07.2018 tarihli makine teslim tutanağı ile hasar şerhi düşüldüğünü, davacı tarafından davaya konu olay nedeniyle sigortalıya 31/10/2018 tarihinde — tazminatı ödendiğini, davacının sigortalının haklarına halef olduğunu, davalının yükün teslim edildiği ana kadar hasardan sorumlu olduğunu, zararın tazmini için — tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, sigorta tazminatının rücuen tahsili için davalı aleyhine —dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu belirtmiş; takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumeti bulunmadığını, dava konusu olayın CMR 17/2 maddesi uyarınca taşımacının önlemesine olanak bulunmayan sebeplerden ileri geldiğini, CMR 30. madde uyarınca usulüne uygun ihbar yapılmadığını, taşımaya ilişkin taleplerin zamanaşımına uğradığını, hasardan davalının sorumluluğu ve kusuru bulunmadığını, tazminat talebinin fahiş olduğunu, — bedelinin hesaplanmadığını, CMR 27. maddesine göre taşımacıdan talep edilebilecek faizin %5 oranında olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, —— emtianın zayi olduğu iddiasına dayalı olarak ortaya çıkan zararın rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki — ikinci el — emtianın davalı— sırasında davalının kusuru nedeniyle hasara uğrayıp uğramadığı, hasara uğradıysa hangi miktarda hasara uğradığı, davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin lütuf ödemesi teşkil edip etmediği, hasarın meydana gelmesi üzerine davalıya usulüne uygun ihbarda bulunup bulunulmadığı, gönderenden— yüklenmesinde özensizlik bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— sayılı takip dosyası içeriğine göre; 07/03/2019 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı — tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, —tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 13/03/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– tarihli bilirkişi raporunda; makinenin tam hasara uğradığı, sigortacının hasar için ödediği 24.376,23 TL’nin kadri maruf olduğu, taşıma sonunda meydana gelen hasarın CMR m. 17 kapsamında davalının sorumluluğunda meydana geldiğini, yükün — nedeniyle yükleme ve boşaltmalardan davalının sorumlu olduğu, ikinci —- makinenin kural olarak ambalaj gerektirmediği, sınırlı sorumluluk uygulanmasına yer olmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi— tarihli raporda; taşımanın— bir taşıma olduğu, aynı araçta farklı alıcı ve göndericilere — eşyanın taşındığı, — taşımada yükleme ve istiflemenin taşıyıcının sorumluluğunda olduğu, hasarın nakliye sürecinde meydana geldiği, araç üzeri sabitleme ve emniyete alma sorumluluğunun davalıda olduğu, davacıya müterafik kusur yüklenemeyeceği, hasarın yetersiz ambalajlamadan meydana gelmediği, kök rapora iştirak edildiği mütalaa edilmiştir.
CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi 1 yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamına ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davadışı sigortalı tarafından gönderilen ve davalı tarafından taşınan emtiadaki hasarın oluşmasına “bilerek kötü hareketinin” neden olduğunun iddia edildiği ileri sürülemez. Şu halde, somut dava bakımından zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak kabulü zorunludur. İkinci olarak, zamanaşımı başlangıcı üzerinde durulmalıdır. CMR’nin 32/1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde zamanaşımı süresinin emtiadaki hasarın niteliğine göre ve en erken teslim tarihinden olmak üzere belirleneceği ifade edilmektedir. Öte yandan, CMR’nin 32/3. maddesi gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, bu durumda TBK’nun 154. maddesinin de bu çerçevede gözetilmesi gerekecektir. Dosya kapsamı uyarınca emtianın hasarlı dahi olsa — alıcısına teslim edildiği ve hasara ilişkin tutanak düzenlendiği uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda, davacı tarafından 07.03.2019 tarihinde girişilen icra takibinin en erken teslim tarihinden başlatılması gereken 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ikame edildiği ve zamanaşımının bu tarihte kesildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, zamanaşımı define mahkememizce itibar edilmemiştir.
Dava konusu taşımaya, taşımanın yapıldığı güzergah itibariyle, uygulanması gereken CMR’nin 30. maddesine göre; alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden tesellüm ederse, bu husus onun yükü taşıma senedinde belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Somut olayda, dosya içerisinde bulunan makine teslim tutanağından alıcının, teslim anında emtianın hasarlı teslim edildiği yönünde ihtirazi kayıt düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda alıcının, CMR’nin 30. maddesinde düzenlenen ihbar şartını yerine getirdiği kabul edilmelidir.
Somut olayda emtianın hasarsız olarak davalıya teslim edildiği, taşımanın — taşıma olarak yapıldığı ve emtianın taşıma sırasında hasarlandığı, buna ilişkin hasar tutanağı tutulduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir, uyuşmazlık bu hasarın oluşumunda hangi tarafın ne oranda kusurlu olduğu ve zararın miktarı noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu uyuşmazlığın uluslararası karayolu ile taşımadan kaynaklandığı ve uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. CMR Konvansiyonun 17/2 maddesi uyarınca, eğer kayıp, hasar ya da gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse taşımacı sorumlu tutulamaz. Yine hasar, aynı Konvansiyonun 17/4 maddesinde belirtilen koşullardan bir veya bir kaçının doğal sonucu olan — ise taşımacı sorumlu tutulmayacaktır. Anılan maddede hasarın, —– istiflemeden kaynaklanan hasarlarda taşıyıcının sorumlu olmadığı belirtilmiştir. İlke olarak, —– uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekip bu nedenle meydana gelecek hasarlarda müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Mahkememizce, öncelikle davaya konu taşımada — olup olmadığı, hasarın yetersiz —– istiflemeden mi kaynaklandığı, — hatası varsa emtianın ne kadarının hangi sebepten hasarlandığının tespiti, istiflemenin kimin tarafından yapıldığı hususlarının usulünce araştırılması, — hatası varsa ve yükleme gönderen tarafından yapılmış ise, yukarıda açıklanan ilke uyarınca davalı taşıyıcının yükün ——– taşınabilmesi için —- yükümlülüğünün değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporlarında yükün —- hasarlanmadığı, emtianın araç içerisinde sabitlenmemesi nedeniyle zarar gördüğü tespit edilmiştir. Raporlar arasında çelişki bulunmadığı, ekspertiz raporundaki tespitlere iştirak edildiği görülmüştür.
Somut olayda; taşımanın parsiyel taşıma olduğu, yükleme ve istiflemenin davalı taşıyan tarafından yapıldığı (Benzer yönde; —- olarak gerçekleştirilen emtiada bulunan hasarın taşıma safhasında (yükleme/tahliye/aktarma sırasında) meydana geldiğinden davalı taşıyıcının sorumlu olduğu (— Karar), yetersiz — söz edilemeyeceği, sigortacı tarafından yapılan ödemenin kadri maruf olduğu, hasarın sorumluluk üst limitinin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkememizce herhangi bir kusur indirimi yapılmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi hükmü gereğince halefiyet ilkesine dayalı olarak davalardan ödeme yapan sigorta şirketinin, ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi isteyebilmesi mümkündür (Benzer yönde; —- Konvansiyonu’nun 27. maddesi gereğince talep edilebilecek %5’lik faiz oranının ancak tazminatın — üzerinden hüküm altına alındığı hallerde uygulanabileceği hususu gözetilerek, ödeme gününden itibaren faize hükmedilmesi gerekmiştir —– kadri maruf olup olmadığı bilirkişi raporu ile ortaya konulduğu için icra inkar tazminatı talebi ise yerinde görülmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
——dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.774,33 TL karar ve ilam harcından 443,59 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 1.330,74 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı ve 443,59 TL peşin harç ile 6,40 TL vekalet harcı toplamı: 494,39 TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.802,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında—- ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için — müzekkere yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.