Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/472 E. 2021/67 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/472 Esas
KARAR NO: 2021/67
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
l. DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalı borçlulardan alacağının tahsili için—– sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, dosya borçlusu olan—– adına davalı şirketlerin böyle bir borçları bulunmadığın ileri sürerek haksız bir şekilde takibe itirazda bulunduklarını, müvekkili davacı tarafından icra dosyasına borcun sebebinin bilinebilmesi açısından, —Düzenleme/Faiz Başlangıç Tarihli, — Tutarlı Faturadan kalan — Düzenleme/Faiz Başlangıç Tarihli,—- Nolu, — Tutarlı Fatura,—- Düzenleme/Faiz Başlangıç Tarihli, —- Tutarlı Faturaların İcra dosyasına sunulmuş bulunduklarını, müvekkili firma ile davalılar arasında yukarıda listelenen —– adet faturadan kaynaklı ticari iş ilişkisi oluştuğunu ve ilk faturadan kaynaklanan bedelin bir kısmının davalılar tarafından ödenmiş olduğunu, fatura bakiyesi ve diğer faturaların ise ödenmediğini, takibe yapılan itiraz sonrası, dava şartı olarak getirilen arabuluculuk kurumuna yapılan başvuruda davalı tarafların arabuluculuk toplantısına dahi katılmadıklarını ve——- tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde anlaşma olmayarak arabuluculuk son tutanağının hazır bulunan taraflarca imza altına alındığını iddia ederek, davalı borçluların vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
ll. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: :
Davalıların davaya cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
lll.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- sayılı dosyasının tetkikinde davacı (alacaklı) tarafından borçlu —- tarihinde —- işlemiş olmak üzere toplam —- alacağın tahsili için takip yapıldığı, Borçlu ———- vekili süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
İcra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Davacının dayanağı —- numaralı ve — bedelli ,— numaralı ve —– bedelli, —- numaralı ve —–bedelli faturalardır.
Davacı vekili, ilk faturadan doğan alacağın bir kısmının, diğerlerinin ise tamamının ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı ise, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenelenen—– tarihli Rapor ; ” Davalı yan inceleme gününe katılmamış, defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın —- yılına ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirketin Takip dava tarihi itibari ile davalı şirketten 3 adet faturada kaynaklı olarak —–alacaklı alacaklı olduğu ” şeklindedir.
İlk Olarak Dava Şartı Olan Taraf Ehliyeti Açısından Yapılan Değerlendirmede;
İcra takibinde borçlu olarak, adi ortaklık gösterilmiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olup olmadığı ve usulüne uygun bir icra takibinden bahsedilip bahsedilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Adi ortaklık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak tüzel kişiliği haiz değildir. ——–
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir.——-
Bu açıklamalar ışığında; Takip talebi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinde borçlu—- gösterilmiş ve tek ödeme emri tebliğ edilmiş ise de, adi ortaklığı oluşturan —-vekili, adi ortaklık sözleşmesini ve adi ortaklığı oluşturan her iki şirketin verdikleri vekâletnameleri ibraz ederek bu iki şirket adına itirazda bulunduğundan, ——- Karar sayılı ilâmlarında belirlendiği gibi; bu halde icra takibinde taraf teşkili tamamlanmıştır. İtirazın iptâli davası da, adi ortaklığı oluşturan her iki şirket hasım gösterilerek açıldığından, esasa girilerek karar verilmesi gerektiğinden dava şartının tamam olduğu kabul edilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Takibin dayanağının; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturalar olduğu, davacı yanın ticari defterlerinde bu meblağların kayıtlı olduğu, davalının ise ticari defterlerini sunmadığı, dosyaya sunulu Ba-Bs formlarının mevcut olduğu, bilirkişice bu formlar üzerinde yapılan incelemede, tarafların Ba-Bs formlarının örtüştüğü yani takibe konu faturanın davalı tarafından vergi dairelerine yasal sürelerinde beyan edildiği anlaşılmakla, davalının bu fatura ile ilgili BA “Büyük Alış” beyannamesi vermiş olması nedeniyle malları teslim almış sayılacağı—— buna göre davalının malları teslim aldığı, teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulünün gerekmesi karşısında, davalının mevcut takip konusu borcu bulunduğu saptanmakla, işlemiş faiz istemi dışındaki asıl alacak olan —— için yapılan talebin kabulü ile, takip dosyasında takip borçlusu davalı tarafından yapılan itirazın bu kısım yönünden iptaline, takibin aynen devamına, karar verilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği —— anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67/2. maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan, borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir.——
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
lV. HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın kabulü ile;
—– sayılı takip dosyasında takip borçlusu davalı tarafından yapılan itirazın —- asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip çıkışının —- olarak kabulüne,
2-Asıl alacak olan 32.844,29 TL %20 sine tekabül eden 6.568,85 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.243,59 TL karar ve ilam harcından 560,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.682,69 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.926,64 TL TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 605,30 TL harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 177,65 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.582,95 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2021