Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/467 E. 2021/566 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/467 Esas
KARAR NO : 2021/566

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin,——- faaliyet gösteren ve faaliyet alanı ile ilgili olarak tedarikçileri/hizmet sağlayıcılar ile yapmış olduğu anlaşmalar gereğince ——-satan — olduğunu; davacı şirketin bu faaliyetini gerek ticari merkezinde gerek şubelerinde bizzat kendisinin yürüttüğünü;— taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince davacının ürünlerinin—–davacıya—- kadar — mektubu verildiğini; davalı ile davacı arasında ticari ilişki devam etmekte iken, davalının davacı şirkete olan borçlarını ödememeye başladığını; davacı şirketin tüm taleplerine rağmen borcun ödenmesi hususunda olumlu netice alınamadığını;—- edildiğini; ihtarnameye davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini;— sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının, icra takibine, yetkiye, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize itiraz ettiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava; —- kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında — bulunup bulunmadığı, sözleşme var ise davacının açık hesaptan kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, alacaklı ise hangi miktarda alacağı bulunduğu, bu itibarla — sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
——– sayılı takip dosyası içeriğine göre; — fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 28/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 05/03/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. İİK’nın 67/1. maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel —itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenleme gereği süresinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşıldı.
Taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalının üçüncü şahıslarla yapacağı işlemlerin — kuruluş—— Bununla birlikte taraflar arasındaki ilişkide tarafların edimleri — edildiğinde ; davalının üçüncü şahıslarla faaliyet yeri—- yapmış olduğu sözleşmeler ve almış olduğu ücretleri davacıya- alacaklıya vermek ve teslim etmek davalının asıl edimidir. Edim böyle kabul edildiği takdirde bu edimin nerede yerine getirileceği önem kazanmaktadır. Davalı davacı adına işlem yaptığına ve para tahsil ettiğine göre TBK’nın 89. Maddesinden de yola çıkarak örtülü iradeler de ilişkiden çıkarılmak suretiyle davacının alacağının para olması itibariyle TBK’nın 89/1 maddesine göre alacaklarının yerleşim yerinin yetkili olduğu kabul edilmelidir.
6102 sayılı TTK’nın 112/1 maddesine göre — müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlüdür. –müvekkiline ödeme borcunun götürülecek borç olduğu kanunda açıkça düzenlenmiştir. Taraflar arasında ilişkide davacı müvekkil konumunda olup davalı— Davalının davacı tarafından kendisine verilen—- kapsamında yapmış olduğu sözleşmelerden tahsil ettiği ve davacıya ait olan- olduğu iddia edilen paraları göndermek ve teslim etme yükümlülüğü 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde alacaklı konumunda olan davacının yerleşim yerinde yapmış olduğu takip, geçerli bir takip ise de dava dilekçesinde yazılı bir— sunulmadığı gözetilerek taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığının HMK madde 117/3 gereği ön sorun olarak incelenmesine karar verildi.
Dosya içerisinde yer alan —- mektubu içeriğine göre; davalı şirket lehine —— tarihine kadar geçerli– verildiği görüldü. Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkememizce işin esasına geçilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 5.517,87 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği mütalaa edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222’nci maddesinin 2 ve 3 numaralı fıkralarının birlikte değerlendirilmesinden ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.
Usulüne uygun olarak tutulan defterlerin lehe delil teşkil etmesi, kural olarak sırf defterlerdeki kayıtlarla sınırlıdır. Bir diğer ifade ile aksine bir iddia bulunmadıkça usulüne uygun tutulmuş defterlerde bulunan kayıtların sıhhatinin anlaşılması için ayrıca bu kayıtlara dayanak kılınan belgelerin de sıhhatinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Böyle bir gerekliliğin kabulü halinde usulüne uygun tutulan defterle usulüne uygun tutulmamış defterler arasında fark kalmaz ve defterlerin delil niteliği tamamen ortadan kaldırılmış olur.
Somut olayda, davacı yanın defterleri usulüne uygun tutulmuş olup takip konusu ettiği faturalar ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı yargılamaya katılmamış ve bu kayıtların hukuka ve mali mevzuata aykırı olduğunu da iddia ve ispat etmemiştir.
Diğer yandan davalıya yapılan uyarılı bildirime rağmen davalı defterlerini ibrazdan kaçınmıştır. Artık taraflar arasında hizmetin verildiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi defterlerini ibraz etmemek suretiyle davacı defterlerinin içeriğinin mahkemece delil olarak değerlendirileceğine ilişkin yasa kuralının uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının 5.517,87 TL alacaklı olduğu sabittir.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir. —– numaralı ihtarnamesi uyarınca işlemiş faiz hesaplanarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 5.517,87 TL asıl alacak ile 56,01 TL işlemiş faiz toplamı 5.573,88 TL yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın %20’sine tekabül eden 1.114,78 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İhtarname masrafının yargılama gideri olarak değerlendirilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 380,75 TL harçtan peşin alınan 69,45 TL harç ve 29,39 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 281,91 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 29,39 TL icra harcı ve 69,45 TL peşin harç toplamı: 149,69 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.075,83TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava ———- tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 166,30 TL
İhtarname :209,53 TL
Bilirkişi Ücreti : 700,00 TL
TOPLAM : 1.075,83TL