Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/463 E. 2021/1141 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/463 Esas
KARAR NO : 2021/1141

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——–, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, 24.11.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle manevi yönden acı ısdırap çeken ve ruh sağlığı bozulan davacı için fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 50.000 TL diğer davacılar için 15.000 TL’şer manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasını talep va dava etmiş, dosyanın—— dosyası ile birleştirilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı —- özetle; kazaya karışan— aracın davacı, davalı … şirketine kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeye göre şahıs başına ölüm ve sakatlık halinde azami tazminat limitinin — ile sınırlı olduğunu, kusur oranlarının tespiti için —- kusur rapor alınması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun belirlenmesi —— — rapor alınması gerektiğini, tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının bakıma muhtaç olup olmadığı hususunun maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, poliçe için müvekkili davalı … şirketine herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, müvekkili davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olması gerektiğini ve davanın reddedilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, — tarihinde davalı —— plaka sayılı —- davacı …— çarptığını, olayda % 25 oranında araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, bu sebeple — sigortacısınında sorumlu olduğunu iddia ederek, davacı …—- içinse ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminata, kaza tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ….— vekili,— Mahkemelerinin yetkili olduğunu, tazminat miktarının fahiş olduğunu, sorumluluğun 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
Dava ilk olarak —- üzerinden açılmış, — sayılı dosyası,— ile birleştirilmiştir.
—- birleşen —– sayılı dosyasının tefrikine karar verilmiştir.
Tefrik edilen dosya, —– sayılı ilam ile mahkemelerinin yetkisiz, mahkememizin ise yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş, karar 28.06.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu aşamalar nihayetinde dosya mahkememize gelmiştir.
Uyuşmazlık; 24.11.2015 tarihinde davalı —- sigortalısı olduğu — sayılı kamyonun yaya davacı …— çarptığı olay nedeniyle, davalı … şirketinin sorumluluğunun ne olduğu ve manevi zararı hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasındadır.
—— sayılı dosyası kapsamında aynı olaya ilişkin aldırılan 12.07.2017 tarihli kusur raporunda, davalı tarafın sigortalısı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu bulunduğu,
Davacı vekilince de dava dilekçesinde, bu kusur oranı belirtilerek davalının kusurlu olduğu belirtildiği, davalı yanca kusura ilişkin cevap dilekçesinde herhangi bir itiraz bulunmadığından, davalı taraf sigortalı aracın sürücüsü olayda %25 oranında kusurlu bulunduğuna dair 12.07.2017 tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
Dosyada bulunan—- hükümlerinden yararlanılarak hazırlanan raporada, meslekte kazanma gücünün %70 oranında kaybedildiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 1 haftaya kadar uzayabileceğinin, belirtildiği,
Bu kapsamda, haksız fiil neticesinde zararın oluştuğu, bu cihetiyle davalı … şirketinin davacıların manevi zararlarından sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen ——-duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—- Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde — ölçülere göre uygun —- bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. ——- belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.—– sayılı kararları ).
Maluliyet oranı, kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, davacının yaşı, tarafların kusur durumu, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca Davacı … için 20.000,00 TL, Diğer davacılar anne ve babaları için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davacı tarafça, her ne kadar kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmişse de, temerrüt tarihinin TTK madde —- manevi zararların karşılanması hususunda 12.12.2017 tarihinde davalı şirkete başvuru yapıldığı, dava tarihinin ise 23.12.2017 olduğu temerrüdün dava tarihinden sonraki bir tarih olacağı, lakin dava ile davalı taraf temerrüde düşürüldüğünden, dava tarihinden itibaren, kazaya sebep olan aracında ticari olması da nedeniyle ticari faize hükmedilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davacı … için 20.000,00 TL, Davacı … için 5.000,00 TL, Davacı … için 5.000,00 TL’nin dava tarihi olan —– işleyecek avans faizi ile (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı … ——tahsiline,
3-Aşan istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 273,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.776,06 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—— vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—— davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–davanın reddedilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı ….—– tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- davanın reddedilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı .—- tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— davanın reddedilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı ….— tahsili ile davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 273,24 TL peşin harç toplamı: 304,64 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 114,24 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.