Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/461 E. 2020/646 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/193 Esas
KARAR NO: 2020/645
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; şirketi sevk ve idare eden yönetim kurulu üyelerinin, şirket ortaklarını zarara uğrattığı yönünde haklı şüphelerinin oluştuğunu, yıllık faaliyet raporlarının usulüne uygun hazırlanmadığını, müvekkil ————— pay sahibi olduğu ———– şirkete özel denetçi atanması talebinin ——– reddedilmesi nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 439 maddesi uyarınca 2017 ile 2018 yılları bilançolarında yer alan dönem net zararı ve zararların hesap kalemlerinin nelerden oluştuğu ve şirketin zarar etme sebeplerinin neler olduğunun tespit edilmesi amacı ile özel denetçi atanmasına karar verilmesini; yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın şirketin mali durumuna ilişkin zarar edildiği yönündeki iddiaları, şirket malvarlığı bilgisinden uzak bir yaklaşımının karşılığı olduğunu, davacı tarafın şirket faaliyet raporlarının ilan edilmediği iddiasının da doğru olmadığını, kanunda belirlenen hak düşürücü süre içinde dava açılmamış olduğundan davanın reddine karar verilmesini; bilgi alma veya inceleme hakkı genel kuruldan daha önce davacı tarafından kullanılmadığını, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından özel denetimin konusu ve kapsamı somut olarak ortaya konulamadığından cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine fazlaya ilişkin her türlü hakların saklı tutulması ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını; talep etmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle TTK’nun 438. ve devamı maddelerinde düzenlenen özel denetçi tayini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dilekçesi ekinde sunulan deliller tetkik edilmiş; davalı şirketin ———– tarihli olağan ———- içeriğine göre, davacı adına vekilince, davalı şirket adına kayıtlı gayrımenkuller üzerinde şirketçe ne şekilde tasarruf edildiğinin anlaşılamadığı, kiraya verildiler ise kira bedellerinin emsallerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, ——— bilançolarda yer alan dönem net zararı ve geçmiş yıllar zararları hesap kalemlerinin nelerden oluştuğunun ve ve şirketin zarar etme sebeplerinin anlaşılması amacıyla TTK’nun 438. maddesi kapsamında şirkete özel denetçi atanmasının talep edildiği, anılan genel kurul toplantısının 4. maddesi ile istemin reddine dair oy çokluğu ile karar verildiği anlaşılmıştır. Yine ekte sunulan hazirun cetvelinden davacının, davalı şirkette %25 hissedar olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 439. maddesi gereğince, genel kurulun özel denetim isteminin reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri ve paylarının itibari değerinin toplamı en az bir milyon TL olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinde bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde özel denetçi atanmasını isteyebilir. Dilekçe sahiplerinin kurucuların veye şirket organların kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.
Düzenlenen üç aylık süre, hak düşürücü süredir. Dava, genel kurul tarihinden——– sonra açılmış ise de; tüm dünyayı saran Covid-19 pandemisi nedeniyle süreler—— tarihine kadar durdurulmuş olmakla, işbu davanın da süresinde açıldığı değerlendirilmiştir.
Mahkemenin azlığı talebi üzerine özel denetçi atayabilmesi için TTK’nun 438. maddedeki şartların somut olayda var olup olmadıklarını incelemesi yanında ikinci fıkrada yer alan şartın da aranması gerekir. Söz konusu ek şart kanunun veya esas sözleşmenin ihlal edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olmasıdır. İhlal anonim şirketler hukukunun yazısız kurallarına aykırılığı da kapsar. Bu ek şartın usul hukuku anlamında muteber delillerle ispatı şart koşulmamış, ikna edici olgularla veya inandırıcı bir şekilde ortaya konulması yeterli görülmüştür. Zarar ile borçlar hukuku anlamında mal varlığı eksilmesi kast edilmiştir.
Somut olayda davacının, davalı şirketin % 25 oranında ortağı olduğu, davalı şirketin ———– yıllarına ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığı, davacının genel kuruldaki özel denetçi talebinin reddedildiği, davanın TTK’nun 439. maddesinde öngörülen üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık davalı şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6102 sayıl TTK’nun 438. ve devamı maddelerinde özel denetim istemi hakkı ve şartları düzenlenmiş, aynı yasanın 440. maddesinde ise, mahkemenin şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını vereceği düzenlenmiştir.
Davalı şirketin ———- davacı tarafça özel denetçi istemi; davalı şirket adına kayıtlı gayrımenkuller üzerinde şirketçe ne şekilde tasarruf edildiğinin anlaşılamadığı, kiraya verildiler ise kira bedellerinin emsallerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, ———- yılları bilançolarda yer alan dönem net zararı ve geçmiş yıllar zararları hesap kalemlerinin nelerden oluştuğunun ve ve şirketin zarar etme sebeplerinin anlaşılması sebebine dayalı olarak ileri sürülmüş, yine işbu davada da, davacı vekilince——– bilançolarında yer alan dönem net zararı ve zararların hesap kalemlerinin nelerden oluştuğu ve şirketin zarar etme sebeplerinin neler olduğunun tespit edilmesi amacıyla” özel denetçi tayininin talep edildiği açıklanmıştır.
Mahkememizde yapılan yargılama kapsamında ve sunulan deliller çerçevesinde; davalı şirket kurucularının veye şirket organlarının, kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıkları yönünde Mahkememizde kanaat oluşmamakla, bundan başka, davacı taraf isteminin konusu itibariyle, özel denetçinin, belirli olayların açıklığa kavuşturulmasına yönelik olduğu şeklindeki sınırlamanın ötesinde, zarar iddiası yönünden şirketin genel denetlenmesini sağlamaya yönelik olduğu, yasanın amacının dışına çıkılmak istendiği değerlendirilmekle, koşulları oluşmayan özel denetçi tayini isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2020