Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/448 E. 2021/208 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/448 Esas
KARAR NO : 2021/208

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davadışı ——– faaliyet gösteren ..—- sözleşmesi yapıldığını; davalı …——esas yararlananı, şirketin intifa hakkı sahibi olduğunu; davalının, davacı şirket ile davadışı … arasındaki—–” kabul ettiğini, davadışı .— imzaladığı yönetim sözleşmesinden kaynaklanan tüm yükümlülülüklerini yerine getireceğini; —- borçlarını vadesinde ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini; davacı şirket tarafından kesilen faturaların ödenmediğini, davalı hakkında başlatılan icra takibine hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itiraz edildiğini belirtmiş, takibin itirazın iptaline ve duran takibin devamı ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dayandığı —–sözleşmesinin davadışı —-düzenlendiğini, faturaların da bu şirkete kesildiğini, alacağın da bu şirketten istenmesi gerektiğini, davacının dayandığı “————– düzenlendiğini, davalının bu sözleşmenin mahiyetinden yeni haberdar olduğunu, davalının —– bilmediğini, sözleşmede sözleşmenin düzenlendiği esnada yeminli tercüman bulunduğuna dair bir ibare bulunmadığını, bu sözleşmenin davalının iradesini yansıtmadığından davalıyı bağlayamayacağını, usulsuz sözleşmeden borç doğmadığını, faal olmayan bir şirket için yapıldığı iddia olunan masrafların gerçek dışı olduğunu, ayrıca verildiği iddia olunan hizmetin ise rayicin çok üstünde fahiş olduğunu, vekil konumunda olan davacının vekalet görevini — getirme borcu bulunduğunu, genel kurul kararı olmadan yapılan —- davacı şirketin vekil gibi sorumluluğunun bulunduğun belirtmiş, usul ve yasaya aykırı davanın reddi ile kötü niyetli davacının % 20 oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava; icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine; ilişkindir.
İstanbul Anadolu—– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …., borçlusunun … olduğu; takibin,——— fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu;—- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce —- tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Başlangıçta İstanbul Anadolu ——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– sayılı kararla dava şartının mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay —– sayılı kararı ile karar bozulmuş, bozmadan sonra mahkememizin — esasına kaydedilen davada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan tahkikat sonucu mahkememiz ——, davacı şirket ile akdettiği sözleşmenin —- edeni durumunda bulunduğu; davacı şirketin, dava dışı — sözleşmesi uyarınca verdiği hizmet karşılığının düzenlediği faturanın ödenmediği; bu nedenle, dava dışı—–sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemediğinden [818 sayılı Borçlar Kanunun 110.maddesi/6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 128.maddesi kapsamında] davalının bağımsız—–. arasında (yönetim sözleşmesinden) kaynaklı yıllık ücret alacağını içerir—- işlemiş faizi ile birlikte ödemekle yükümlü bulunduğu; bu itibarla, davacı alacağının, toplam—– —– bedelli faturaları tek başına alacağı ispata yeterli olmadığı; davalının, davacı şirkete olan yönetim hizmet bedelini ödediğini HMK.nun 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilmediği anlaşılmakla; davacının, dava konusu tesbit edilen alacağını tahsil için icra takibi yapmakta ve dava açmakta haklı bulunduğu…” şeklinde açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anılan karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yargıtay ——- Karar sayılı ilamında “…kararda, davacı tarafça, dava dışı şirkete sunulan hizmetten doğan alacağın tahsil edilemeyen kısmının 4.310,55 EURO olduğu, diğer alacakların tek başına fatura ile ispatının mümkün olmadığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça —— tarihli dilekçe ekindeki tercüme edilmiş cari hesap ekstresinin “Kalan ödenmemiş tutar” olarak adlandırılan sütununda yer alan ve reddedilen diğer alacak kalemlerinin de kabul edilen 4.310,55 EURO bedelli alacak kalemi ile aynı sütunda yer aldığı, anılan sütundaki —– bulunduğu, aynı —— ibarelerinin yanında ise “ödeme” ibaresinin bulunmadığı, yine cari hesap ekstresinin anılan sütunundaki tüm alacak kalemlerinin faturalara dayalı olduğu görülmekle anılan hesap ekstresindeki ibarelerin ne anlama geldiği, hangi alacak kalemlerinin ödenip hangi alacak kalemlerinin ödenmediği belirlenememiş olup bu hususta kararda da yeterli açıklama bulunmamaktadır. Ayrıca, ödemeler kabul edilse dahi, cari hesap ekstresindeki ödenmemiş tutarlara ait sütundaki alacak kalemlerinden, yanında “—-” ibaresi yer almayan —– alacak kalemi bakımdan talebin kabul edilip yanında “—– alacak kalemine ilişkin talebin, yeterli açıklama olmaksızın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu sebeple mahkemece, davacı tarafça sunulan 18.03.2015 tarihli dilekçe ekindeki tercüme edilmiş cari hesap ekstresindeki yazılı ibarelerin taraflara açıklattırılması sonrası yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlarda yeterli açıklama olmaksızın—— üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış…” şeklinde açıklanan gerekçeler ile kararın bozulmasına karar vermiştir.
Bozmadan sonra mahkememizin —–esasına kaydedilen davada, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı doğrultusunda, taraf vekillerine cari hesap ekstresindeki yazılı ödemeye ilişkin ibarelere dair beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir.
Yargıtay—– Karar sayılı ilam ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi ve davalı vekilince cari hesap ekstresindeki alacak kalemlerine yönelik bozma ilamı uyarınca açıklayıcı beyan sunulmaması mahkememizce nazara alınmıştır. Öte yandan, davacı vekilince sunulan 08/12/2020 tarihli beyan dilekçesi içeriğinde cari hesap ekstresi alacak kalemlerine ilişkin açıklama yapıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriği ile bozma ilamına göre; davacı şirket ile ———- faaliyet gösteren … arasında yönetim sözleşmesi bulunduğu, davalının sözleşmenin — durumunda bulunduğu, davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki ticari ilişkinin dosya içerisinde yer alan cari hesap ekstresine yansıtıldığı, davacı şirket tarafından sözleşmeye istinaden faturalar düzenlenerek cari hesabın alacak kısmına kaydedildiği, yapılan ödemelerin ise borç kaydedilerek alacak miktarından düşüldüğü, cari hesaba ——ödenmemiş tutarın bulunduğu, anılan faturadan kaynaklı bu tutar kadar davacının dava dışı şirketten alacaklı olduğunun bozma ilamı ile sabit olduğu, —- ödenmediğine ilişkin kaydın yine aynı sütunda bulunduğu, her iki alacak kalemi yönünden ——– tutarlarının yanında “——— bunun yapılan bir borç ödemesini değil dava dışı şirket için yapılan masraf harcamasını yansıttığı, nitekim ödenen tutar hanesinin boş bulunduğu, bu tutarların da cari hesaba alacak kaydı olarak girilmediği, cari hesap ekstresinde kalan ödenmemiş tutarları ifade eden sütundaki alacak kalemlerinin bir kısmının kabul edilip bir kısmının kabul edilmemesinin kendi içerisinde çelişki yaratacağı, cari hesaba kaydedilen ve sabit olan alacağın ödendiğini ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, bu hususun ispat edilemediği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kısmen kabulüne,
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü [kapatılan Kadıköy——. İcra Müdürlüğü ]’nün —— asıl alacak—— fiili ödeme günündeki —üzerinden hesaplanacak TL karşılığına yönelik itirazının iptali ile takibin devamına,
Asıl alacak niteliğindeki —-takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —- döviz için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Aşan istemin reddine,
Alacağın likit niteliği gözetilerek kabul edilen tutar üzerinden (takip tarihinde geçerli kur esas alınmak suretiyle) hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 5.294,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kötüniyet tazminatının yasal koşulları bulunmadığından reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.808,39 TL harçtan peşin alınan 558,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.249,69 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 558,70 TL peşin harç ve 3,75 TL vekalet harcı toplamı: 586,75 TL ile davanın red 0,20 ve kabul 0,80 oranına göre hesaplanan 2.259,56 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı —- yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.