Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/447 E. 2020/2 K. 03.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2019/447 Esas
KARAR NO : 2020/2

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ : 03/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davaya konu senedin davacı ile davalı arasındaki taşınmaz alım satımına ilişkin olarak teminat olarak verildiğini, davacının —–bedelle taşınmaz satın aldığını, ancak tapu devrinin gerçekleştirilemediğini,—-tarihli sözleşmeye istinaden —– peşin ödendiğini, bakiye —tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, —– tarihli senedin teminat senedi olarak satıcı …’a teslim edildiğini, davacının senetten dolayı hiçbir borcu bulunmadığını, senedin bedelsiz olduğunu belirtmiş, —- düzenleme tarihli senet bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının usulüne uygun tebliğ edilen dava dilekçesine karşı süresinde cevap vermediği görüldü.
Mahkememiz dosyasının resen ele alınmasında; 25/07/2019 tarihli tensip tutanağının (9) nolu ara kararı uyarınca “Menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığı, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabuluculuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı gerekçesi ile Mahkememizce İstanbul Bam. —— Karar sayılı ilamındaki görüşlere iştirak edilmiş ise de İstanbul Bam. —— sayılı ilamları nazara alınarak; davacı vekiline Arabuluculuk Yönetmeliğinin 22/2 maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağının bir aslının veya arabulucu tarafından onaylı bir suretinin mahkemeye sunması için bir haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/a maddesi gereği davanın şartı yokluğundan usulden reddedileceği” hususunun ihtar edildiği; davacı vekilince verilen— tarihli beyan dilekçesinde menfi tespit davalarında arabuluculuk şartı aranmadığı, bu davanın arabuluculuk kapsamında olmadığı, bu nedenle arabuluculuk başvurusu yapılmadığının beyan edildiği anlaşıldı.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde de, “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü bulunmaktadır. Anılan kanun maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit isteminin; 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuğa tabi olup olmadığı hususunda kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere tereddütler vardır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——. HD.’nin —- Karar ile menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığı, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı belirtilmiş, Mahkememizce de bu görüşe iştirak edilmiş ise de İstanbul Bam. —– Esas, —-Karar, İstanbul Bam—. HD’nin — tarihli —————–Karar , İstanbul Bam.—. HD.’nin—– Karar, İstanbul Bam. —. HD.’nin —Karar, İzmir Bam. —. HD’nin —- Karar sayılı ilamları ile de görüleceği üzere menfi tespit davalarının arabuluculuğa tabi olup olmadığı hususunda tereddütlerin giderilemediği anlaşılmaktadır.
Bir davada esas hakkında incelemeye geçilebilmesi ve esas hakkında karar verilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu olan şartlara dava şartları denir. Dava şartlarının olup olmadığını hakimin re’sen incelemesi gerekir. Bir dava türünün, özel dava şartına tabi bulunup bulunmadığı hususunda tereddütlerin bulunması ve yer esasına göre farklı uygulamaların mevcut olması hukuka güveni zedeleyeceği gibi davanın ilerleyen aşamalarında ulaşılacak farklı bir sonuç boşa emek ve masrafa yol açacaktır. Bu itibarla; anılan istinaf karar ilamları gereği açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gereken —– maktu karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.