Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2020/115 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/437 Esas
KARAR NO : 2020/115

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ———- adresinde bulunan dairelerin sahibi olduklarını, —– tarihinde —- —- sigorta ettirdiğini, davacıların maliki olduğu —- olayları sırasında tamamen zayi olduğunu, davacının dava konusu sigorta poliçesini bölgede yaşanan ——– dolayı davalı şiketin acentelik verdiği yetkili sigorta şirketinde düzenlediğini, sigorta poliçesi düzenlenirken ——teminat olarak poliçeye eklediğini, bölge halkının yıllardan beri en büyük sıkıntısı olar—- herkes tarafından bilindiğini, bu hususun davalı tarafından da bilindiğini, bu nedenle poliçeye —–, yaşanan olaylardan tüm dünyanın haberi olduğunu, davalı şirketin haberimiz yok demesinin açıklanacak hiçbir tarafı bulunmadığını, bölgede yaşanan olayların yıllardan beri devam ettiğini, bölgede bayilik verilen yetkili acenta aracılığı ile— kapsayacak şekilde sigorta poliçesi düzenlediğini, sigortanın kapsamının ne olduğunu açık bir şekilde belirtmediğini, bu nedenlerle — ile birlikte müvekkilinin herhangi bir gelirinin kalmadığını, üzerinde kayıtlı bulanan hatta davaya konu taşınmazların yıkılması ile birlikte ikamet adresi olan —- taşınmak zorunda kaldığını, bununla birlikte tüm mal varlığını kaybeden müvekkilinin hali hazırda hiçbir gelirinin kalmadığını, başbakanlık tarafından verilen destekle ailesinin geimini sağladığını, bu nedenle adli yardım taleplerinin kabulüne, davanın kabulüyle birlikte HMK 107 md uyarınca yargılama sırasında belirlenecek belirsiz alacak hakkında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik — nin zarar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak husumet itirazlarının bulunduğunu, göreve ilişkin olarak davacının alacak talebinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın reddedilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin Türk Ticaret Kanununda yer alan yükümlülüklerine aykırı hareket ettiklerini, yangın sigortasının genel şartları uyarınca hasarın teminat dışı olduğunu, kiracı olan davacıya ait poliçede bina teminatının olmadığını, sorumluluğu poliçe teminatları ile sınırlı olan müvekkili firmanın taşınmazda meydana gelen hasara ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, bu sebeple taşınmazda meydana geldiği iddia edilen hasarın teminat dışı olduğunu, dava dilekçesinde sigortalı konutta bulunan eşyaların bizzat sigortalıya ait olmadığını diğer kardeşlerinin de dairede eşyalarının bulunduğunun ikrar edildiğini, ev eşyasının uğradığı zararın terör eylemleri dolayısıyla meydana gelen hırsızlık ve yağmadan kaynaklandığını, bu sebeple hasar teminatı kapsamında olmadığını, ikrar anlamına gelmemek üzere poliçede muafiyet bulunduğunu, bu hususun dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, gerçek ispat yükünün davacıya ait olduğunu, bu nedenlerle husumet itirazlarının ve zamanaşımı itirazlarının öncelikli olmak üzere esasa dair açıklamaları da dikkate alınarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale talep etmiştir.
Başlangıçta, İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesi — Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada “…taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafın 4 adet taşınmaz yönünden yaptığı sigorta poliçesinden kaynaklandığı, 4 adet bağımsız bölüm sahibi olan davacının tüketici olarak kabulünün mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin tüketici sözleşmesi mahiyetini aştığı, davalı tarafın sigorta şirketi olarak kurulmuş tüzel kişi tacir olduğu, davanın sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu, dolayısıyla davacı ve davalı tarafların her ikisinin de tüketici sıfatına haiz olmadığı ve aradaki işlemin tüketici işlemi olmadığı tespit edilmiştir.” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, dosyanın mahkememiz esasına kaydedildiği görüldü.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; — başlangıç ve bitiş tarihli —– numaralı poliçede sigorta ettirenin ve sigortalının davacılardan —, sigortalının menfaat sahipliği sıfatının kiracı olduğu görüldü.
Somut olayda; uyuşmazlığın kaynaklandığı sigorta sözleşmesinin davacı ——- ile davalı sigorta şirketi arasında akdedildiği, diğer davacıların sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı, davacının kiracı olmaktan kaynaklanan menfaatinin meydana gelecek rizikoya karşı teminat altına alındığı, dosya içerisinde rizikonun gerçekleştiği taşınmaza ilişkin davacı —- kiracı olarak yer aldığı kira sözleşmesinin de bulunduğu, nitekim dava dilekçesinde rizikonun gerçekleştiği binanın aile binası olduğunun belirtildiği, rizikonun meydana geldiği binanın dava dışı — adına tapuda kayıtlı olduğu, yapılan sorgulamada davacıların herhangi bir taşınmaz malvarlığına sahip olmadığı, aksine bağımsız bölümlerde kira sözleşmesine dayalı olarak ikamet ettikleri, bu itibarla yatırım yaparak kazanç elde etmek amacından söz edilemeyeceği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin İstanbul Anadolu—- Tüketici Mahkemesi olduğu yönünde oluşan kanaat ile açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, HMK 114/1-c maddesindeki ” Mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a)Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
b)Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 21/1.c madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin—–.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK. 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.