Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/433 E. 2021/470 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/433 Esas
KARAR NO : 2021/470

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; müvekkilinin—— olduğunu, davalı ….—– tarihinden —– tarihine kadar müvekkili şirkette —— olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin m. 9/e hükmü ile iş sözleşmesinin sona ermesini müteakip rekabet 1 yıl boyunca işvereni ile— etmemeyi üstlendiğini, adı geçen davalının müvekkilinin—- için çalışmaya başladığını, davalının müvekkilinin sırlarına —-olduğunu ve hatta bu sebeple kendisiyle gizlilik sözleşmesi dahi imzalandığını belirterek cezai şartın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalılar vekili; davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili ….—- yasağının yer ve konu açısından geçersiz olduğunu, davacının önemli bir zarara uğramadığını, davacı işverenin—–karşılık bir edim üstlenmediğini, cezai şartın tek taraflı olduğunu, müvekkili …— rekabet vaşağına aykırı bir eylemi olmadığını, davacının— kolayca bulunabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı tarafından davalının iş akdinin feshinden sonra rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle, sözleşmedeki cezai şartın tahsili istemli alacak davasıdır.
Davacı vekili, müvekkili şirketin—– sahibi olduğunu,— yapıldığını, davalı …– müvekkili işletmesinde— tarihine kadar —olarak çalıştığını, — ilgili alanda — sağladığını, davalı …—-akdinin 9. maddesi uyarınca iş akdinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süre içerisinde müvekkili ile — eden başka bir işletmede çalışamayacağını, aksi durumda son ücretinin —— cezai şart ödeyeceğinin belirlendiğini, davalı– müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra aynı alanda iştigal eden davalı şirkette– başladığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, —düzenlemesinin geçersiz olduğunu, zira —- haiz olmadığını, müvekkili şirketin bir haksız rekabetinin olmadığını, işçinin rekabet yasağı nedeniyle de müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, bozmaya konu Mahkememizin — sayılı kararıyla, taraflar arasında düzenlenen — hükmünün—– ayrılmasından itibaren 1 yıl süre ile geçerli olmak üzere düzenlendiği, –” ifadesi kullanılarak— — kapsamı bakımından sınırlamanın çok geniş tutulduğu, kaldı ki davacı ————- olduğu, ——-şeklinde bir sınırlama getirildiği, somut olayda, davacı—satın aldığı mal ve hizmetlere — sağlayan ve — bu ortam üzerinden gerçekleştirdikleri —- olduğu, bu tür faaliyetleri gerçekleştiren ticari şirketlerin — —– en fazla olduğu —- bu durumda söz konusu — hakkaniyete aykırı olduğu, davalı şirkete —- bir kusurun da tespit edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kararın temyizi üzerine —- sayılı kararıyla, mahkememiz kararı;
“Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı —— yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, taraflar ——– yer alan ——-hükümlerin ihlali nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki —- — bakımından— aykırı olduğu, bu nedenle— düzenlemesinin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, —— iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak yapmama (ileriye yönelik) edimini içeren —-niteliğindedir. Bu nedenle, uyuşmazlığa yasaya aykırı davranıldığı iddia olunan tarihteki, bir başka deyişle davalı işçinin düzenlemenin ihlalini oluşturacak şekilde —— tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümleri uygulanmalıdır. Somut uyuşmazlıkta da davalı—– davacı işletmesinden istifa ederek davalı——— işe başladığına göre dava konusu uyuşmazlığa bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 444 vd. hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 445/2.———– bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, — ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği,———- hükümleri ile somut —– alınara————-aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından —– yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. —- tanınan bu yetkinin gerek —- açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanun’un 444/2. maddesi —- kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir —– kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır. Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, davacı tarafça dosya kapsamına ibraz edilen deliller değerlendirilerek rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığı değerlendirilmeli ve şayet geçerli olduğuna kanaat getirildiği takdirde, aynı Yasa’nın 444/2. hükmü uyarınca rekabet yasağının aşırı nitelikte olması durumunda gerekli sınırlandırılmalar yapılarak bir karar verilmesi gerekirken…” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde;
6101 Sayılı TBK’ nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’ un 4. Maddesine göre: Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanunu’ nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
6098 Sayılı TBK 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu sebeple bu yürürlük tarihinden önceki ihtilaflarda, 818 Sayılı — hükümleri uygulanır. Burada iş akdinin sona erdiği tarihe göre uygulanacak kanun tespit edilir.
818 Sayılı Kanun Yürürlük zamanındaki 348.maddesinde, —-İhtilaflarında, — ancak işçinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini —- surette zaman, — nevi noktasından —– göre—bir —- dahilinde şart edilmiş ise geçerlidir. Bu şartları taşımıyorsa geçersizdir, —-
6098 Sayılı Yeni TBK’nın 445/1 fıkrasında ise, bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki— yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. Bu nedenle —- yasağına dair iş sözleşmesi hükmü bu sebeple geçersiz sayılamayacak—- yapacaktır.
Somut uyuşmazlıkta da davalı işçi 26/06/2014 tarihinde davacı işletmesinden istifa ederek davalı ——- işe başladığına göre dava konusu uyuşmazlığa bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 444 vd. hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen —- başlıklı 9/e maddesine göre;—– haklı nedenlerle işveren tarafından veya haklı nedenler olmaksızın kendisi tarafından feshedilmesi halinde, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren—— bölgelerinde olup; faaliyet konusu işverenle tamamen veya kısmen aynı olan şirketlerde her ne suretle olursa olsun çalışmamayı, bu gibi yerlerde ortak, danışman yahut benzeri sıfatlarla bulunmamayı, bu işleri kendi nam ve hesabına yapmamayı, aksi takdirde son aylık ücretinin on katı tutarını cezai şart olarak ödemeyi ayrıca —-son vermeyi kabul ve taahhüt eder.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, 6098 sayılı TBK’nın 445/2. maddesi — nitelikteki — yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, yasağın kapsamı bakımından — yetkisi tanınmıştır.
—- şartının geçerliliğine 6098 sayılı TBK hükümlerine göre, TBK m. 444; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla —-, özellikle kendi hesabına —-, başka bir — işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, — işletmeyle başka —- bir —-ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
—– yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi —ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi: edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, rekabet yasağı geçerli olabilmesi için BK m. 414/2 uyarınca ilk olarak işverenin yasak getirmede hukuken korunacak haklı bir menfaatinin bulunması gerekir.
—-varlığı yönünden; somut bir zararın doğmuş olması gerekmediği gibi haksız — eylemler nedeniyle bir zarara —- tehlikesinin varlığı yeterlidir. (Yargıtay —–
Dava konusu ——- yasağı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere süre açısından hakkaniyete uygun olup yer ve konu açısından hakkaniyete aykırıdır.
Buna göre, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere hakkaniyete uygun bir sınırlama düşünülürse bu sınırlamanın —– rakiplerinde, davacı yanında iken ifa ettiği görev ve —- görev ve kategorilerde çalışmama (…)” olması gerektiğine karar verilmiştir.
Davalı … Yönünden —- Değerlendirmede;
TBK.nun. 445/2.maddesi uyarınca,— alan ile faaliyet alanı bakımından — sınırlanmasında —- yetkisi verildiği de dikkate alındığında, taraflar arasındaki — yasağının davalının çalıştığı— nezdinde yaptığı iş ile sınırlı bulunduğu kabulünün gerektiği, bu durumda davalının davacıya ait işyerinden ayrıldıktan sonra, davacı şirket ile aynı yönde iş yapan dava şirketi de işe başlaması, yine aynı iş kolunda, aynı sıfatla işe başlamış olması suretiyle sözleşmedeki —- kuralının ihlal edildiği, davacının davalı —nedeniyle önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı mevcut olduğu anlaşılmakla,
Davalının, davacıya ödemesi gereken cezai şartın hizmet akdinin 9/e maddesinde bulunan en son aylık ücretinin—— olarak hesaplandığı, TBK madde 182/3 uyarınca, taraflarca kararlaştırılan cezai şartın mahkememizce fahiş olduğu takdir edilmekle, cezai şartın davalı tarafından alınan en son aylık ücretin 1/2’si olarak kabulünün taraflar arasındaki ——daha uygun olacağı kabul edilerek, — cezai şart alacağının varlığının kabulü gerekeceği, davacıca 5.000 TL talep edildiğinden taleple —- gereği, 5000 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı .—– tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
Davalı Şirket Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davalı şirketin ise, dava konusu —- sözleşmesinin tarafı olmaması, sözleşmenin nispiliği ilkesi de uyarınca , davalı şirket yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının, davacı ——– başlıklı 12/06/2012 tarihli sözleşme —-tanımı ile çalışır iken—- dilekçesi ile istifa ederek işten ayrıldığı, sonrasında — çalışmaya başladığı görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, dava dışı/3. kişi———- çalışmaya başlaması nedeniyle; taraflar arasındaki —- sözleşmesini ihlal edip etmediği; bu kapsamda sözleşmedeki cezai şart koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması; noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 4. maddesinde; “— sözleşmesinin yürürlüğe süresince ya da hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde dahi içinde bulunduğu görevi nedeniyle veya herhangi bir surette edindiği bilgileri şirket sırlarını —– usüllerine müşteri — ile —— — ve——- işverenin yazılı rızası olmaksızın açıklamamayı ve duyurmamayı kabul ve taahhüt eder.—- iş Borçlar Kanunun 348. maddesine uygun bir iş olduğundan, gerek işveren şirkette çalıştığı sürece gerekse iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde sona erme tarihinden itibaren iki yıl müddetle şirket ortaklık şahıs ve sair işyerlerinde her —-altında olursa olsun çalışmamayı böyle bir işletmeye doğrudan ya da dolaylı bir surette ortak olmamayı bu alanlarda danışmanlık da dahil olmak üzere kendi—ve hesabına doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir iş yapmayacağını, söz konusu iş yeri faaliyeti kendi namına ya da başkası hesabına yürütmemeyi kabul ve taahhüt etmektedir. Ancak iş sözleşmesinin ——-sebeple feshedilmesi veya işveren tarafından haksız ya da geçersiz sebeple feshedilmesi durumunda bu yükümlülükler geçersizleşir. — saklama yasağına ve rekabet memnuiyetine ilişkin yukarıda yer alan yükümlülüklerin herhangi bir şekilde ihlali halinde işverene en son aylık net ücretinin 12 katını cezai şart olarak gayri kabili rücu ve gayri — olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Davalı taraf, sözleşmenin davacıdan kaynaklanan nedenlerle feshedildiğini savunmuşsa da, istifa dilekçesinden böyle bir durumun anlaşılamadığı, davalının ödenmemiş mali hakları bulunduğunun da iddia ve ispat edilmediği, bu hali ile, davalının ekonomik kaygılarla şirketten istifa etmesinin haklı nedenle fesih için yeterli neden olamayacağı gibi, davacının işten çıkmayı teşvik ettiği savunmasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi ———-olabilecek—- çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklanan süre içerisinde — çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterli sayılmalıdır. T.B.K.’nun 445/2 maddesine göre: “Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir” (Yargıtay 11.H.D.’ nin 2015/12450 E – 2016/6672 K.sayılı, 16.06.2016 tarihli kararı)
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı … yönünden:
1-5.000 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..— alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 341,55 TL harçtan peşin alınan 321,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,48 TL karar harcının davalı …— tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı … —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı …—— verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 346,27 TL harç ile 1.604,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 426,60 TL’sinin davalı .—- tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … — yapılan 50,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 36,70 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalı …— verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
B)Davalı şirket açısından:
1-Davanın reddine,
2-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki ——- hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı——— verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.