Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/432 E. 2019/670 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/597 Esas
KARAR NO : 2019/535
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 19/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkil, …’nın ———– arsa payı ile kat maliki olduğu, ———— adresinde kain ve tapunun ———– parsel sayısında kayıtlı ———ismiyle bilinen taşınmaz——sayılı afet riski altında ki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanunun 6306 SK 3.maddesi uyarınca “Riskli Yapı Olduğu” bakanlıkla lisanslaştırıldığı, riskli yapı raporu verildiği, tüm bağımsız bölümler üzerine ———– tarih ve ———evmiye numarası ile riskli yapı şerhi konulduğu, arsa payını temsil eden kat malikleri ile davalı … —— arasında——.Noterliğince —– tarih, ——–yevmiye sayılı ve yine aynı noterlikçe —- tarih ve ———– sayılı tanzim ve tasdikli düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı,
6306 sayılı Yasa uyarınca yapılmış bulunan Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin davalı …’ne yüklediği edimlerin yerine hiç getirilmemiş olması ve bu konuda yapılan İhtarların sonuç vermemesi karşısında sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile, davalı şirketin yazılı taahhüdü uyarınca ———– TL doğmuş kira kaybı zararlarını, Sözleşmenin hükümlerinin yerine getirilmemesi sebebiyle—- Noterliğinden ———tarih ve——– sayılı l. Temerrüt ihtarnamenin tebliğ tarihi olan ——— tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadarki——– ortalaması oranlarında her yıl yapılacak kira bedeli artışları ile hesaplanarak bulunacak yaklaşık 51 aylık kira kaybı zararına mahsuben şimdilik kaydıyla ve her türlü talep ve dava hakkımızı saklı tutarak —-TL olmak üzere toplam ———TL’nin ihtarname tarihi olan —— tarihinden İtibaren işlemiş yasal ticari faizi ile birlikte davalılardan ———- şirketinde alınarak davacıya verilmesine , Diğer davalılar Arsa Malikleri temsilciler kurulu olarak inşaat sözleşmesinden ve vekaletnameden doğan görev ve yetkilerini yerine getirmediği, sorumluluk duygusu ile hareket etmediği, yükleniciye karşı hiçbir yasal eylem ve işlem yapmadığı ve hatta davalı yüklenici yanında yer alarak görevlerini yerine getirmemiş olmaları sebebiyle İnşaatın yapılamamasına göz yumduklarını, böylece davacı zararınnın artmasına sebebiyet veridiklerini her birisi için — TL olmak üzere toplam——– TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen Arsa Malikleri Temsilcilerinden ihtarname tarihi olan ——– tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınan davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemelerin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu husumet ve görevsizlik kararı verilmesini,talep kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 24/01/2014 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile aynı sözleşmede taahhüt edildiğinden bahisle, doğmuş 400.000 TL kira kaybı zararının tazmini ve sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğinden bahisle 51 aylık kira kaybı zararının şimdilik 100.000 TL’lik kısmının tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davalılardan———tacir olmasına rağmen davacı tarafın ve diğer davalıların tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/06/2019