Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/425 E. 2021/626 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/425 Esas
KARAR NO : 2021/626

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı/borçlu şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafın davalı şirkete satmış olduğu ——– bakiye alacağı bulunduğunu, talep edilmesine rağmen davalı borçlu tarafından ödenmeyince bu kere icra takibi başlatıldığını, alacağın tahsili kapsamında ve yasal gereklilik —–icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin asıl alacak olan 12.061,92TL üzerinden devamına, davalı aleyhine ve davacı lehine takip tutarının % 20’si nispetinde icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle davacının asıl alacak olarak bildirmiş olduğu 12.061,92 TL lik asıl alacağına ve yasal hiçbir şartı oluşmayan faiz istemine ilişkin 424,75 TLlik faiz alacağına itirazlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edilmemiş olduğunu, ürünlerin teslim edildiğine dair sevk irsaliyesi, ——— davalıya faturaya ve takibe konu olabilecek malzemeler teslim edilmemiş olduğunu, ödeme emri ekinde de bu faturalar yer almadığı gibi tebliğ edilmediğini, davacı haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi yapmak suretiyle davalıyı borç altına sokmaya çalışmakta olduğunu, bu nedenle davacının asıl alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davalıya dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edildiyse davalının edimini yerine getirip getirmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
——- takip dosyası içeriğine göre; 11/10/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 72.747,84 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —-ödeme emrinin borçluya 15/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 03/03/2021 tarihli raporda özetle; davacının incelenen 2018 hesap dönemi yasal ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK’nun 64-65 ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun ticari defterlere ilişkin —— nolu madde hükümlerine, genel tebliğ ve muhasebe ilke ve prensiplerine uygun tutulduklarını, —–beratlarının kanuni sürelerinde bildirildikleri,—-ise yine kanuni süresinde noter tasdiğinin yapılmış olduğu, yasal ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma niteliklerinde olduklarını, davalının ise incelemeye gelmediği inceleme talebinde bulunmadığı defterleri ile dayanak belgelerini ibraz etmediği, davacı—– kayıtlı ve —- defterde de tespit edilen— icra takibi başlatmış ise de yevmiye defteri kayıtlarında davacının düzenlendiği son fatura tarihinden sonra ve takip tarihinden önce olmak üzere—- davacının son faturasından sonra ve takip tarihinde önce yapılmış ödemeye göre muavin defterde de görüleceği üzere davacının alacak bakiyesinin 8.888,66 TL olduğu tespit edildiğini, davacının davalının 27/07/2018 tarihinde yapmış olduğu 3.173,26 TL ödemesinden önceki 12.061,92 TL’lik bakiye için takip başlatmış olmasının nedeninin anlaşılamadığını, davacının, davalı—– alacağı olduğu, takip tarihi itibariyle avans faizi talep edebileceği, avans faiz oranının %19,5 ve değişen oranlarda olması gerektiği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasın—- ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.——–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gereki—–
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 8.888,66 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği—— bildirimlerine göre takibe konu faturalardan haziran 2018 dönemine ilişkin 3 adet belge ile bildirimde bulunulduğu, bu halde davalının —- formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiğ—- öninceleme duruşmasında tarafların ticari defterlerinin incelenmesine yönelik ara karar oluşturulduğu, bu kararda 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının taraf vekillerine ihtar edildiği, bu ihtar kapsamında davacı defterlerinin davalı aleyhine delil teşkil edeceği kanaatiyle,
davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 8.888,66 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, icra inkar tazminatı talebinin uygun olmadığı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü—– sayılı icra dosyasına davalının asıl alacak tutarı 8.888,66 TL üzerinden yaptığı itirazın iptaline; takibin asıl alacak tutarı 8.888,66 TL üzerinden aynı koşullarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 607,18 TL harçtan peşin alınan 143,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 463,62 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte buluna–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.173,26 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 143,56 TL peşin harç toplamı: 187,96 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 850,00 TL bilirkişi ücreti ve 105,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 955,40 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 704,05 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10—- takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
11-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı