Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2021/1198 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/413 Esas
KARAR NO: 2021/1198
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2013
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin tekstil alanında —– alanında imalatçı olarak faaliyet gösteren davalı ——yılında başlayan ticari ilişkiyi kuran kişi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkide bağımsız bir ticari işletme olan müvekkili ——bölgesindeki akitlerine aracılık eden tek yetkili kişi konumunda bulunduğunu, müvekkili şirketin davalının ——- kurulması bakımından müvekkili şirketin davalı namına imza yetkisinin bulunmadığını davalı şirket —– arasında müvekkili şirket aracılığı ile başlayıp yıllardır süre gelen bu ticari ilişkide müvekkili şirketin davalı şirketi müşteri ile bir araya getirmekten öte sözleşme kurulduktan sonra da davalı şirket adına sözleşmenin ifasına aracılık ettiğini, buna mukabil müvekkilinin gerçekleşen her sipariş için davalı şirketten —– oranında ücrete hak kazandığını, —— ticaretinin yalnızca müvekkili şirket aracılığı ile sürmekte olduğunu davalının bu ticareti sayesinde —–ulaşan ihracaat yaptığını, davalıya verilen aracılık hizmetinin müvekkili şirketin de cirosunun büyük bir kısmını oluşturduğunu ancak davalı şirketin sözleşmeyi haksız feshi sonucunda müvekkili şirketin işlerinin durma noktasına geldiğini, tüm personeli işten çıkararak ofisini kapatmak zorunda kaldığını, davalı şirket ve müşteri ile ——müvekkilinin ofisinde yapılan toplantıdan sonra toplantıda üzerinde durulan hususları içeren özetin davalı ve müşteriye gönderildiğini, siparişlerin alınması için kolleksiyon üzerinde çalışmaya başlandığını, ancak bu sırada müşterinin müvekkiline ilettiği davalıya ait ——tarihli e-mail ile müvekkilinin davalının yeni kolleksiyon ile ilgili olarak kendisini aradan çıkartmak suretiyle müşteri ile direkt iletişime geçtiğini farkına vardığını ve davalıya uyarıda bulunduğunu, ardından davalı şirketin sözleşmeyi -sonu itibariyle feshettiğini bildirdiğini ancak daha sonra davalı şirketin müvekkilini içine düşürdüğü durumu görerek fesihde haksız olduğunu kabul edip müvekkiline kendiliğinden geçmiş işbirliği ve yardımları için bir müddet daha — ettiğini, müvekkilinin ise ancak —- komisyon almak kaydı ile sözleşmeyi anlaşma ile sona erdireceklerini bildirdiğini ancak davalının —–çok olduğunu belirterek kabul etmediğini, müvekkili şirket ile davalı arasında anlaşma sağlanamaması üzerine davalı şirketin sözleşmenin feshinden önce verilmiş olan hizmete ilişkin ———adet fatura ile ancak kendisini ileriye yönelik alacaklarından ibra ederse ödeyeceğini belirterek ödeme yapacağını bildirdiğini ancak davalı aleyhine başlatılan icra takibi sonucu sonradan söz konusu faturaların ödendiğini sonuç olarak davalı şirketin haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin ticari ve nakit akışının durma noktasına geldiğini bu sebeple davalıya—— tarihli ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarname içeriliğini reddettiğini, haksız fesih sonucu davalı şirketin müvekkili şirket tarafından işletmeye kazandırılan yeni müşterilerden sözleşmenin sona ermesinden sonra da önemli menfaat elde edeceğini oysa müvekkili şirketin bundan bir kazanç elde edemeyeceğini davalı şirketin feshinin haklı sebep olmaksızın ve ihbar süresine uymaksızın yapıldığını, fesih bildiriminin yapıldığı tarih itibariyle müvekkili şirkete ayrıca zarara soktuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile—- denkleştirme tazminatı ile müvekkili şirketin haksız ve ihbar süresi tanınmadan yapılan fesih nedeniyle başladığı işi bitirememesinden dolayı — kolleksiyonu kazancından mahrum kalmasından dolayı uğradığı zararın tazmini olarak ——– tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığını kaldı ki davacının yurt dışında temsilcisi olduğunu iddia ettiği dava dışı —-şirketi ile de arasında yapılmış bir sözleşme olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı—– şirketi ile kendisi iletime geçerek ticari ilişki kurduğunu, davacının herhangi bir katkısının bulunmadığını, davacı şirket ile —- görüşüldüğünü, davalının tek başına gerçekleştirmiş olduğu kolleksiyonların hazırlanması, üretimi ve diğer süreçlerde sanki kendiside katılmış ve ifa etmiş gibi asılsız iddialarda bulunduğunu, oysa davacının bu süreçler içerisinde bulunmadığı gibi dava dilekçesinde iddia ettiği gibi hiç bir edimde ve taahhütte bulunmadığını, davacının tem ediminin taraflar arasındaki yazılı ve sözlü iletişimin kurulmasından ibaret olduğunu, kaldı ki davacının iddia ettiği gibi edimlerde bulunabilecek işgücü personeli ve ekipmanının da olmadığını, davacının bu güne kadar taraflar arasındaki ilişki nedeniyle hak ettiği ve önceden kararlaştırılmış alacaklarının tamamını tahsil ettiğini, hiç bir alacağı kalmadığını ayrıca —- davacının temin ettiğini iddia ettiği —- firması ile anlaşma sağlanamadığını bu nedenle davacının —- nedeniyle yapılmış veya yapılacak bir işten mahrum kaldığı, herhangi bir bedel olmadığını bu nedenle —– tutarındaki munzam zararın veya maddi kaybın varlığından söz edilemeyeceğini, —– denkleştirme tazminatının ise hukuki gerekçesinin olmadığını davacının —-olmadığını,—- müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkine sonradan dahil olduğunu iletişimden başka hiç bir sorumluluk altına girmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava öncelikle Mahkememizin —- esasında görülmüş ve yapılan yargılama neticesinde;
“Tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, tanıklar dinlenilmiş tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak —- rapor alınmıştır. Toplanan delillerden davacı ile davalı arasındaki ilişkinin acentelik ilişkisi olduğu ve davacının davalının acentası olduğu taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliğinden anlaşılmış, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin —- tarihinde fes edildiği görülmüştür. Mahkememizce denetlenip benimsenin ——tarihli ek rapor gereğince acentalık sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde fes edilmesinden dolayı davacının kendisinin bulduğu müşterilerle ileride yapılması mümkün olan sözleşmelerle ilgili olarak sözleşme ilişkisinin devam ettiği süredeki faaliyet sonucu aldığı yıllık komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasını aşmamak üzere dekleştirme tazminatının isteminde bulunabileceği, davacının talep edebileceği denkleştirme tazminat talebinin —-talep ettiği tespit edilmiş, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin —– tarihinde fes edildiği bu tarihten sonra davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı ancak davacının haksız fesih yapıldığı tarih itibariyle aracılıkta bulunmuş olduğu —-dekleştirme tazminatı — haksız fesihten kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam——– tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararının temyizen incelenmesi neticesinde; —– karar sayılı ilamı ile;
“(..) Somut olayda davacı, davalı ile ——arasındaki ticari ilişkinin kurulması ve yürütülmesinde faaliyette bulunmuş olup, taraflar arasındaki ilişki sona erdikten sonra davalının menfaat elde etmediği, davalı ile —- arasındaki sözleşmenin ——– feshedildiği, taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra davacı tarafından kazandırıldığı bildirilen —-yapılmadığı savunulmuştur. Dolayısıyla denkleştirme tazminatı talep edilebilme şartlarının değerlendirilmesi açısından taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra davalı ile dava dışı müşterisi arasındaki sözleşme ilişkisinin fesihle sona erip ermediği, davalının adı geçen müşterisiyle devam eden ticari ilişkisi varsa elde ettiği menfaatin tespiti açısından mahkemece dosyadaki mailler nazara alınmak suretiyle davalı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilince, fesih bildirimi nedeniyle başlanılan işin bitirilememesinden dolayı — sezonu koleksiyonu kazancından mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini de istenmiş olup, davalı ile müşterisi —- için anlaşma sağlanmadığı, dolayısıyla bir menfaat elde edilmediği, davacının da bu suretle komisyon alacağının bulunmadığı savunulmaktadır. Dosya içerisinde bulunan davalının müşterisi olan yurt dışı şirket çalışanı tarafından davalı çalışanına gönderilen —- tarihli mailde “tarz açısından büyük bir değişiklik yapmaya karar verildiği için, davalı tarafından gönderilen numuneler arasından seçim yapılmadığı, ——kendilerine uymadığı, gönderilen numunelere ait bir adet kolinin yola çıktığı” ifade edilmektedir. Davalının davacı ile arasındaki sözleşmeyi feshi esnasında davacının aracılıkta bulunduğu ve hazırladığı —– fesihten sonra kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir sözleşme davalı ile müşteri arasında kurulmuşsa ancak davacı bu sözleşmeden kaynaklanan ücret alacağını talep edebilecektir. Dolayısıyla, söz konusu mail, tanık beyanları, davalı defterleri de incelenmek suretiyle fesih döneminde hazırlıkları yapılan davacının da aracılık ettiği ——— ilişkin davalı ile müşterisi arasında bir sözleşme düzenlenip düzenlenmediği, bu konuda davalının menfaat temin edip etmediği yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi de doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozma üzeri yargılamaya Mahkememizin —– sayılı esası üzerinden devam edilmiş, bozmaya uyulmuştur.
Mahkememizce, bozma ilamında işaret edildiği üzere inceleme yapılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonraki süreç yönünden, davalı taraf kayıtlar üzerinde inceleme yapılması, bu kapsamda maillerin, tanık beyanlarının değerlendirilmesi talep olunmuş, kök ve ek rapor alınmıştır.
Bu kapsamda alınan her iki rapor ile; davalının müşteri ile yapılan görüşmeler sonrası hazırladığı koleksiyonun kabul görmemesi ile davalı ile ——, koleksiyonun reddi sonucunda doğal olarak davalı ile —— bir sipariş alamadığı, taraflar arasında da bir ticari işlemin gerçekleşmediği tespit edildiği, bundan başka davalı şirketin ticari kayıtlarının incelenmesi ile de davalının, davacı ile aralarındaki işbirliğini bitirdikten sonra, daha önce davacının aracılık ettiği—–müşteriye herhangi bir ürün satamadığı, bu müşteriden bir gelir elde edemediği, herhangi bir sözleşmenin akdedildiğine dair bir bulgunun dosya içinde mevcut olmadığı, dosyada var olan mail yazışmaları ve beyanlar üzerinden davalının, davacının fesih öncesi aracılık ettiği —–ticari ilişkisinin kalmadığı, aralarında ticari alışverişin gerçekleşmediğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
Sunulan raporlar, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, bozma ilamını karşılar mahiyette ve denetime elverişli bulunmakla, yapılan tespitlere Mahkememizce iştirak olunmuş, raporlar hükme esas alınmıştır.
Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ve fesih bildirimi nedeniyle başlanılan işin bitirilememesinden dolayı ——- —- kazancından mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce bozma öncesi dinlenen tanık beyanları, sunulan mailler, bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi raporlarının tetkikinde, davacının denkleştirme tazminatı istemi yönünden, taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra davalı ile dava dışı müşterisi arasındaki sözleşme ilişkisinin sürdürülmemiş olduğu, davalının adı geçen müşterisiyle devam eden ticari ilişkisinin ve ondan temin ettiği bir menfaatin olmadığının tespit edildiği, yine aynı ilişki kapsamında davacının ——-kazancından mahrum kaldığı iddiasıyla, uğranılan zararın tazmini istemi yönünden de, davalının davacı ile arasındaki sözleşmeyi feshi sonrasında, —– ilk —— ilişkin dava dışı müşterisi ile bir sözleşmenin kurulduğunun belirlenmemiş olduğu, bu nedenle davacının her iki isteminin de reddi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 9.273,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.213,78‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesinin —- nolu bendi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 149,05‬ TL posta masrafı ve 5.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 5.399,05‬ TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 10/11/2021