Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/402 E. 2021/1146 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/402 Esas
KARAR NO: 2021/1146
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/06/2019
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafın —-ödenmediği gerekçesiyle davacı aleyhine—- icra takibi başlattığı, davacının bu senet nedeniyle davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı, icra takibine müstenit senet lehtarı —- davacı — yapmış olduğu ve avukatlık hizmetine binaen davalı —-alacaklı olduğu, davacı kooperatif eski yöneticileri ile —-ödendiği, davalı tarafça — senetlerden dolayı geciken ödemelere ilişkin faizin kabul edildiği, ancak — hesaplanan faiz tutarı üzerinde talepte bulunduğu, senedin ciro edildiği. ciranta olan takip alacaklısı —— kişi olmadığı. davalı tarafın senetlerin geç ödenmesinde dolayı gecikme tazminatı talep etme hakkı var ise, ne kadar gecikme tazminat var ise o kadar kısım için dava konusu senedi takibe konu edebileceği beyan edilerek, açıklanan nedenlerle, takibin tedbiren durdurulmasına, aksi takdirde icraya girecek paranın alacaklıya ödenmemesine, davacının davalı tarafa ana para ve faiz borcunun olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın kooperatif üyeleri arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklandığı gerekçesi görev itirazında bulunduğunu, bonodan dolayı kendisine başvurulan davacının keşideci ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlerine dayanan defileri davalıya karşı ileri süremeyeceği, davacının dilekçesinde bahsettiği protokollerin, —- iradesi ve kararı doğrultusunda yapıldığı, yapılan sözleşmenin — olduğu, davacının almış olduğu—- rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği, taraflar arasında yapılan —– tarihine kadar alacaklıya ödenmemesi halinde senedin emre muharrer borç senedi olarak işlem göreceği, devir ve işlem göreceği” taraflarca kabul ve taahhüt edildiği beyan edilerek, açıklanan nedenlerle, göreve itirazın kabulüne ve davanın reddine, davacının tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekaler ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—- sayılı takibine konu —- bedelli senede dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; —- bedelli senedin bedelsiz kalıp kalmadığı, bedelsiz kaldı ise bu hususun davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, —–öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafa——Senetlerin bir kısmı bankadan, büyük bir kısmı ise davalı tarafından elden nakit alınarak ve el yazısı ile makbuz vererek tahsil ettiği ve senet aslını iade ettiğine dair belgelerle tahsil ettiği, başka bir anlatımla senetler vadelerinde değil muhtelif tarihlerde ödendiği, ayrıca herkese açık olan ——-davasından dolayı yapılacak ödemeler için protokol yapmak için—- şeklinde tescil ve ilan edildiği,——kapsamında ödenmeyen senetlerin ve gecikme faizine karşılık olduğu, yapılan mali inceleme sonucunda davacının senetlerin tamamını ödemesi sebebiyle ödenmeyen senetlerden kaynaklı bir borç bulunmadığı, ” Senedin bu aşamada gecikme faizinin karşılığı olduğu, taraflar arasındaki ödemelerin düzensiz ve tarihlerinin tespitinin mümkün olmaması sebebiyle, hangi tarihli senedin hangi tarihte ödendiği anlaşılamadığı, bu durumda davacının faiz borcunun net olarak tespit edilememesi sebebiyle, dava konusu senedin ne miktarda karşılığının bulunduğunun hesaplanamadığı bildirilmiş, rapora karşı itirazlar üzerine aldırılan —- — göre yapılan hesaplamaya göre senetlerin vadelerinden sonra ödenmesi nedeni ile toplam ———- yönünde görüş bildirilmiştir.
Klasik bir ayrım olarak defilerin, etkili olduğu kişiler açısından mutlak ve nispi defiler olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtilmelidir. Geçersizlik defileri ve senet metninden anlaşılan defiler olarak karşımıza çıkan mutlak defiler, kambiyo senedini ödemekle yükümlü olan şahsın kendisinden senet bedelini talep eden her hamile karşı ileri sürebileceği defilerdir. Nispi defiler ise, aynı zamanda şahsi defi olarak da adlandırılırlar ve adından da anlaşılacağı üzere herkese değil sadece belli bir senet alacaklısına karşı ileri sürülebilirler. —- şahsi defilerin, borçlu ile önceki hamiller arasında doğrudan doğruya mevcut münasebetlere dayanan defilerden oluştuğu görülmektedir. Kural, bu defilerin müracaatta bulunan hamillere karşı ileri sürülememesi ise de istisnası senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlidir —- gözetildiğinde; davacı kooperatifin eski vekili olan dava dışı —- sayılı dosyasından kaynaklı olarak vekalet ilişkisine dayalı davacıdan ana para olarak—alacaklı olduğu, davacı —-borcuna karşılık olarak vadesi —– arasında olan — adet senet verildiği, daha sonra bu protokol kapsamında ödemelerin yapılmaması sebebiyle —-verildiği, söz konusu senetlerin bir kısmının ödemesinin yapılmaması sebebiyle taraflarca —tarihli yeni bir protokol imzalandığı, yeni bir ödeme planı çıkarıldığı, protokolün— gecikme faizi ile birlikte ödenmesinin kararlaştırıldığı, — kadar, ödenmeyen senetler için icra takibi yapılmamasının kararlaştırıldığı, —- tarihli teminat senedi verileceğinin kararlaştırıldığı, —- kadar ödenmemesi durumunda emre muharrer borç senedi vasfı kazanacağının düzenlendiği, dava konusu senedin davacının —- tarihli protokol kapsamında ödenmeyen senetlerin ve gecikme faizine karşılık olduğu kanaatine varıldığı, yapılan bilirkişi incelenmesinde de tespit edildiği üzere davacının—– sonra ödemenin tamamlandığı, bahse konu senedin —– gereği şartları oluştuğundan lehtar—-davalıya ciro edildiği, davalı tarafça —— üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacının ileri sürdüğü bedelsizlik ve teminata ilişkin definin davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davacı tarafça davalının takip konusu senedi bile bile davacının zararına iktisap ettiğini ispatlaması gerektiği, davacı tarafça davalının senet lehtarının baldızı olduğu iddiasının ileri sürüldüğü ancak bu durumun tek başına davalının senedi kötüniyetli iktisap ettiğini göstermeyeceği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli —– fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan —– davacıdan alınarak davalıya verilmesine, —-
7—— göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———–Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021