Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/400 E. 2021/357 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/400 Esas
KARAR NO : 2021/357

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin ticari iş gereği davalı şirketin talebi —–davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirket yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği halde, davalı şirket tarafından fatura borcunun—– teslim alınmasına rağmen ödenmediğini, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi sebebi ile borçlu davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu —— esas sayılı dosyasından borçlu aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket vekili tarafından haksız olarak yetkiye, dosya borcuna, faiz ve ferilere itiraz edildiğini, icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı olan zorunlu arabulucuya müracaat edildiğini ancak bir neticeye varılamadiğini, davalı şirketin teslim aldığı —- borcunu ödemediğini, icra takibi öncesi taraflarına gönderilen faturaya ilgili yasal süresinde bir itiraz bildirmediğini, faturayı iade etmediğini, ticari teamüllere aykırı hareket eden davalı şirketin itirazının tamamıyla hukuki süreci uzatmaya matuf yasal dayanaktan yoksun, haksız olduğunu, yine faize ve faiz oranlarına yapılan itirazın da tümü ile haksız olduğunu, alacaklarına işletilen faiz ve faiz oranlarının yasaya uygun olduğunu, avans faizi uygulandığım, davalı yanın yetkiye itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, bahse konu alacak bir fatura alacağı olduğundan alacaklı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunun Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, davalı şirketin yapmış olduğu itirazları kabul etmediklerini belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin dava konusu icra takibine vaki haksız ve mesnetsiz tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçlu şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten 30.536,16 TL alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınacak bilirkişi raporu ile de ortaya çıkacağını, davacı tarafça icra takibinde istenilen faiz oranının fahiş olduğunu, kabul edilemeyeceğini, cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesi gerektiğini, ihtar olmadığı için müvekkili şirketten faiz talep edilemeyeceğini, davacı tarafın müvekkili şirkete malzeme satışı yaptığını ve sattığı malzemenin de müvekkili şirkete teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında bulunduğunu, müvekkili şirketin savunmasının dava dilekçesine konu faturalardaki malların kendisine teslim edilmediği yönünde olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi ile faturaları sunmuş olmasının tek başına malların teslim edildiğini göstermediğini, davacı tarafın faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiğini, taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşme de dosyaya sunulamadığını, faturaya dahil alacakların cari hesap ilişkisini göstermekte olduğunu, cari hesap ilişkisinde taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin olarak belirlenemediğini, bu nedenle alacağın likit olmadığını, davacı tarafın icra inkar talebinin yerinde olmadığını, TTK madde 21 ’in taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin ispatı ile ilgili olduğunu, faturanın yapılan sözleşmeye uygun olduğunu gösterdiğini, yani bir ispat kuralı olduğunu, bu ispat kuralına itiraz etmemenin herhangi bir hak kaybına yol açmadığını belirterek, davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletİlmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; fatura alacağına dayalı başlatılan İstanbul Anadolu —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İstanbul Anadolu—– esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş olup dosya içeriğine göre; 30/04/2019 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —— olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 30.536,16 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —— tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 08/05/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinde yetkiye borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davacının incelenen 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davalının ———bulunması nedeniyle ticari defterlerinin incelenemediği, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlarına aykırı olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılamadığı, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığ—– ile ilgili de bir tespit yapılamadığı, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda, davacının ticari defterleri hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/3. maddesindeki ‘”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uysun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının —– lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, … diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi … — hükmünün tatbik edilip edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin MahkemeniN takdirinde olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan belgenin —– —-tutarlı 1 adet fatura olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 1 adet faturada yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, Davacı vekili tarafından 18.10.2019 tarihli cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesi ekinde müvekkili şirketin fatura ve ürünleri davalıya teslim ettiğine ilişkin — alınan teslim nüshasının ve buna ilişkin e-postanın sunulduğu, teslim nüshasında teslim alan olarak ——- tarihli yazısı ekinde Mahkemenize gönderilen davalı —– nüshasının üzerinde isim ve imzası bulunan —– döneminde davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığına dair kayıt bulunduğu, ayrıca dayanak faturanın davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu —formu ile bildirildiği, “Mahkemece yapılacak … takip dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu —- formuyla bildirilmiş olup olmadığı ilgili — dairesinden sorularak bildirilmişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten İbarettir. ” (———-.) Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 1 adet faturanın davalıya teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, ancak dayanak faturanın davalı tarafından — bağlı olduğu — bildirildiği, bu durumun dayanak faturanın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, dayanak faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, Raporun—- bölümde yer verilen, dava dosyasında — ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 1 adet faturanın davacının—- yılına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla 29.710,78 TL alacaklı olduğu, Davacı tarafın 29.710,78 TL asıl alacak ve 825,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.536,16 TL takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 30.536,16 TL olarak gösterdiği, mahkemece davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; icra takibinden önce davacı tarafından davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, davalı taraf davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibi ile temerrüde düştüğünden takip tarihi öncesi için işlemiş faiz oranı belirlenemediği ve işlemiş faiz tutarı hesaplanamadığı, Mahkemece davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 ve 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, —- avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay ——
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi ——-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe yetki, borç ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —— alınan teslim nüshasının ve buna ilişkin e-postanın sunulduğu, teslim nüshasında teslim alan olarak —————– ait teslim nüshasının üzerinde isim ve imzası bulunan ————–döneminde davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığına dair kayıt bulunduğu, HMK. 221. maddesi gereği (——) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (Yargıtay—— göre takibe konu faturanın davalı tarafından —— dairesine bildirildiği, bu halde davalının —— formlarının aksini ispatlaması gerektiği, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 29.710,78 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, davalının temel savunmasının fatura konusu malların kendilerine teslim edilmemiş olduğu, ödemeye ilişkin yazılı ve sözlü beyanlarının bulunmadığı, bu haliyle davalının defterlerinin incelenmesine gerek olmadığı kanaatine varılmış, icra dairesinin yetkisine dair itirazın yerinde olmadığı anlaşılmış, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu ——. İcra müdürlüğünün ——- takip sayılı icra dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline; takibin 29.710,78 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm altına alınan 29.710,78 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.029,54 TL’den peşin olarak yatırılan 368,81 TL harcın mahsubu ile 1.660,73 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı,368,81 TL harç, 65,20 TL tebligat-müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.184,81 TL yargılama giderinin 1.149,26 TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan—– nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan ——uyarınca hesaplanan —-davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9- İstanbul Anadolu ——– takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşıi davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.