Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/4 E. 2020/487 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/4 Esas
KARAR NO : 2020/487
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2015
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında —— —-karar sayılı dosyada verilen ilamın davalı tarafından önce ——– dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu; davacı tarafından bu dosyaya alacak miktarı kadar teminat mektubu verildiğini; kararın onanması üzerine teminat mektubunun paraya çevrilerek alacağın tahsil edildiğini, davalının bu kez mahkeme kararın—- dosyası üzerinden 2.kez icra emri gönderdiğini; ancak davacının bu talebinin açtıkları dava sonucu ——- karar sayılı kararı ile iptal edildiğini; davalının, bu defa ——— dosyasından takip başlattığını; davacı tarafından borcun tamamı ödenmesine rağmen sanki kısmi ödeme yapılmış gibi talepte bulunarak takip yaptığını; davalıya kısmı ödemenin söz konusu olmayıp talep edilen borcun tamamının ödendiğini; mahkeme kararında geçen —- de fazlasıyla birlikte ——- dosyasına ödendiğini ve davalı tarafından paranın tahsil edildiğini; bu nedenlerle, davalının talep ettiği borcun tamamını ödemiş olduğu halde bunu kısmi ödeme kabul edip ikinci bir takip ile —— dosyasına yatırılan —— tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında ilama dayalı olarak———— dosyası ile yapılan icra takibinde takip talebinin sehven hatalı düzenlendiğini; faizin başlangıç tarihi ile ilgili yapılan olarak davacıya düşük miktar üzerinden ödeme emri gönderildiğini; taraflar arasındaki davada verilen kararın onanması üzerine eksik faiz miktarının——— sayılı dosyası üzerinden eksi faiz kısmının talep edildiğini; davacının yanıltıcı beyanlarla ikame ettiği; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
DELİLLER;
Dosya konusunda uzman —– tevdi edilerek bilirkişi EK raporu alındığı ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
——-sayılı icra dosya aslının, —- esas sayılı icra dosya aslının ,———sayılı dosya aslının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama sonucu Mahkememizin —–sayılı ilamı ile “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Kararı davacı —– vekili temyiz etmiştir.
————-Sayılı kararı ile; “Tarafların bilirkişi raporuna itirazları mahkemece hüküm yerinde değerlendirilmeden bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Mahkemece tarafların rapora itirazları doğrultusunda, alacaklı davalının ikinci takipte sadece eksik faiz için talebi bulunduğu savunması da dikkate alınarak, ikinci takibin ilama uygun olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizin —- sayılı ilamının ———– sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma ilamında “Alacaklı davalının, dava konusu takibe konu ettiğini savunduğu faiz alacağı mahkeme ilamı ile hüküm altına alınmıştır. BK.nun 113/2.maddesi uyarınca “halin icabından anlaşılan durum gereği” bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebilir. ———-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı takip borçlusu— davalı takip alacaklısı ————-ödeme yaptığının saptandığı belirtilmiştir. Taraf vekilleri süresinde gerekçelerini göstermek suretiyle rapora itiraz etmiş, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmişlerdir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları mahkemece hüküm yerinde değerlendirilmeden bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Mahkemece tarafların rapora itirazları doğrultusunda, alacaklı davalının ikinci takipte sadece eksik faiz için talebi bulunduğu savunması da dikkate alınarak, ikinci takibin ilama uygun olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce —- ilamı doğrultusunda önceki raporu hazırlayan heyetten ek rapor alınmış olup rapor içeriğinde yapılan inceleme neticesinde davacının yaptığı ilk takipte—– lehine hükmedilen alacağın işlemiş faizinin sadece bir kısmını talep ettiği, bakiye işlemiş faiz alacağının ise ikinci takipte —– talep edildiği, yapılan hesaplamalar neticesinde ilk takipte TBK 100 maddesinin uygulanması neticesinde davalı alacaklının bakiye — alacağının kaldığı, davacının ilk takipte eksik istediği işlemiş faiz miktarının ise ——- olduğu bunlara mukabil davacı borçlu tarafından her iki takibe yapılan ödemelerin ise davalı alacaklının talep edebileceği alacak miktarını tamamen karşılamadığı ve davacı borçlunun ise yaptığı fazla ödemenin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Karar duruşmasında davacı vekilince mazeret dilekçesi sunulduğu mazeret dilekçesine ek olarak sağlık raporunun ibraz edildiği, küresel çapta etkisi şiddetli şekilde hissedilen salgın hastalık nedeni ile kendisinin risk grubunda olduğu gözetildiğinde yokluğunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Zira mahkememizce yapılan tetkikte davacı vekilinin 75 yaşında olduğu ve diyabet hastası olduğu görülmüş olup insan sağlığını tehlikeye atmamak adına mazeret kabul edilmiş ve davacı vekilinin yokluğunda dosya karara bağlanmıştır.
İzah olunan gerekçeler ile davacının istirdat davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup, her ne kadar 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerekse de mahkememizin iş yükü göz önünde bulundurulduğunda sehven 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 40,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 399,48 TL harçtan mahsubu bakiye 345,08 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan maktu 3.508,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 29/09/2020