Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/392 E. 2021/141 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/392 Esas
KARAR NO : 2021/141

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün—- esas sayılı dosyasının tetkikinde davacı (alacaklı) tarafından borçlu ( davalı) .——- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
İcra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Davacı vekili, davalı şirkete ürün sattıklarını bedelinin ödenmediğini belirterek bu hususta yapılan takibe yapılan itirazın iptaliyle tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.—
Davalı vekili, borç bulunmadığını, ürün tesliminin ispatlanması gerektiğini davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan ürün satımına dair alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenelenen 14.12.2020 tarihli raporda, davalı yanın inceleme gününe katılmadığını, defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacının kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle 4.530,80 TL alacaklı gözüktüğünü belirtmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, davalıya ürün sattığını ve bedelinin ödenmediğini ispatlaması gerektiği, davacı vekili teslime dair— sunmamışsa da ticari defterler taraflar lehine delil olabilecekitir, zira uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olduğu yani iki tarafında defter tutma yükümlülüğü bulunduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari defterlerine geçirilmesi gereken — doğmuş olduğu, davacının defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğu bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmıştır.
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur. (Yargıtay —–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik —- Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik——- Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verilmiş, bu karar davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, davalının ticari defterlerini sunmadığı, bilirkişi raporunun davacının ticari defterlerinin incelenmek suretiyle hazırlandığı, dava konusu fatura alacağının davacı şirketinin defterlerinde ise kayıtlı olduğu ise, bilirkişi raporu ile sabittir. HMK 222/3. maddesine göre davalının ticari defterlerini sunulmaması halinde davacının ticari defterleri lehine delil olarak sayılacağından, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği (Yargıtay ——-, anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İK’nın 67/2. maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz —- itirazla çabuk bitirilmesine engel olan, borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. ( Bursa BAM—–
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
VI. HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın kısmen kabulü ile;
İstanbul Anadolu ——- Esas sayılı takip dosyasında takip borçlusu davalı tarafından yapılan itirazın 4.530,80 TL yönünden iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-Alacağın %20 sine tekabül eden 906,16 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 309,50 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,86 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 249,64 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4————- tarifesine göre davacı için takdir olunan 4,080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5———–tarifesine göre davalı için takdir olunan 425,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 110,66 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen 900 TL bilirkişi gideri , 176,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1,076,50 TL yargılama giderinin 984,14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 92,36 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
10———tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, kesin olmak üzere karar verildi.