Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/358 E. 2021/984 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/358 Esas
KARAR NO: 2021/984
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili ile davalı arasında yapılan ticari iş gereğince, müvekkili şirketin —– açıkça miktar ve fatura numaraları belirtilen işi gerçekleştirdiğini, davalının ise fatura bedellerinin bir kısmını ödediğini, geri kalan — bedeli ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında —— dosyası ile takip başlatıldığını, davalının aleyhine başlatılmış olan icra takibine hiçbir gerekçe gösterilmeksizin —– bahisle kötü niyetli itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak tüm çabalara rağmen davalının anlaşmaya yanaşmadığını, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin cari hesaba bağlandığını, davalı firmanın ticari defterleri incelendiğinde borcun sabit olduğunun ve kötü niyetli itirazın iptalinin gerekeceğinin anlaşılacağını, davalının teslim aldığı faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, müvekkilinin davalıdan cari hesap alacağının —- olduğunu, davalının borcunu ödemekte ısrar ettiğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını belirterek, karşı tarafın sunduğu ve sunmuş olacağı delillere karşı delil sunma hakkı saklı kalmak kaydıyla ve sınırlandırmamak üzere sundukları delillerin kabulüne, davalı borçlunun —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli itirazı ile takibi durduran davalının itiraz tarihinde geçerli olan mevzuat gereği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; faturaya dayalı cari alacağın tahsili için başlatılan —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, takip dosyası içeriğine göre; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ——–tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —— emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi—- tarafından düzenlenen —- tarihli rapor içeriğine göre; ” Huzurdaki dava, davacının faturadan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür. Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası /malın teslimi ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir. Satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
Verilen yetki ile, tacir olan davacı şirketin defter kayıtları incelenmiş, —- kapsamında yasal ticari defteri olan—- yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin—- göre zamanında yapıldığı, kapanış tasdikinin bulunmadığı, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturanın kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, takip konusu fatura karşılığı olarak, — takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde —-Sayın Mahkemenin —-tarihinde yapılan —– kesin süre ihtarına karar verilmiş olmasına ve ihtarın davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından defter ve belge ibrazında bulunulmadığından inceleme yapılamamıştır.Somut olayda, dava konusu faturaların yapılan incelemesinde, davacı şirket tarafından davalı şirkete satışı yapılan bir kısım inşaat malzemelerine ilişkin olarak düzenlendiği, malın teslimine ilişkin olarak faturalar ve sevk irsaliyelerinde isim imzanın bulunmadığı, faturalar toplam tutarının — olduğu, her ne kadar —-bakiye kalan tutar kadar alacaklı gözükse de, yapılan ödemelerin aksi ispatlanmadıkça mevcut bir borcun ödemesine yapıldığı, böylelikle son alınan faturadan geriye doğru bakiye tutar kadar malın teslimi ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacının davalıya fatura düzenlemiş ve defterlerine kaydetmiş olmasının tek başına malın tesliminin ispatına yeterli olmadığı, dosyadaki mevcut delil durumuna göre davacının malın —— somut delillerle ispatlayamadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç Olarak;
A—— Yönünden; Davacı şirketin ticari defterlerinin yapılan incelemesinde, — yasal ticari defteri olan— Defterini süresinde tasdik ettirdiği, —-ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin —- göre zamanında yapıldığı, kapanış tasdikinin bulunmadığı, İnceleme günü davalı tarafından defter ve belge ibrazında bulunulmadığından davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
B- ———: Takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, —takip tarihi itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde —- alacaklı gözüktüğü, ancak davacının dava dosyasına sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde —- ödeme alındığına ilişkin belge sunarak ikrarda bulunduğu ve —– alacaklı gözüktüğünün kabulü gerektiği, icra takibinin de ticari defteri ile uyumlu olmayan açık hesap özetine uygun olarak icra takibine konu edildiği, ancak fatura içeriği malların teslimine ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin “Teslim Alan” bölümünde ise isim ve imzanın yer almadığı, mal tesliminin ispata muhtaç kaldığı, davalının tebligata rağmen defter & belge ibraz etmediği, ancak ispat yükü davacıda olduğu sürece davalının defter ibraz etmemesinin tek başına aleyhine delil niteliğinde olmadığı, ——- ile Beyan Edilip Edilmediğinin Sorulması: Davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defterlere ve sair delillere de dayandığından vergi beyannamelerine de dayandığının kabulü gerektiği, davalı tarafından defter & belgelerini ibraz edilmediğinden incelenemediği de gözetilerek, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, — karinesinin ispat edilmesi yönünde dayanak belge niteliğinde olan — ——- sınırı altında kalması sebebiyle ilgili faturanın —- beyannamesinde davalı tarafından indirim konusu yapıp yapmadığı ile ilgili takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere müzekkere yazılabileceği, cevabından sonra —- ve davacı alacağı konusunun EK Raporda tekrar değerlendirileceği,
C- Faiz: Davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirmenin yapılmadığı, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; takip sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için takipteki taleple bağlılık gereği ——“yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle—- düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m: 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu malların teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı gözüktüğü, dosyaya sunulan cari hesap ekstresinde — davalıdan ödeme aldığının kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının takip dayanağı cari ekstresi içeriğinde —- ödeme alındığının cari hesap ekstresinde belirlendiği, kalan— tahsilini talep ettiği, HMK. 221. maddesi gereği —dosyaya kazandırılması gerektiği, davalının————– satışı ve teslimini ispatladığı, davacının —- ticari defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmaması nedeniyle lehine delil teşkil etmediği değerlendirilerek davacıya teslim konusu ispat noktasında yemin delili hatırlatılmış ise de davacı tarafça yemin deliline dayanalmadığı, bu itibarla davacının ispatladığı alacağı ile yapılan ödeme miktarı gözetildiğinde davacının alacağının bulunmadığı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcının başlangıçta alınan 88,55 TL peşin harçtan mahsubu ile 29,25 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- —–sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021