Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/331 E. 2019/974 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/331 Esas
KARAR NO: 2019/974
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/06/2019
KARAR TARİHİ: 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalı ile Müvekkilinin kendi aralarında —— tarihinde, aralarında kurdukları adi ortaklık için, müvekkili tarafından ———- TL’nin davalıya elden nakit olarak verildiğini, davalının da parayı elden teslim aldığını gösterir adi yazılı şekilde belge düzenleyip imzaladığını, ancak ortaklığın devam etmediğini, davalı tarafından hiçbir masraf yapılmadığını, tek kuruş harcanmadığını, buna karşılık davalının bu parayı uhdesinde tuttuğunu, müvekkilinin ortaklık başlayamadan son bulduğu için parayı geri istemesine rağmen, davalının aylarca onu oyaladığını, ortaklığın başlamadan sona erdiğini ve davalının borçlu müvekkiline——– TL’yi iade etmediğini, davalının hakkında———– İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı takip dosyasıyla ———–TL’lik asıl alacak ve fer’ilerine dair icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazında, dayanak belgenin aslının sunulmadığını, içerik itibariyle gerçeği yansıtmadığını ve sonuç olarak böyle bir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, borçlunun borca itirazının haksız ve yerinde olmadığını. Takip konusu belgenin, borçluyla müvekkil alacaklı arasında adi yazılı şekilde düzenlenen “ortaklık parası” konulu,——– TL’yi elden teslim aldığına dair beyanda bulunduğu bir belge ve hukuken geçerli bütün unsurları taşıdığını, borçlunun, ——— tarih, ——— yevmiye nolu———– Noterliği’nden gönderdikleri ihtarnameyle temerrüde düşürüldüğünü, bu ihtarname ile ——— TL’nin müvekkile iadesi istendiğini, iade gerçekleşmeyince icra takibi başlatıldığını. Borçlunun sadece borca itiraz ettiğini, senetteki imzasına itiraz etmeyerek imzasını ikrar ettiğini öne sürerek ——– İcra Müdürlüğü’nün———— esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir .
Davalı cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını bilakis davacının ortaklık nedeniyle müvekkiline borçlu olduğu, yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından yapılması gerektiği, davacının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, ortaklığın tasfiyesi hususunda dava ikame edilmesinin gerektiğini, zira ortaklığın tasfiyesinin usulü ve kapsamı BK.nın 642 vd. Maddelerinde açıkça belirtildiğini, ortaklığın zarar ettiği ve tasfiyesinin yapılması halinde davacının da zarara ortak olması gerektiğini, davacının talebinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak yapılmış olması halinde dahi talebin zamanaşımına uğradığını, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacının %20’den az olmamak şartıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesinin gerektiği ve davanın reddini talep etmiştir .
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir Adi ortaklığın tanımı, TBK’nın 620 maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ” şeklinde yapılmıştır.
Adi ortaklık, bir ticari işletmeyi işletmek şeklinde olabileceği gibi esnaf işletmesi veya hiç bir işletme olmaksızın bir kaç kişinin muhtemel kazancı paylaşmak amacıyla emeklerini ve mallarını bir araya getirme şeklinde de olabilir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukukî işlemin veya fiîlin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davacı davalı ile ——- tarihinde adi ortaklık kurduklarını davacı tarafından davalıya elden ——–TL verildiğini, ortaklığında başlamadan sona erdiğini davalının ———TL’yi iade etmediğini ileri sürmüştür. Taraflar tacir olmadığı gibi davanın da mutlak/nispi ticari dava olmadığı görevli mahkemenin genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi olduğu dikkate alınarak davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2019