Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/329 E. 2022/474 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/329 Esas
KARAR NO: 2022/474
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin davacı şirketten boya satın aldığını, davacı şirketin karşılığında —– bedelli iki adet fatura düzenlediğini, malların teslim edildiğine dair teslim tutanağının da mevcut olduğunu, faturalar ödenmeyince davalı firma aleyhine —– esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı firmanın borca ve yetkiye itiraz ettiğini, alacağın para borcu olduğunu, para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, davalı tarafın faturalar ile ilgili herhangi bir açıklama getiremediğini belirtmiş; takibin—–dosyası üzerinden devamına, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ikametgahının —olduğunu, yetki ilk itirazında bulunulduğunu, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında sadece —- tarihli faturadan dolayı bir alım satım olduğunu, fatura bedeli olan—— tarihli bir fatura ve teslimat olmadığını, icra takibinin kötüniyetli olduğunu belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tacirler arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davalı tarafından takipten sonra ve davadan önce —-ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; faturalara konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmet bedelinin ne olduğu, davalı tarafından teslim edilen fatura bedelinin ödenip ödenmediği, davacının faturalardan kaynaklı bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, hangi tutarda alacaklı olduğu, bu itibarla takibe yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı –borçlusunun —-olduğu, toplam —- tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verile itiraz dilekçesinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı görülmüştür.
Somut olayda, taraflar arasında ticari alım satım ilişkisine dair düzenlenen faturalara dayanılarak davalı aleyhine ——sayılı takip dosyasında icra takibine başlanılmış, davalı vekilince süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılması gerektiğinden, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”. Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.”. 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Yasal düzenlemeler karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalının yerleşim yeri —- olup, davacının muamele ——- olduğu, taraflar arasında satış sözleşmesinin olup olmadığı, faturalara konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediğinin tartışmalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, dava şartlarının varlığı mahkememizce ciddi görülerek HMK. madde 117/3 gereği ön sorun olarak incelenmesine karar verilmiştir. Takibe konu ——– tarihli fatura yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, icra dairesinin yetkili olduğu anlaşıldığından işin esasına geçilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—yazılan yazıya cevap verildiği, davacı şirketin —– dönemine ilişkin —– mahkememize gönderildiği görüldü.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davalı şirketin—- dönemine ilişkin —- mahkememize gönderildiği görüldü
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, —- tutarlı faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, — tarihinde — tutarında davacıya — yapıldığı, — bildiriminde yer almadığı, —- tarihli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi—- tarafından düzenlenen—— tarihli raporda; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıdan —–alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir ———-
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisin ve teslimin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
HMK’nın 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya taşıma irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu irsaliye altındaki teslim alan imzasının davalı veyahut çalışanına ait olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi —–beyanında; taşıma irsaliyesindeki imzaların mal teslim almaya yetkili kişilere ait olmadığını,—– isminde çalışanları bulunmadığını belirtmiştir. —– kayıtlarının incelenmesinde davalı şirketin anılan isimde çalışanı bulunmadığı, irsaliyelerde teslim alan kişinin kimlik bilgilerinin de yer almadığı görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222’nci maddesinin 2 ve 3 numaralı fıkralarında; ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir. Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında iki adet faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe konu faturalardaki malın teslim edilip edilmediği ve bedelinin ödenip ödenmediği hususundan kaynaklandığı, alım satım ilişkisinde para ediminin ifasını isteyen satıcının malı teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği —–uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya— borcu bulunduğu, —– tutarlı fatura bedelinin —— tarihinde ödendiği, takipten sonra ve itirazın iptali davası açılmasından önce itiraza konu borcun ödenmesi halinde alacaklının bu tutar yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığı, davalının bu tutar yönünden kötüniyet tazminatı talebinin bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturaya konu malların teslim edildiğinin ise usulüne uygun delillerle ispatlanması gerektiği, davacının ticari defterlerinin irsaliye veyahut teslim belgesi gibi dayanakları bulunmadığı takdirde tek başına mal teslimini ispatlamaya yetmediği —–taşıma irsaliyesindeki imzanın davalı yahut çalışanına ait olmadığı, taşıma irsaliyesinin taşınanın içeriğini de göstermediği, teslim hususunun tanık beyanı ile ispatlanamayacağı ——- davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 449,76 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 369,06 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ——– Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için ——- müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
02/06/2022