Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2021/635 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO : 2021/635

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından, davalıya faturalı olarak satılan mal karşılığı oluşan cari hesap alacağı oluştuğunu; davacının bakiye cari hesap alacağını tahsili için —- sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlattığını; davalının gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini; davalının — yetkisine yönelik itirazının reddi ile davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davacı şirketin alacağı hiçbir teminata bağlı olmadığından yüksek miktardaki alacağın davanın, davacı lehine sonuçlanması halinde borçlunun mal kaçırması durumunda telafisi güç ve imkansız hale geleceğinden davacı şirketin alacağının tahsili imkanı olmadığı; bu sebeple, borçlunun mal kaçırmasına mani olmak kaydıyla mahkemeden borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının tüm şartları oluştuğundan öncelikli olarak teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenizce uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesi; talep ve dava edilmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalının yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi vermediği; görülmüştür.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından, davalıya faturalı olarak yapılan mal satışından doğan bakiye cari hesap alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davalının yapmış olduğu itiraza yönelik yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
——takip dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ….— birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan takip olduğu; —- kayıtlı itiraz dilekçesi ile borca ve fer’ileri ile icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 15/03/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Yargılama önce —- ve davalı/borçlunun aleyhindeki icra takibinde, hem borca hemde icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunduğu; itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılmasının dava şartlarından olduğu; bu durumda, mahkemece İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyip sonucuna göre bir karar vermesi gerektiği; davalının, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini de inkar ettiği ve borcun esasının bu noktada çekişmeli olduğu; bu durumda, TBK.m.89. ve HMK. 10. maddesine dayanılarak yetkili icra dairesinin belirlenemeyeceği; davalının —-Müdürlükleri olduğunu bildirdiğinden; davalının icra dairesinin yetkisine yönelik yapmış olduğu itirazın yerinde bulunduğu; bu nedenle davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle HMK’nun 114-(2) maddesi delaletiyle HMK’nun 115-(2) maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar verilmiştir.
Anılan kararın istinaf edilmesi sonucunda— karar nolu kararı ile özetle “(..) sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir. (..) O halde, ilk derece mahkemesince davalının icra dairesinin yetkisine itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini gösterme imkanı tanınarak, gösterildiği takdirde ise toplanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir—-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-4 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına” dair karar verilmiş olmakla yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce öncelikle taraflar arasında, ileri sürüldüğü suretle sözleşme ilişkisi olup olmadığı, var ise takip tutarı kadar alacak bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılmıştır. Bu kapsamda, davalı tarafın güncel adresi— Mahkemesine talimat yazılarak davalı tarafın ticari defterlei üzerinde inceleme yapılması istenmiştir. Ancak davalı tarafça ticari defterleri ibraz edilmediğinden incelenemiştir.
Mahkememizce davalının bağlı bulunduğu–ilişkin beyannamelerin gönderilmesi talep olunmuşi, gelen kayıtlar bilirkişi incelemesinde gözetilmiştir.
Mahkememizce davacı şirketin– üzerinde inceleme yapılmasına dair karar verilmiş,– davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup—beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, talimat mahkemesince gönderilen ihtaratlı davetiyenin bila ikmal dönmesi ile davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamamış olduğu, malul teslimi ve ticari ilişkinin ispatı yönünden: dosya kapsamında taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığı, davalı şirket defterleri incelenememiş olsa da davalının bağlı bulunduğu—- bildiriminde bulunduğunun tespit edildiği, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere defterlerine veya onun dayanak belgesi niteliğindeki vergi beyannameleriyle kendi borcu anlamına gelecek şekilde “alım” olarak beyanda bulunmayacağından inalların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve ma) tesliminin ispatlanmış olduğu, davacı alacağı yönünden: davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, davac— bildirimi yaptığı, bu tutarın içerisinde davacı kayıtlarında da yer alan açık hesap alacağını oluşturan takip konusu faturaların da yer aldığı, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yete defterlerine ve dayanak belgesi niteliğindeki vergi beyannameleriyle kendi borcu anlamına gelecek şekilde “—” olarak aleyhine beyan etmeyeceği, aksi somut delillerle ispat edilebilmek mümkün olmakla birlikte, davalının takip konusu faturaları kendi—– beyan etmekle işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin öncesinde oluşan karinenin aksinin ispat edilemediği, ödemenin de yapılmamış olduğunun dosya kapsamında sabit olmasına hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının—- ait olmak üzere, davacı şirketin icra takibinde talep etmiş olduiu acık hesap alacağı yönünde hüküm kurulması—– faturaların davalı—— kısmı esas alınarak) davacının TTK 1530 kapsamında ayrıca ihtarata gerek kalmadan 30 günlük sürenin tamamlandığı tarihlerden itibaren alacağın muaccel olduğundan, takip öncesi 38.551,17 TL faiz hesaplandığı, ancak taleple bağlılık gereği 23.050,20 TL’nin hükme esas alınabileceği, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacalı için TTK 1530/7 veva 3095 s.k m.2/2 kapsamında faiz talebinin verinde olduğu, —- konu davacı alacağının ifası ispatlanan hizmetlerden kaynaklanması, belirli, sabit ve muayyen olması, davalı/borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, davalı tarafından, davacıdan almış olduğu mal ve hizmete ilişkin bağlı bulunduğu —- takip konusu cari hesap alacağını oluşturan fatura karşılığı alım bildirimi yapması ve alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle davacı alacağının likit olduğunun söylenebileceği, davacının; davalı tarafından——dosyasına yapmış olduğu itirazın, hükmolunacak davacı alacağı üzerinden iptalini isteyebileceği, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve davalı taraf—- tetkikinden, taraflar arasında mal alım satımı şeklinde sözleşme ilişkisi bulunduğu belirlenmiş, İİK 50. maddesi, HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddesi gereğince, sözleşmeden kaynaklı para borcuna ilişkin icra takibi olması itibariyle, alacaklı/davacının ikameti itibariyle —- bulunduğundan Mahkememizin 09/06/2021 tarihli celsesinde davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
Davaya konu alacağın esası yönünen ise, davalı taraf adına yapılan ihtarlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerinin sunulmadığından incelenemediği, ancak davacı taraf ticari defterlerinin, davalı—- beyanlarının incelenmesinden, taraflar arasında —- ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafça davalı tarafa mal satımı yapıldığı, yapılan satışlar karşılığı davacı tarafça 2.698.419,31 TL tutar kadar fatura düzenlendiği, davalı tarafça ise 2.123.738,84 ödeme yapıldığı, netice itibariyle davacı taraf ticari defterine göre ödenmemiş satım bedelinin 574.680,47 TL olduğunun tespit edildiği, bundan başka davalı tarafça——- alım bildirimi yapıldığı, davalı tarafça bildirimi yapılan tutarın içerisinde, davaya konu icra takip dayanağı açık hesap alacağının oluşturan faturaların da bulunduğunun tespit edildiği, yapılan tespit dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce de iştirak olunarak hükme esas alınmış, takip konusu asıl alcak tutarı yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Takip konusu işlemiş faiz alacağı yönünden, takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğü usulünce ispat olunamamış olmakla o kısım yönünden davanın kısmen reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Takip konusu asıl alacak tutarının likit olduğu belirlenmekle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;——- Esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 574.680,47 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 39.256,43 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.825,46 TL harc ile 2.988,65 TL icra dosyasına yatırılan harcın mahsubu ile eksik bakiye 29.442,32 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3——– tarifesine göre davacı için takdir olunan —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 6.861,46 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 2.000 TL bilirkişi gideri , 991,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.991,30 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.