Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/286 E. 2021/275 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/286 Esas
KARAR NO : 2021/275

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin davalı borçludan olan toplamda —-, tutarındaki alacağının tahsili amacıyla Bakırköy —-İcra dairesinde — esas sayılı dosya ile takibe başlandığını, borçlunun yetkiye itirazı ertesinde İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlunun itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, taraflar arasındaki ticari ——– tutarındaki irsaliyeli faturanın mevcut olduğunu, davalı borçlunun takibe haksız itirazı sebebiyle duran icra takibine devam edebilmek amacıyla bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu ileri sürerek borçlu davalının takibe itirazının iptali ile haksız itirazı nedeniyle % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafın, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını beyan ettiğinden ve fatura da başlı başına borç kaynağı olmayacağından ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, faturanın başlı başına sözleşme olmadığı gibi, yasanın — ettiği borç kaynakları arasında da tanımlanmadığından borç kaynağıymış gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, fatura tanzim eden ve faturayı alan kimse arasında bir temel borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki bir sonuç doğurmasının da söz konusu olmadığını beyanla hukuka aykırı davanın reddini, haksız takip nedeniyle talep edilen asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; faturaya dayalı alacak için başlatılan İstanbul Anadolu Anadolu ——– İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İstanbul Anadolu Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş; 03/10/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı … borçlusunun davalı … olduğu, 3.169,03 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —–ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen tarihsiz itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “—–ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun tutuldukları, açılış kapanış noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yapılmış oldukları, davacının, davalı ——- adına düzenlediği 2 adet faturanın ticari defterlerinde kayıt gördüğü, davacının incelenen yasal ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma niteliklerinde oldukları tespit edilmiştir.Davalı—— tarafından ibraz edilen ticari defterlerin —– kapaklarında görüldüğü üzere, davalının ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni sürelerinde yapıldıkları tespit edilmiş, Davacının dosya kapsamında görülen —— inceleme esnasında alınan fotokopi irsaliyeli faturaların örtüştüğü, faturaların alt kısmında teslim eden-teslim alan satırları altında herhangi bir isim ve imzanın olmadığı, irsaliyeli faturalara 8 gün içerisinde itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin de bulunmadığı, her iki faturanın ——— ile gönderildiği, —— dava dosyasında mübrez 2 adet takip belgelerinde —– teslim edilmiş olduklarının belirtildiği tespit edilmiştir. Davalı —— yetkilisinin ibraz ———- olmak üzere cari hesabının 3.169,03 TL alacak bakiyesi verdiği ve bu bakiyenin davacı kayıtlarındaki bakiye ile örtüştüğü tespit edilmiştir. Dava konusu 3.169,03 TL, cari hesap bakiyesi dayanağı olan incelenen 2 adet fatura üzerinde ödeme vadeleri bulunmadığı ayrıca incelenen dosya kapsamında da akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı doğrultusunda; 6098 sayılı Türk Borçlar kanunu madde 90: ” İfa zamanı taraflarca kararlaştırmadıkça ve hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” denilmektedir, incelenen somut olayımızda borç bakiyenin muaccel olduğu kanaatim hasıl olmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1530/4 maddesinde ” sözleşmede ödeme günü belirtilmemişse; faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda, faturanın alınma tarihi belirsizse malın teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda borcunu ödemezse ihtara gerek kalmadan temerrüde düşer ” denilmektedir. Dosya kapsamında veya ekinde icra dosyası/evrakları bulunmadığı doğrultusunda; talep edilen asıl alacak ve temerrüt faizi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılamamıştır. Davacı ——- defter cari hesabında, davacı ————tutarlı 2 adet faturaya dayalı cari hesap alacağının bulunduğu, mahkemenin davacı lehine karar vermesi durumunda söz konusu alacağa, taraflar tacir olduklarından 3095/2 maddesine göre avans faizi uygulanması gerekeceği, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay ————
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 3.169,03 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre de davacı lehine 3.169,03 TL alacak kaydı olduğu, isticvap tutanağı düzenlenmiş ise de defter incelemesine göre yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (mal teslim etmiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay—-Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 3.169,03 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğünün —– takip sayılı icra dosyasına davalının yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE; takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilme,
3-Alınması gerekli karar harcı 216,48 TL’den peşin olarak yatırılan 54,12 TL’nin mahsubu ile 162,36 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan toplam 54,12 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 114,20 TL tebligat-müzekkere gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.015,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- uyarınca hesaplanan 3.169,03 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-İstanbul Anadolu —. İcra müdürlüğünün —-takip sayılı icra dosyasının kesinleşmeyle birlikte iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.