Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/263 E. 2019/458 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2019/458
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 14/05/2019
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.10.2017 tarihinde sürücü ———- sevk ve idaresindeki ————— plakalı aracı ile——- istikametinden ———– istikametine seyri halinde iken bankette park h alinde bulunan ——- sevk ve idaresindeki ———– plakalı çekiciye ve buna bağlı——— plakalı römorka çarpması sonucu çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu kaza sonucunda ———– plakalı araç sürücüsü ———- vefat ettiğini, ——- plakalı çekicinin davalı … şirketine ait ——– numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinde bulunan ihtiyari Mesuliyet Sigortası Teminatı gereği manevi zararların ——– TL olarak teminat altına alındığını, ————– vefatı sebebiyle Eşi …’a 80.000 TL, Davacı çocukları … ve …’a ayrı ayrı her biri için 60.000’er TL’den 120.000 TL, Anne … için 50.000 TL, müteveffanın kardeşleri …, …, … için ayrı ayrı 30.000’er TL’den 90.000 TL olmak üzere toplam 340.000 TL manevi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 13.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61, 2918 sayılı KTK’nın 688 ve Türk Borçlar Kanunu’nun 163. Maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müştereken müteselsilen karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazları olduğunu, yetkili mahkemenin şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ———– plakalı aracın müvekkili şirket tarafından———– tarihleri arasında geçerli olmak üzere ———– numaralı Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, anılan poliçenin ihtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartlarını içerdiğini, davayı kabul anamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin sigortalısı araca atfedilen kusurunun kabulünün mümkün olmadığını, ancak her halükarda davacı yanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, davacının murisi müteveffanın 1,14 promil alkollü olduğunu, dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde kusurunun yanı sıra zararın oluşması ve artmasında ağır müterafik kusurunun bulunduğu hususunun dikkate alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte takdir edilecek manevi tazminat miktarı belirlenirken ülkenin ekonomik koşulları, davacının sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu ve müteveffanın müterafik kusuru, olayın ağırlığı, davacıların yaşı, olay tarihi gibi özelliklerin gözönünde tutulması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusunu sağlaması gibi unsurların dikkate alınması gerektiğini belirterek, manevi tazminatın tespiti bakımından davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılmasını, fahiş miktardaki manevi tazminat taleplerinin her halde reddine, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, müteveffanın kazanın oluşmasında kusurlu olduğundan ve ayrıca alkollü olduğundan zararın artmasına da sebebiyet verdiğinden müterafik kusur indirimi yapılmasını, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kasko poliçesine dayalı olarak açılan manevi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ———–ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava————- ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1401-1520. maddelerinde Sigorta Hukuku’nun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir.
Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Yukarıda açıklanan yasa hükümleri, davanın haksız fiilden kaynaklı olması ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17559 esas, 2016/4517 karar sayılı ilamında “açılan somut davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK’nun 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari dava” olduğu yönündeki görüşüne göre mefhumun muhalifinden, zorunlu mali srumluluk sigortası olmayan kasko sigortasından kaynaklanan işbu davada mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatiyle davanın görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın İstinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair,dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2019