Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 E. 2022/754 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/256 Esas
KARAR NO : 2022/754

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili 29/05/2014 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak düzenlenen 3 faturanın yapılan tüm görüşmelere rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile —— esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, borçlunun borca itirazını kabul etmenin mümkün olmadığını çünkü söz konusu borcu doğuran alışveriş ilişkisinin müvekkili tarafından düzenlenen faturalarla sabit olduğunu ayrıca tacir olan her iki taraf arasında meydana gelen bu ticari ilişki nedeni ile söz konusu uyuşmazlığın her iki tarafın da usulüne uygun olarak tutacakları ticari defterlerine kaydedilmiş olması gerektiğini, borç ödenmediği gibi yapılan itirazın da haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın borcun ödenmesini sürüncemede bırakmak amacı ile yapıldığını iddia ederek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmaya satılan mal ve yapılan hizmet karşılığı olan 11/10/2013 tarihli ve 34.320,00 TL bedelli olan faturanın taraflarınca teslim alındığını ve buna karşılık ödeme yapıldığını bu fatura haricinde takibe konu 07/11/2013 ve 24/12/2013 tarihli iki adet faturayı kabul etmediklerini, defter ve kayıtlarını mahkemenin talebi halinde sunacaklarını, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu icra takibi ile haksız kazanç sağlamaya çalıştığını savunarak davanın usul ve esastan reddi ile % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; eser sözleşmesinden kaynaklanan, iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce —–esas, ——karar sayılı 16/02/2016 tarihli ilam ile, davanın kısmen kabulüne, davalının —— Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının 540,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 540,00 TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık ve kademeli şekilde % 11,75 oranında avans faizi uygulanarak devamına, kabul edilen 540,00 TL asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ” karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.——esas, —— karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının “kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA” karar verilmiş, davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.——esas——- sayılı ilam ile “Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte, eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu davalı vekilinin, cevap dilekçesinde takibe konu faturalardan birinin ödendiği savunmasından anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinde iş bedeli konusunda bir mutabakatın bulunmadığı hallerde, yapılan işin bedeli TBK’nın 481. maddesine göre; işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecektir. Bu hususta konusunda uzman teknik bilirkişi aracılığıyla keşif ve inceleme yapılarak, KDV ve yüklenici kârı eklenmeden belirlenecek iş bedelinden, iş sahibinin yaptığı ödemelerin mahsubu suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece iş bedeli yasaya uygun şekilde belirlenmeden sadece fatura ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamış, dairemizce de hükmün sehven onandığı karar düzeltme incelemesi sırasında anlaşıldığından, dairemizin onama kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Karar düzeltme istemi ile hükmün bozulmasına karar verildikten sonra dosya işbu esas sırasına kaydedilmiş, bozma ilamı kapsamında yargılamaya devam olunmuş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
11/03/2020 tarihli——- bilirkişi ön rapor içeriğine göre; tarafların 11.10.2013 tarihli fatura (KDV dahil 34.320,00 TL) üzerinde mutabık olduğu ve ihtilafın olmadığı, 07.11.2013 tarihli fatura (KDV dahil 27.345,03 TL) ve 24.12.2013 tarihli fatura(KDV dahil 2.227,84 TL) üzerinde ihtilafın olduğu, işbu ihtilaf konusu 2 adet faturaya konu yapılan hizmetlere ilişkin dosya muhteviyatında mail/hakediş/iş teslim tutanağına dair herhangi bir bilgi/belgeye rastlanılmadığı, işbu faturalara konu hizmetlerin yapılıp yapılmadığına dair bilgi/belgelerin taraflarınca gereksindiği, aksi halde işbu hizmetlerin yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.12/02/2021 tarihli, yerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi heyet rapor içeriğine göre; hak ediş raporunda belirtilen malzemelerin, keşif esnasında incelenen ürünlerle birebir örtüştüğü kanaatiyle işbu malzemelerin 2013-2014 piyasa koşullarında bedellerinin kadri maruf olduğu, davacının davasında hakediş bedelinde belirtildiği üzere KDV hariç 53.903,94 TL talep edebileceği, davacının hakediş bedelinin KDV hariç 53.903,94 TL. talep edebileceği, bu tutardan davalı tarafından davacıya ödenen 39.500.00 TL. ödemenin mahsup edilmesi sonucunda (53.903.94 TL. – 39.500,00 TL.) 14.403,94 TL davacının alacağının bulunacağı yönünde görüş bildirilmiştir.04/01/2022 tarihli heyet ek rapor içeriğinde; dosyanın mevcudu davalı vekilinin beyanında geçen hakediş listesi ile sonradan sunulan proje dikkate alınarak hesaplama yapılması halinde; hakediş raporunda belirtilen malzemelerin, keşif esnasında incelenen ürünlerle birebir örtüştüğü kanaatiyle işbu malzemelerin 2013-2014 piyasa koşullarında bedellerinin kadri maruf olduğu, davacının davasında hakediş bedelinde belirtildiği üzere KDV Hariç 53.903,94 TL talep edebileceği, KDV dahil piyasa fiyatı olarak ise (53.903,94 TL * 9.702,71TL KDV -) 63.606,65 TL talep edebileceği; davacının hakediş bedelinin KDV Hariç 53.903,94 TL talep edebileceği, bu tutardan davalı tarafından davacıya ödenen 39.500,00 TL ödemenin mahsup edilmesi sonucunda(53.903,94 TL – 39.500,00 TL -) 14.403,94 TL davacının alacağının bulunacağı; davacının yaptığı işlerin KDV dahil piyasa fiyatı alacağı olan 63.606,65 TLden, davalı tarafından davacıya ödenen 39.500,00 TL ödemenin mahsup edilmesi sonucunda (63.606,65 TL -39.500,00 TL -) 24.106,65 TL davacının alacağının bulunacağı; dosyanın mevcudu davalı vekilinin beyanında geçen hakediş listesi ile sonradan sunulan proje dikkate alınmadan hesaplama yapılması halinde; tarafların 11.10.2013 tarihli Fatura (KDV dahil 34.320,00 TL) üzerinde mutabık olduğu ve ihtilafın olmadığı,07.11.2013 tarihli Fatura (KDV dahil 27.345,03 TL) ve 24.12.2013 tarihli Fatura (KDV dahil 2.227,84 TL) üzerinde ihtilafın olduğu, işbu ihtilaf konusu 2 adet faturaya konu yapılan hizmetlere ilişkin dosya muhteviyatında mail/hakediş/iş teslim tutanağına dair herhangi bir bilgi/belgeye rastlanılmadığından değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı, davacı tarafından faturaların davalıya tebliğ ve/veya teslim edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, bu nedenle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gibi 5.180,00 TL. borcu olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; davacı davalıya, yüklendiği bir banka şubesine ait bir kısım tadilat inşaat vs. işlerinin elektrik tesisatına ait bölümlerini taşeron olarak yapıp teslim ettiği, iş bedeli ile ilgili gönderdiği üç faturadan ödenmeyen 24.392,87 TL’nin faiziyle birlikte, 24.944,00 TL olarak tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açtığı, davalı tarafça her ne kadar davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığı savunmasının ileri sürüldüğü ancak yine aynı cevap dilekçesinde bahse konu faturalardan birinin ödendiğinin kabul edilerek zımnen aradaki ilişkinin kabul edildiği, bu hususun Yargıtay karar düzeltme ilamı ile tespit edildiği, bu halde taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu ve 07.11.2013 tarihli fatura (KDV dahil 27.345,03 TL) ve 24.12.2013 tarihli fatura(KDV dahil 2.227,84 TL) bedellerinin ödenmediği hususunda ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasında yapılan iş bedelinin belirlenmemesi nedeniyle bu konuda ihtilaf oluştuğu, bu durumda——- sayılı ilamında da belirtildiği üzere, eser sözleşmesinde iş bedeli konusunda bir mutabakatın bulunmadığı hallerde, yapılan işin bedelinin TBK’nın 481. maddesine göre; işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre KDV ve yüklenici kârı eklenmeden belirlenmesi gerektiği, yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi heyet rapor içeriğine göre hakediş raporunda belirtilen malzemelerin, keşif esnasında incelenen ürünlerle birebir örtüştüğü kanaatiyle işbu malzemelerin 2013-2014 piyasa koşullarında bedellerinin kadri maruf olduğu, davacının davasında hakediş bedelinde belirtildiği üzere KDV hariç 53.903,94 TL talep edebileceği, bu tutardan davalı tarafından davacıya ödenen 39.500,00 TL ödemenin mahsup edilmesi sonucunda(53.903,94 TL – 39.500,00 TL ) 14.403,94 TL davacının alacağının bulunduğu, yerinde yapılan inceleme, hak ediş raporu, proje ve 05/05/2015 tarihli celsede sunulan, 21/11/2013 tarihli kontrol notları başlıklı belge gözetildiğinde davacı tarafça ödenmeyen iki adet faturaya konu işlerin yapıldığı kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulü ile, davalının——–Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının 14.403,94 TL asıl alacak yönünden iptali ile; takibin 14.403,94 TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık ve kademeli şekilde % 11,75 oranında avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya dair talebin reddine, kabul edilen 14.403,94 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, davalının ——Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının 14.403,94 TL asıl alacak yönünden iptali ile; takibin 14.403,94 TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık ve kademeli şekilde % 11,75 oranında avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya dair talebin reddine,
2-Kabul edilen 14.403,94 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3-Karar harcı 983,93 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,20 TL harcın mahsubu ile 557,73 TL bakiye harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 426,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen 29,60 TL ilk dava masrafı 253,40 TL tebligat müzekkere gideri, 4.200,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.483,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%58 kabul) 2.587,57 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- esaslara göre belirlenen—— vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen —— vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.