Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2020/963 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2019/248 Esas
KARAR NO : 2020/963

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; dava dışı————–ile sigortalandığını, dava dışı —– gerçekleşen trafik kazası neticesinde hasarlandığını ve tam zayi olduğunu, gerçekleşen bu hasar neticesinde dava dışı——– zararını fatura ile dava dışı üst ——– hizmetler de yine bu zararı davacı şirket sigortalısı ——– fatura ettiğini, davacı tarafından sigortalısı —- ödeme yapıldığını, davacı sigorta şirketinin ibraname uyarınca bu tutarda kanun gereği sigortalıya halef olduğunu belirtmiş, toplam 93.369,00 TL maddi tazminat alacaklarının ödeme tarihi olan—- işleyecek —- —— uyguladığı en yüksek ———- ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———–vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zamanaşımına ilişkin husus TTK’da her ne kadar ————- niteliği gereği—— Trafik Kanunu’nun 109. Maddesi dikkate alınacağını, dosyada mevcut eksper raporuna ———– doğrultusunda toplam hasar bedelinden —————edildiğini,———belirlenirken nelerin dikkate alındığı ve bedelin neye göre belirlendiğinin anlaşılmadığını, bu nedenle ——– ilişkin olarak da bilirkişiden rapor alınmasını talep ettikleri, zarara ilişkin olarak sorumluluğun —— işbu davayı kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin—————- yaptırdığını, davaya konu kazaya ilişkin zararın—– içerisinde kaldığını, bu sebeple zarar ilişkin olarak sorumluluğun davayı kabul anlamına gelmemek üzere diğer davalı ————olduğunu belirtmiş, yetki itirazımız doğrultusunda usulden reddine, yetki itirazları yerinde görülmediği takdirde terditli olarak öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden talep edilen alacak ve faiz bakımından davanın tümüyle esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——– vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davaya konu ihtilafın çözümünde Mahkemenin yetkisiz olup yetkili mahkeme ——–Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, öncelikle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu hasarı kapsayan müvekkil şirket nezdinde düzenlenmiş———- bulunmadığını, diğer davalı ——– ——- sonra aynı gün davalı—— ——- gerçekleştikten sonra——– düzenlenmiş olması ve davaya konu hasar yönünden hükümsüz olmasından dolayı davalı şirketin sorumluluk altına girmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının zararının varlığını ve miktarını ispat etmesi gerektiğini belirtmiş, yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ———– Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davaya konu hasarı teminat altına alan davalı şirket nezdinde düzenlenmiş ——– bulunmadığından, davanın davalı şirket yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; ———— poliçesi kapsamında ödenen tazminatın davalı————dayalı olarak tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen zarardan davalı ——- sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Başlangıçta; İstanbul———– Esas numaralı dosyasında görülmekte olan davada yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, yargılamaya mahkememiz ——– numarası ile devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ————– müştereken——— tarihli rapora göre; davacı ——- olay nedeniyle sigortalısına ödediği tazminatı derdest davaya konu ettiği miktar üzerinden ——- olarak sorumluluktan kurtulabilecek———-yararlanabilmesi mümkün görünmeyen davalı ——geçerli ———- davalı sigorta şirketinden ———- talep edebileceği mütalaa edilmiştir. Mahkememizce her ne kadar bilirkişi heyeti vasıtası ile inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de çözümü hukuk dışında,——– gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınabileceği, ————- gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı değerlendirilmekle, bilirkişi heyeti raporundaki hukuki tespitler hükme esas alınmamıştır.
Davalı vekilleri; TTK. 855/3 maddesi uyarınca davanın zamanaşımına uğradığını savunarak zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 855. maddesinin 3. fıkrasının “Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” hükmünü içerir.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca ————- bedelini ödedikten sonra —– ettiren kimse yerine geçer ve ——— kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu kanun uyarınca sigortacı sigorta ettiren kimsenin halefi sıfatıyla ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinin verdiği hakka, bir başka deyişle ———– ——- değil, kanundan doğan hakkına dayanarak, zarardan sorumlu olan üçüncü şahsa karşı tazminat davası açabilir. ——– bu madde uyarınca dava açabilmesi için öncelikle —————- kaynaklı ödemede bulunması ve sigortalının meydana gelen zarar nedeniyle üçüncü kişilere karşı dava açma hakkının bulunması gereklidir. Bu şartların bulunması —- ettirenin ne hakkı varsa bunlar——– geçer aynı ——— ettirenin bütün ——- şahsa karşı ileri sürebilir. Sözü edilen 1472. madde gereğince sigortalının mevcut hakkı devralınmakta olup bu itibarla mevcut bir hakkın, başka bir deyişle esasen muaccel olan bir alacağın, tekrar muaccel hale gelmesi olanağı yoktur. Sigortacı, başlamış olan ————-ettirenden dava hakkını devralmakta ve kalan zamanaşımı süresi içinde halef sıfatıyla dava açmak durumunda bulunmaktadır. Zarara sebebiyet veren aleyhinde aynı olay sebebiyle, zarar gören ile onun halefi yönünden başlangıç ve sona erme tarihleri farklı iki türlü zamanaşımı kabul edilemez. ———– arasında diğer bir kanunun düzenlediği veya — mevcut ise, zamanaşımı ve başlangıcı yönünden aynı kural geçerli olur. Taşıyanın sebebiyet verdiği zararlarda, taşıyıcı ile mal sahibi arasında akit ilişkisi mevcuttur ve ——- ödediği bedel oranında bu —– dayanarak taşıyıcıya rücu edebilir.
————- Karar sayılı —————-göre,———– ———— zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımı, —— aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabidir ve aynı tarihte başlar. 6102 sayılı TTK 855/3. maddesi taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücu etmesi ile ilgili olup ———– açtığı rücu davasına uygulanmaz. Yani, 6102 sayılı TTK 1472. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, ———–bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşımı süresi içinde açması ———— süre içinde açması gerekir. Bu durumda, TTK 855/2. maddesi gereğince eşyanın teslim tarihinden, eşya ———- ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğunun gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, davalı vekilinin TTK’nın 855/3 maddesi uyarınca zamanaşımının dolduğu yönündeki ——— itibar edilmemiştir. Öte yanda; somut olayda davanın ————– tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı ise sabittir. Bu itibarla, davalı ———– olduğu hukuki neden isabetli değilse de netice olarak bu yöndeki savunması mahkememizce yerinde bulunmuş, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 1421/1. maddesinde “aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar” şeklinde düzenlenmiştir. İyiniyet ve karşılıklı güven ilişkisine —————– sözleşmelerindeki doğru beyan yükümlülüğü, TTK’nun 1435/1. maddesinde “sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli ——– yükümlüdür. ————- bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir” denilerek düzenlendikten sonra; TTK’nun 1439/1. maddesinde, bu yükümlülüğe uyulmamasının yaptırımı ——— veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde,——— belirtilen süre içinde sözleşmeden ——– isteyebilir. ——- gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden ————— kabul olunur. Önemli olan bir ———– kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez” şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 1458/1. maddesinde —————– sözleşmenin yapılmasından önceki bir tarihten itibaren sağlanacak şekilde yapılabilir. Ancak,——– —- ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, ———- tarafından biliniyorsa sözleşme geçersizdir. ——— gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan ——– — tarafından bilinmediği durumlarda, ———- ile bağlı olmamakla birlikte, ödenmesi gereken primin tamamına hak kazanır” denilmek suretiyle düzenlenmiştir.
Davalı ——— gereği sorumluluğunun başlamasından sonra, davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin (———– vadesi içinde olup olmadığının) saptanması önem kazanmaktadır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, ——— başlaması için—– ödenmiş olması gereklidir.
Davaya konu somut olay incelendiğinde; davaya konu ——, kaza tespit ——— belirtildiği; davalı tarafından dosyaya sunulan—— suretinde, davalı——————— olduğu görülmektedir. Bu itibarla; zararı teminat altına alan ———– ——, somut olayda ——– bulunmadığı anlaşılmış, davalı sigorta—– şirketi yönünden zamanaşımı savunması irdelenmeden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Vekalet ücreti yönünden taraflar nezdinde doğabilecek tereddütleri gidermek için —– gereği hasıl olmuştur: Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan——– 3/II. maddesi, ”Müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise, her ret sebebi için ayrı ayrı—— içermektedir. Mahkememizce davalı ——davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı —–yönünden —– nedeniyle farklı ret sebeplerine dayalı olarak karar verilmiştir. Bu itibarla, davalı şirket yönünden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretine, davalı ——- ——– karar tarihinde yürürlükte bulunan——- 7/2. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmiştir.
Somut olayda, dava ——— İstanbul ———. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış, mahkemece —————-. sayılı ilam ile yetkisizlik kararı verilmiş, yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği mahkememizce karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “——— gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir. Anılan madde gereği, ———7/2. maddesi uyarınca bu yönden de maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı ———— aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Davacı tarafından davalı ———— aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.594,51 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.540,11 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-a)Davalı —————– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki—— nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b)Davalı —————– İstanbul ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —————- göre hesaplanan ——–ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-a)Davalı ————– davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —– göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b)Davalı —————– İstanbul ———. Asliye Ticaret Mahkemesi davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki ——— maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.