Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/242 E. 2019/1289 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/242 Esas
KARAR NO: 2019/1289
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ: 07/05/2019
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile —-.arasında — tarihinde —isimli projeden — nolu bağımsız bölümün satışı için adi şekilde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, müvekkilin sözleşme çerçevesinde üstlendiği borcu ödediğıini ancak davalılar tarafından mülkiyetin devri ediminin bu zamana kadar yerine getirilmediğini, müvekkilin sözleşmede yüklendiği edimini tam zamanında ifa ettiğini, davalıların müvekkilin izni ve rızası olmaksızın bağımsız bölüm üzerinde 3.şahıs bankalar lehine ipotek tesis etmişler ve hukuken müvekkile ait bağımsız bölümden finansman ve menfaat elde ettiğinden davalıların kötüniyetinin açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle sözleşme gereği müvekkile vaadedilen —— nolu bağımsız bölümün mümkün olması halinde öncelikle ipotekten ve hacizlerden ari olarak tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline karar verilmesini, eğer ipotekten ve hacizlerde ari olark tescil mümkün olmaz ise mal ayıplı kalacağından bu durumda sözleşmenin feshi ile dava tarihi itibariyle gayrimenkulün değerinin tespiti ve bu değerin işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile verilmesi ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; esas yönünden taraflar arasında akdedilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilmediğinden taşınmaz üzerindeki takyitların geçerli olduğunu, davacıya iyi niyetli olarak taşınmazın teslim edildiğini, davacı tarafça tapu harç ve masrafların müvekkile ödenmediğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında öncelikle —– yönünden davanın husumetten reddine, görev yönünden itirazlar dikkate alınarak davanın görevsizlikten reddine, davacının ihtiyati tedbir talebinin dayanaktan yoksun kalması nedeniyle reddine, davaya karşı cevap ve itirazlarımızı arz ile haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, bu talep yerinde görülmezse taşınmaz bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği yönündeki görev itirazına cevaben, davacı vekilince davaya konu taşınmazın ofis mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın ticaret mahkemesinde açıldığı ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava—- ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davalıların tacir olmasına karşın davacı tarafın tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı ve yanı sıra bu hususta İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin — Hukuk Dairesinin -esas— karar sayılı ilamı, yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin – Hukuk Dairesinin – esas – karar sayılı ilamı ve Yargıtay – Hukuk Dairesinin – esas — karar sayılı ilamı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2019