Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/235 E. 2023/32 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/235 Esas
KARAR NO : 2023/32

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinin banka ——— tarafından yapıldığını, bankanın alacağını——ettiğini, ——– çatısı altında birleştiklerini ve alacaklı hale geldiğini, asıl borçlunun borcunu ödemediğini, ihtarname keşide edildiğini, borcun yine ödenmediğini ….—-kefil olarak borçtan sorumlu bulunduğunu, takibe geçildiğini, ancak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin bankaya tebliğ edilmediğini, bu nedenle itirazın iptali davası açma süresinin dolmadığını, borcun imzalanan —- kaynaklandığını, arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı asıl borçlu müşteri ve kefil (…) cevabında özetle; öncelikle takip talebine yapılan itirazın davacı bankaya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, zira diğer kefil —– hakkında haciz işlemi yapıldığını, dolayısıyla davacının —- —-olduğuna dair iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, borcun bankacılık işlemlerine dayandığını, ——borcu olduğunu iddia edilen bu tutarın gerçeğe aykırı olduğunu, savunarak 1 yıllık hak düşürücü sürede dava açılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
——dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —- tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz +—— alacağın,—– tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu——–edildiği, diğer borçlu için tebliğ evrakının — icra dosyasından görülemediği, borçlular vekilince tarihi okunaksız olan itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
— gereğince dava dışı ——- davalılardan olan alacağın da yer aldığı bir kısım alacakların dava dışı —- temlik edildiği, temlik alan şirketin daha sonra davacıya devredildiği anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; bankanın — müşteri) ile Bankacılık —– bulunduğu,
Yine bankanın müşteri ——— kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile —- imzaladığı,
Ayrıca ——– tarafından imzalandığı ve davalı kefil …—- müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, dolayısıyla — olarak adlandırılan —– sorumlu olduğu,
İmzalanan sözleşmelere dayanarak müşteriye —-kullandırıldığı, —- tarihinde kat ettiğini belirterek —- ihtarnamesini keşide ettiği, derhal ödeme talep ettiği, hesabı kat ettiğini yaklaşık 6,5 ay sonra noter kanalı ile bildirdiğinin görüldüğü, ancak hesap kat’ının bildirilmesi hususunda bir sürenin bulunduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadığı,
09.12.2016 tarihinde ihtarnamenin “—- edilmeden iade edildiği, ancak ihtarnamenin sözleşmedeki adreslere keşide edilmesi nedeniyle tebliğ edilmiş sayılması gerektiği kanaatine varıldığı, incelemedeki hesaplamanın bu kapsamda yapılacağı, ihtarname için derhal ödeme talep edildiğinden, aynı gün ödeme talep edildiği, ancak ödeme yapılmadığı,
Bankanın kullandırdığı—— tarihi itibarı ile —- olduğu, hesap kat tarihinde —- asıl alacak tutarının —– olduğu,
Bankanın takip yaptığı tutar için —– belirtilen oranları aşmadığı görüldüğünden banka oranlarının esas alındığı,
Talebe bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının —– olduğu,
Takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına kesinleşen oran olan % 28,08 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Ek raporda ise ; talebe bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere temlik edilen banka alacağının—– olduğu, kök raporda belirtilen diğer hususlarda bir fark bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği, davalı gerçek kişinin davalı asıl borçlunun ortağı olduğundan eş rızasına gerek olmadığı anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı—- davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 21.491,01 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; —- takibine borçlu- davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında faiz işletilmek suretiyle, 18.427,49 TL asıl alacak, — işlemiş temerrüt faizi, — olmak üzere toplamda — üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı— peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile —- bakiye harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan toplam 371,26 TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 492,35 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.100,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.643,15 TL yargılama giderinin 1.624,37 TL’ sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde—- vekalet ücretinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —uyarınca hesaplanan — nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve——- ücretinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.