Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2022/109 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/233 Esas
KARAR NO : 2022/109

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin, davalı ile aralarındaki iş ilişkisi kapsamında vermiş olduğu hizmete dayalı olarak cari hesaba ilişkin 50.000,00 TL. tutarında alacaklı olduğu, borcun ödenmemesi üzerine davalı şirkete muaccel olmuş asıl alacak için gönderilen —- ihtamame ile muaccel —-tarihinde tebliğ edildiği, sürenin bitiminden itibaren herhangi bir ödeme yapılmadığı için o tarih itibariyle yasal faiz işlediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine borçlu tarafından — dilekçe ile itiraz edildiği, işbu itiraz neticesinde icra takibinin durduğu beyan edilerek açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının iptali ile —dosyasında ihtarnamede verilen süre sonrası itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, davalı borçlu aleyhine haksız itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu durumun davacı tarafın göndermiş olduğu ihtarnameye — tarihi itibariyle davacı tarafın davalı şirkete — borcu bulunduğu, davalı şirketin davacı tarafça kendisine e-mail yoluyla gönderilen cari hesap bilançosunu kabul etmediği, ayrıca davalı şirketin davacı tarafa teminat olarak vermiş olduğu — miktarlı teminat bonosunun davacı tarafın yedinde bulunduğu, bu bononun davalıya teslimi için —— ihtarının gönderildiği, ancak davacı tarafın davalının bonosunu iade etmediği beyan edilerek açıklanan nedenlerle, davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz + ihtar gideri toplamı —tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde — tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen— tarihli kök rapora göre; ” Davacı ve davalının tacir oldukları, davacının yukarıdaki usulüne uygun olarak noter açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan — icra takip tarihi itibariyle davalıya —. borçlu gözükmekteyse de, icra takibine dayanak olarak gösterilen ihtarnamedeki muaccel olmuş alacak tutarının esasen davacı tarafından davalıdan —– vadeli teminat senedinin davalının hesabına —Yevmiye madde numarası ile Alacak kaydı yapılmasından kaynaklandığı, başka bir anlatımla teminat senedi davacı … kayıtlarında —-Hesaplarda gösterilmesi gerekirken davalının hesabında Alacak kaydı yapılmasından kaynaklandığı, ”Teminat senedi bedeli ödenmediğinden dolayı davacının kayıtlarına göre davalıya olan– teminat senedi davalıya iade edildiğinde ve/veya hesaptan çıkarılıp — hesaplara (geçici hesaplar) kayıt edilmesi halinde —. cari hesap alacağı bulunacağı, ancak senet aslının davalı tarafa iade edilmesi halinde davacının alacağı bulunacağı, davalının — davacının — tarihi itibariyle davacının, davalı şirkete –. borçlu olduğunu beyan ettiği, ——- olduğu görüldüğü,” tespit edilmiştir.
Bilirkişi –tarafından düzenlenen —. tutarındaki teminat senedinin davalının carı hesabına Alacak kaydı yapıldığı —- itibariyle davalının davacıya—. borcu bulunduğu, davalı tarafından davacı lehine –tarihinde düzenlenmiş — –tutarındaki teminat senedi davacı tarafından —– Genel Tebliğ hükümleri göre davacı, davalıdan almış olduğu senedi —– olsaydı; davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle — alacağı olacağı, ancak davacı teminat senedini— gibi davalının hesabına alacak kaydı yaptığı için icra takip tarihi itibariyle davalıya 1.618,56 TL. borçlu göründüğü, başka bir anlatımla davacının davalıdan —. alacağı bulunduğu, vadeli senet vermenin senedin bedelinin ödendiği anlamını kesinlikle taşımadığı, davalı, davacıya — itibariyle —- borçlu olduğunu beyan ettiği, ancak davacıya vermiş olduğu — teminat senet bedelini sanki ödemiş gibi göstermeye çalışmaktadır ki, ödemiş ise belgesini dosyaya ibraz etmesi gerekmektedir. Ödemeye ilişkin herhangi bir belge dosya kapsamında bulunmadığı gibi senet aslı davacının elinde bulunduğu, davalı taraf —-. borcu ödediği taktirde, davacı nezdindeki teminat senedini iade talep hakkı bulunduğu,” tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, —– ertelenmesi, —amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme —bir nedenle — bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında ihtarnameye dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında —— sözleşmesi bulunduğu noktasında, davalı tarafından davacı tarafa —- ödeme günlü — bedelli teminat senedi verildiği, senedin davacının elinde bulunduğu noktalarında uyuşmazlık bulunmamakla birlikte taraflar arasındaki ihtilafın var takip dayanağı belge içeriği konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundan kaynaklandığı, davalı tarafça davacı tarafın cari hesap bilançosunun kabul edilmemesi üzerine— ihtarnamesi ile davacıdan ——– teminat senedinin iadesinin istendiği, davacı tarafça iadenin yapılmadığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde bahse konu teminat senedinin kaydedildiği tarihte açıkça davacının — alacağının göründüğü, takip tarihi itibariyle ise davalıya —borçlu gözüktüğü, bu durumun ise davacının teminat senedini normal bir kambiyo senedi gibi davalının hesabına alacak kaydı yapmasından kaynaklandığı, ancak davacının davalıdan 48.341,44 TL. alacağı bulunduğu, davalı tarafça davacıya senet bedelinin ödendiğine dair belge sunulmadığı, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği –)—– resen dosyaya kazandırılması gerektiği —davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — olduğunun sabit olduğu, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, davacının gönderdiği ihtarnamenin davalı tarafa—- tarihinde tebliğ edildiği, verilen süre olan 3 iş gününün takip tarihine tekabül ettiğinden davacının takip öncesi faiz alacağına hak kazanmadığı, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, noter masrafı olarak talep edilen alacak kaleminin ise yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiği, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;– takip sayılı icra dosyasına davalının 48.341,44 TL yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin 48.341,44 TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İhtarname masrafı kaleminin yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine,
4-Alınması gerekli karar harcı 3.302,20 TL’den peşin olarak yatırılan 606,41 TL’nin mahsubu ile 2.695,79 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 155,03 TL ihtarname gideri, 848,90 TL tebligat-müzekkere-bilirkişi, ücreti olmak üzere toplam 1.054,73 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%96 Kabul) 1.012,54 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — uyarınca hesaplanan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — uyarınca hesaplanan — davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde— dosyasının iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.