Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/219 E. 2019/1011 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-K A R A R-
ESAS NO : 2019/219 Esas
KARAR NO : 2019/1011

DAVA : Kayyımlık
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacının şirketin %50 hissesini devraldıktan sonra yönetim kurulunun toplanması ve bunlarla ilgili iş ve işlemlerin yapılabilmesi için talep ve ihbar etmiş olup, bu ihbarnameye cevap verilmemesi üzerine Kadıköy —-.Noterliği’nin 28/03/2019 tarih —-yevmiye nolu ihtarnamesini keşyde ettiğini, bu ihtarnamede yönetim kurulu başkan …’un şirket hesaplarından haksız olarak uhdesine para transferi yaptığı ve bu transferleri kendisi hesabına borç olarak gösterildiğini ve şirketin hesabına aktarılmadığını, şirketin idare ve temsil yetkisine yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kullanmaması, TTK ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı şekilde yapmış olduğu uygulamalar nedeni ile hak ve menfaatlerinin zedelenmesi nedeniyle tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla öncelikle tensip ara kararı ile davacının %50 hissesinin İtoya tescili ve şirkete tedbiren denetim kayyımı atanmasını; nihayetinde ise bu kötü yönetimin tespiti sonucu …’un yönetim kurulu başkanlığından azli ve şirketin organsız kalmaması için yönetim kayyımı atanması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm beyan ve iddialarının asılsız olup bahse konu şirket hisselerinin devri diğer paysahibi davalının haberi olmadan ve öncelik hakkı kullandırılmadan gerçekleştiğinden geçersiz olduğunu, bu nedenle husumet yönünden reddi gerektiğini, Kadıköy —.Noterliği’nin ———yevmiye nolu ihtarnamenin taraflarına tebliğ edildiğini, ancak, devir konusunda haberdar edilmeyen davalının cevap verme gibi bir yükümlülüğü bulunmadığından cevap vermediğini, davalı şirketçe alınan mal ve hizmetlerin hepsi mali idarenin yasal olarak tebliğler kapsamında şekli ve şartlara uygun alındığını, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın öncelikle usul yönünden reddine ve delil bildirme hakkı mahfuz kalmak kaydı ile davacıya karşı tüm yasal haklar saklı tutulmak kaydı ile davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı şirketin sicil bilgilerini gösterir kaydı dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde, davalı …’un davalı——- yönetim kurulu başkanı olduğu, şirketi idare ve temsil yetkilerini yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kullanmadığı, şirketi kötü yönettiği, zararlandırıcı işlemler yaptığı ayrıca davacının davalı şirketin %50 hissesini devraldığı halde davacının hissesinin ticaret sicile tescil ve ilanı işlemlerini de yapmadığından bahisle, davalı …’un davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığından azline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulunu azil yetkisi TTK.nun 364. ve 408. maddeleri gereğince münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK. 334/2. maddesi hükmü olup anılan hükmün somut olayda uygulama alanı yoktur. TTK.nun 630/2 maddesinde limited şirket yöneticisinin temsil hakkının kaldırılması ve sınırlandırılmasının mahkemeden istenebileceğine ilişkin bir düzenlemeye, anonim şirketler yönünden yer verilmemiş olup, anılan istinası dışında bu yetki münhasıran genel kurula aittir. Bu kapsamda davacının şirketin hissedarı olup olmamasının sonuca etkili olmadığı gözetilmiş, davalının bu yöndeki savunmalarına ilişkin başkaca araştırmaya gerek görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, anonim şirketler yönünden yöneticinin azlinin mahkemeden istenebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmaması, bu yetkinin münhasıran genel kurula ait olması, mahkememizin genel kurulun yerine geçip karar vermeye yasal olanağının bulunmadığı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki———– göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı ve Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.