Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2021/123 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/198 Esas
KARAR NO : 2021/123

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında, davalının——- hisselerinin satış sürecine ilişkin—– —- sözleşme akdedildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklı dört aylık —bedeline karşılık gelen 60.000,00 TL+ KDV (70.800,00 TL) bedelini davacıya ödemediğini, davalının sözleşme uyarınca yapması gereken ödemeleri tam ve eksiksiz şekilde yapmaması ve temerrüde düşmesi nedeniyle Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyası kapsamında davalı aleyhine haciz talebi ile takip başlatıldığını, ancak takibin davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle taraflar arasındaki davaya konu sözleşmede kararlaştırılan koşulların, gerek davacının sözleşme ile yükümlendiği edimleri yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırı davranışı ve gerekse ücret yönünden davacı tarafın asılsız ve mesnetsiz iddialarının aksine oluşmadığını, davacının sözleşme gereğince üstlendiği yükümlülüklerini dürüstçe, sadakatle ve gereği gibi ifa etmediğini, davaya konu alacağın danışmanlık ve vekalet ilişkisine dayandığını, dosya kapsamındaki deliller ve Yargıtay uygulamaları göz önünde bulundurulduğunda, davacı gerçek şahsın TTK.’nunda sayılan tacir niteliği bulunmadığı gibi mutlak ve nispi ticari dava söz konusu da olmadığını, bu itibarla uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerekirken asliye ticaret mahkemesinde açılması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın görevsizlik nedeniyle reddine, davacının haksız davasının esastan reddine, davacının, — sözleşmesi ile üstlendiği yükümlülükleri ifa etmediğinin tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı gerçek kişi ile davalı gerçek kişi arasında imzalanan hisse satış süreci danışmanlığı ve ücret sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davacı — İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur.
— İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Tarafların işyeri vergi yükümlüsü olup olmadığı ve vergi kayıtlarının bulunup bulunmadığı hususları —- dairelerinden ayrı ayrı sorulmuş, davalının işyeri kaydının – ticari kazancının bulunmadığı, davacının gerçek usulde vergilendirildiği bildirilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı, mutlak ticari davaların, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olduğu, TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlendiği, nispi ticari davaların ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar olup bu davaların ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebileceği, gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Davanın; gerçek kişiler arasında imzalanan hisse satış süreci danışmanlığı ve ücret sözleşmesinden doğan ihtilaf olması nedeniyle mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacı ve davalının gerçek kişi olması nedeniyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı sabit olup; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi — karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli …—-ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.