Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/196 E. 2021/701 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/196 Esas
KARAR NO : 2021/701

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı asıl borçlu müşteriye imzalanan sözleşme kapsamında kredi kullandırıldığını, geri ödenmeyen kredi için ihtarname keşide edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine asıl borçlu ve kefil aleyhine takip süreci başlatıldığını, ancak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını iddia ederek, ihtiyati haciz kararı verilmesini, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan—-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—– sayılı dosyasının tetkikinde davacı (alacaklı) tarafından davalılar (borçlular) …—– alacağın tahsili için takip yapıldığı,
Borçluların süresi içinde borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce akabinde takibin durdurulduğu,
Bunun üzerine davacı vekilince, mahkememize 22.04.2019 tarihinde davalıların itirazlarının haksız olduğu belirtilerek itirazlarının iptal edilmesine ilişkin işbu davanın açıldığı,
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “Takip talebinde Banka tarafından farklı hesaplama yapıldığının görüldüğü, hangi meblağlar üzerinden hangi günler için ve hangi oranların kullanılarak hesaplama yapıldığının açık olmadığı, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğu, takip yapılan her bir kalem itibarı ile takipte talep edilen, incelemede tespit edilen tutarlar karşılaştırıldığında, tahsil edilmesi gereken tutarlar aşağıda gösterilmiştir;
Takip Açıklaması Takipte İncelemede Tahsil
Talep Edilen Tespit Edilen Edilmesi Gereken

Asıl Alacak ———— 32.207,39 TL
İşlemiş Faiz ve
Faizin gider vergisi 2.418,84 TL 1.711,50 TL 1.711,50 TL
Masraf 542,67 TL

TOPLAM 35.168,90 TL 33.918,89 TL 33.918,89 TL

Banka’nın takip talebinde belirttiği asıl alacak tutarının işbu incelemede bulunan tutar ile uyumlu olduğu,
Faiz oranındaki farkın kaynağının bulunamadığı, esas alınan temerrüt faiz oranından kaynaklanmış olabileceği, işbu incelemede tüm detayları gösterilen hesaplamanın esas alınması gerektiği,
…—– müteselsil kefil sıfatı ile attığı imza için eş rızası gerekip gerekmediği hususunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, —-borçlu gibi imzaladığının görüldüğü,
Masraf ile ilgili belge aslının geri alınmamak üzere dosyaya sunulmaması nedeniyle hesaplama dışı tutulduğu,
Taleple bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının toplam 33.918,89 TL olduğu,
Takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar yıllık % 37,40 oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, yönünde görüş bildirilmiştir.
Ek rapor içeriğine göre “Banka itirazları açısından değerlendirildiğinde; Banka’nın uygulanmasını talep ettiği % 47,00 temerrüt faiz oranında haklı olduğu, hesaplamaların % 47,00 temerrüt faiz oranı ile yeniden yapıldığı, takip talebi ile karşılaştırıldığında Banka’nın alacak tutarının faiz ve fer’ileri ile birlikte toplam 33.993,57 TL olduğu, posta masrafı tutarı ile ilgili makbuz aslının dosyaya sunulmamasından, —- bilanço kalemlerine dâhil edildiğinin anlaşıldığı, tekrar bu defa —tahsilini talep etmenin, tahsilatta mükerrerlik yaratacağı, ayrıca Müşteri’den tahsil edildiği durumda, masraf olarak — nedeniyle vergi kaçırma suçunun işlenecek olduğu, kefil itirazları açısından değerlendirildiğinde; kefilin hiçbir itirazının kök raporda belirtilen görüşleri değiştirmediği, kök raporda belirtilen görüşlerin aynen korunduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı …—davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 33.993,57 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; —– takip sayılı icra dosyasına davalıların 32.207,39 TL asıl alacak, 1.786,18 TL işlemi faiz alacağı olmak üzere toplam 33.993,57 TL yönünden yapılan itirazın iptaline; takibin 33.993,57 TL alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacağın ( 32.207,39 TL) %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.322,10 TL’den peşin olarak yatırılan 424,76 TL’nin mahsubu ile 1.897,34 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 424,76 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 225,33 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.376,13 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre(%97 kabul) 1.330,14 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6 -Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — hesaplanan 5.099,04 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan— hesaplanan 1.175,33 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8—– takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve — tarafından karşılanan —– ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.