Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/160 E. 2021/476 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/160 Esas
KARAR NO : 2021/476

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 10/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı firma 08/10/2018 tarihli ———–talimatından anlaşılacağı üzere —– değerindeki —–süresinde teslim etmediğini, davacı müvekkil tarafından dava dışı —– üretilen —– ihracat malları davalı firmanın hiçbir sebep göstermeden elinde tuttuğu için —— firmasına malların süresinde teslim edilmediğini, davalı —- malzemelerini süresinde teslim etmediği ——- tutarındaki siparişlerini iptal edip müvekkili de tedarikçilikten çıkardığını, müvekkil şirket dava ——– firmasından alacağını alamadığı için bu süreçte davalı firmaya ve piyasaya vermiş olduğu çekleri ödeyemediğini, müvekkil şirketin dava ile ilgili olarak arabulucu sürecine başvurduktan sonra malların da bu tarihten sonra —– edildiğini belirterek dava dışı ———- siparişleri iptal etmesi nedeniyle müvekkil tarafından uğranılan zararın tespiti için şirket deposunda kalan ve hiçbir şekilde başkaca bir firmaya satılamayacak olan özel üretim ürünlere ilişkin bedel tespiti için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 401/4 maddesi gereğince delil tespiti yapılmasına, 5000-TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından —— tarihinde verilen cevap dilekçesinde özetle; davada uygulanacak —- hükümlerine tabii olması gerektiğini, davacı şirketin gecikme nedeni ile zarara uğradığını ve bundan taşımacının kusurlu olduğunu ispatlaması halinde; CMR md.23/5 gereğince taşımacıya ancak ve sadece taşıma ücretini geçmemek kaydıyla sorumluluk atfedilecek olup, fazlaya ilişkin taleplerinin reddinin gerekeceğini, taşımacıya sorumluluk atfedebilmek için CMR md 17/2 gecikmenin yük ilgilisinin verdiği talimattan ileri gelmemesi gerekeceği, davalı şirketin 12/10/2018 tarihinde taşınmak üzere teslim aldığı malları teslim etmek üzere —– tarihinde dava —— ile yazışma yapmaya başladığını, davacı şirketin davalıya olan 55.300 Euro navlun borcunun—- ödeneceğine dair verdiği talimatı davalı şirkete gönderdiği, davacı tarafından dava dışı şirkete ” …—— navlun borcu kadarından feragat ettiklerini ve bu miktarın ——— ödenmesi” şeklinde talimat verildiğini belirterek davanın reddine, sorumluluğun navlun ücreti ile sınırlı olmasından dolayı fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dosyanın alanında uzman mali müşavir bilirkişi —– tevdii edilerek bilirkişi raporunun alındığı ve raporun dosyamız arasına konulduğu görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında geç teslim edilen mallar nedeni ile davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların dilekçelerinde talep ettikleri tüm deliller toplanmış olup dosya kapsamında bir mali müşavir bir taşıma uzmanı ve bir sözleşme uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınmıştır.
Taraflar arasındaki anlaşma kapsamında davacının dava —— bir kısım mal gönderdiği malların davalıya teslim tarihinin 08/10/2018 tarihinde teslim edildiği, davalı tarafından malların alıcıya teslim edildiği tarihin ise 31/01/2019 olduğu hususları ihtilafsızdır. Burada geç teslimin davalı tarafça haklı bir nedeni dayanıp dayanmadığı incelenmelidir. Bu kapsamda davalının savunması davacı şirketin cari hesaptan kaynaklı borçlu olduğu yönündedir. Ancak somut olayda taşıma —- olup ücreti gönderici davacı tarafından peşinen ödenmiştir. Eğer işbu taşıma işinin ücreti ödenmeseydi bu kapsamda davalı şirket hapis hakkını kullanabilecekti fakat işbu taşıma işinin ücreti peşinen ödenmiş olup farklı işlerden kalan cari hesap alacağına dayanılarak kullanılan hapis hakkı yerinde olmamıştır. Bu nedenle davalı şirket gecikmeden sorumlu olmalıdır.
Tazminat alacağının unsurlarından kusur meselesindeki açıklamalarımızı yukarıda yaptıktan sonra diğer unsur olan zarar konusu irdelenmesi gerekmiştir. Bu kapsamda davacının iddiaları davalı tarafından malların geç teslim edilmesi neticesinde dava dışı şirket ile olan ticari ilişkisinin zarar gördüğü ve buna bağlı olarak zararının meydana geldiği, deposunda yalnız dava dışı şirket için özel üretilmiş malların kaldığı ve bunların bedellerinin tespit edilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Ancak bu beyanların ve iddiaların soyut beyanlar olduğu düşünülmüştür. Zira dava dışı şirket ile olan ticari ilişkisinin zarar gördüğüne siparişlerin iptal edildiğine dair herhangi bir delil dosya içeriğinde görülmemiştir. Diğer yandan depoda bulunan ürünlerin incelenmesine de gerek görülmemiştir. Çünkü depoda keşfen yapılacak olan incelemede mahkememize gösterilecek olan ürünler gerçekten özel üretim ürünler olduğu tespit edilse dahi bu ürünlerin —- şirketi için üretilip üretilmediği dahi ispatlanamayacaktır. İzah olunmaya çalışılan nedenler ile davacı taraf her ne kadar davalının sorumlu olacağını ispatlayabilmişse de kendi uğradığı zararı ispatlayamamıştır.
İzah olunan gerekçeler ile davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla esastan reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu bakiye 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki——–göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.