Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2022/494 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/158 Esas
KARAR NO: 2022/494
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 10/04/2019
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- tarihinde — sevk ve idaresindeki —- davacıya çarptığını, —- engelli sağlık raporuna göre — özür oranı tespit edildiğini, davacının maluliyet oranının —- üzerinde olduğunu, davacının kazadan önceki aylık kazancının — olduğunu, davacının vücut bütünlüğündeki eksilme nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, kazanın meydana gelmesinde davalı —- tam kusurlu olduğunu,— plakalı— davalı —-tarafından —poliçesi ile sigortalandığını, — tarihinde davalıya başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan —ödemenin gerçek zararın çok altında olduğunu belirtmiş; — maddi tazminat ve — manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza ile ilgili kusur değerlendirmesi yapılmadığını, davacının asli kusurlu olduğunu, –maluliyet raporu alınması gerektiğini, —- plakalı aracın——şirketi tarafından düzenlendiğini, davacının çalışmaya devam ettiğini, herhangi bir maluliyetinin bulunmadığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; – numaralı — bulunduğunu, —- müzekkere yazılması gerektiğini, —- ödeme yapıldığını, davacının herhangi bir alacağı kalmadığını, başvuru dava şartı bulunmadığını, kusur ve maluliyet oranının tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin zmms teminatı dışında olduğunu belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —— sevk ve idaresindeki davalı —- maliki davalı —— olduğu — plakalı aracın yaya olarak seyir etmekte olan davacı — çarpması şeklinde meydana gelen kazada sürücü —— kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, uğradıysa hangi miktarda maddi zararının oluştuğu, davalıların bu zarardan sorumlu olup olmayacağı ile hangi miktarda sorumlu olacağı, manevi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava tarihi itibarıyla — yapılan değişiklik yürürlükte olup, dava tarihinden önce davalı —- şirketlerine başvuru yapıldığı halde, başvuruya eksik belge temini yönünde cevap verildiği tarafların kabulündedir. Eksik olduğu belirtilen yönetmelikteki kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında, KTK’nın 97. maddesinde öngörülen — cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Bu itibarla, başvuruya ilişkin dava şartının davacı tarafından yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, —- üzerinden mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, davacının tedavi belgelerinin mahkememize gönderildiği görüldü.— yazılan yazıya cevap verildiği, davacı —– düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
– yazılan yazıya cevap verildiği, davalı —– hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunun mahkememize gönderildiği görüldü.
—– yazıya cevap verildiği, rücuya tabi aylık bilgileri ve hizmet döküm cetvelinin mahkememize gönderildiği görüldü.
— tarihli yazı cevabına göre;— plakalı — davalı —adına sicile kayıtlı olduğu görüldü.
— tarafından düzenlenen —tarihli ek rapora göre; davacı — tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle——hükümleri uyarınca tüm vücut özür oranının—– olduğu, iş göremezlik süresinin — aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
— tarafından düzenlenen —- tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde davalı —- %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacının geçici iş göremezlik zararının —olduğu, sürekli iş göremezlik zararının ise— olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davalı — kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı —kusuru bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince harcı da yatırılan—- tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerinin ———- yükseltildiği görüldü.
2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak—— yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak —– içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu kaza —– tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince —- tarihinde dava açılmıştır. Somut olayda, ceza zamanaşımı süresi kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın 89/4. ve 66/1-e maddelerine göre 8 yıl olup, zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Geçici iş göremezlik talepleri yönünden sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğinden, bu yöndeki savunmaya da mahkememizce itibar edilmemiştir ———–
Uyuşmazlığın çözümü için dava konusu kazanın meydana gelmesindeki tarafların kusur oranı, davacının uğradığı bedensel zarar ile davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerekir: Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi, Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK’nın açık hükmü karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda; —– kararı verilmiştir. Bu itibarla, anılan dosyada kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. ——–tarafından düzenlenen rapor ile mahkememizce alınan kusur raporu arasında mübayenet bulunmadığı anlaşıldığından, kusur oranına karşı yapılan itirazların reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre; —- tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü —- %100 oranında kusurlu olduğu, davalı —– —- olarak zarardan sorumlu olduğu, kaza nedeniyle davacıda meydana gelen kalıcı maluliyet oranının yürürlükteki yönetmeliğe göre belirlendiği, davacının uğradığı maddi zararın denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, —- uyarınca hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ——, geçici iş göremezlik talebi yönünden sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği —-davalı —— şirketi yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak maddi tazminatın tahsilinin talep edildiği, zarar veren aracın ticari kullanıma özgülendiği, taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedilmesi ve KTK. madde 98 uyarınca temerrüt tarihinin belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: —– gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—— gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir ———-
Somut olayda; tarafların maddi durumları, ceza dosyasındaki beyanlar, kazanın meydana gelme şekli ve kusur durumu, davacının maluliyet oranı, kaza tarihi ve dosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak değerlendirilmiş; manevi tazminat tutarı aşağıdaki şekilde takdir edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalılar —– aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı — uğramış olduğu bedensel zarar için hesaplanan —- geçici iş göremezlik zararı ve — sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam —— maddi tazminatın, davalılar — müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, —–
Kabul edilen tutara davalılar—-kaza tarihinden itibaren, davalı —– tarihinden itibaren yasal faiz (taleple bağlı kalınarak) uygulanmasına,
2-Davacı tarafından davalılar — aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; — manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—- müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine, aşan istemin reddine,
3-Maddi tazminat davasında alınması gereken — karar ve ilam harcından peşin alınan —harç ve—- tamamlama harcının mahsubuna, bakiye —–harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davasında hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.049,30 TL karar ve ilam harcının davalı —– tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.059,37 TL vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı —-manevi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (m.3/2) göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 208,35 TL peşin harç ve 400,00 TL tamamlama harcı toplamı 652,75 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davanın kabul (%83,04) oranına göre hesaplanan 2.503,65 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
12-Dava şartı arabuluculuk (maddi tazminat) kapsamında arabulucu —– Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle——–Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/06/2022