Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/146 E. 2021/769 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/146 Esas
KARAR NO : 2021/769

DAVA : Garanti Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan garanti sözleşmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında kısa vadeli—- —- imzalandığını, TTK’nın 1425/1. maddesi uyarınca davalının da tabi olduğu —yetkili mahkeme başlıklı C.8. maddesi uyarınca — imzalayan, sözleşmeye aracılık yapan davalı— bulunduğu —- dava açma yönünde kullandıklarını, mahkemenin yetkili olduğunu, taraflar arasında imzalanan — müvekkili şirketin tahsil edemediği, ihracat bedellerini,—gerçekleştiğinde tazmin etme yükümlülüğü altına davalı bankanın girdiğini, davalı tarafından düzenlenen— yapılan sevkiyatlarda geçerli olmak üzere —- tutarında —- edildiğini, daha sonra bu —- geçerli olmak üzere 200.000,00 EURO’ya çıkartıldığını, özel şartlarda ödeme yükümlülüğü için genel şartlara göre daha kısa bir süre belirlendiğini, somut olayda poliçe özel şartlarının 1/A maddesi b bendi ile belirlenen riskin gerçekleştiğini,—- yükümlülüğünün doğduğunu, poliçe genel şartlarının A.6.2 ve özel şartlarının 1/A b bendi ve 15/b maddesi gereğince riskin gerçekleştiğini ve zararın kesinleştiğini,— formları —- esas ———— tutarının belirlendiğini, ——- olarak belirlendiğini ve tutar üzerinden——, davalının, davacının —— —– davacıya tazminat ödenmek—– müvekkilinin —– davalıya gönderdiğini, —–gönderdiği ————- işlemlerinin başlatıldığını, —–ödenebilmesi için—– alacağın———kaydettirildiğinin belgelendirilmesi gerektiğini, aksi takdirde tazminat ödenmeyeceğini bildirdiğini, —– kesinleştiğini —- ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak—— karşılığındaki alacağın temerrüt tarihinden itibaren —- hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde özetle; davacının —– —-tahtında gerçekleştirdiği sevkiyattan —– alacağı ile tazminat başvurusunda bulunduğunu; sonrasında —- ile — alıcıya ——— gerçekleştirdiği ve —- kapsamında %85 oranında — alacağına ilişkin vadesi geçmiş alacak bildirimi yaptığını; davacının varlığını iddia ettiği alacak bedellerinin tahsili amacıyla gerek alıcı firma nezdinde —– —- cevap alamayınca —- ulaşmaya çalıştığı; o tarihe kadar alacağın var olmadığına yönelik bir savunmada bulunulmamış olması dolayısıyla sigortalıya —– gönderildiği;— alıcı firma —ile ticari ilişkiyi kabul etmedikleri ve sigortalı tarafından ibraz edilen sözleşme ve sipariş formlarmdaki — bulunduğunu; ayrıca —- yönelik rapor temin edildiğini; bu nedenle poliçe hükümleri gereği sigortalıdan alacağını—- kaydettirmesinin talep edildiği; davacının poliçe hükümlerine aykırı hareket etmesi nedeniyle—borcunun doğmadığı savunmasında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında aktedilen, kısa vadeli — gerçekleştiğinden bahisle poliçe teminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilince, alacak iddiasına dayanak olarak dava dilekçesinde ve aşamalarda, —– aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak hak ettikleri — bedellerini bu alıcı firmadan tahsil edemedikleri, bu nedenle taraflar arasındaki poliçe özel şartlarının 1/A maddesi b bendi ile belirlenen risk gerçekleşmiş olduğu, davalının —– çerçevesinde, davacı şirketin tahsil edemediği ihracat bedellerini,—gerçekleştiğinde tazmin etme yükümlülüğü altına girdiği, davacının ödeme istemi ile davalıya başvurduğu, davalının başvuruyu incelediği, zararın — olduğunu ve kesinleştiğini —yazısıyla davacıya tazminat ödenmek üzere——- hakkında iflas işlemlerinin başlatıldığı, bu çerçevede tazminat ödenebilmesi——- kaydettirildiğinin belgelenmesi gerektiği, aksi takdirde tazminat ödenmeyeceğini bildirdiği, bu talebin sigorta hukuku çerçevesinde bir hukuki değeri bulunmadığı iddiaları ileri sürülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış tetkik edilmiştir.
Bu kapsamda taraflar arasındaki ———– hasar dosyası celp edilmiş, incelennmiştir.
Yine davacı tarafça, alacak iddiasına dayanak yapılan — bilirkişi incelemesi yapılmasına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 23/10/2020 traihli raporda özetle; davacının, —- tamamlayıp,—- teslim ettiği; dayanak——– ——- tahsil edemediği; bu kapsamda dava konusu —- dayanak Poliçe’nin 2.m. maddesi kapsamına girdiği — kesinleşmiş ve —- verilmiş bir mahkeme veya —-edilene kadar davalı sigortacının düzenlediği poliçe kapsamından davacıya —-. tazminat ödeme yükümlülüğünün askıda olduğu; poliçe’nin 15. maddesindeki düzenlemeler emredici nitelikteki TTK m. 1427/2 hükmüne aykırı olduğundan, Sayın Mahkeme’nin sigortacının — yükümlü olduğu kanaatine ulaşması durumunda, muacceliyet tarihinin TTK m. 1427/2 çerçevesinde belirlenmesinin gerektiği; sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğüne ilişkin düzenleme getiren Poliçe’nin 25. maddesinde sözü edilen “tazminat ödememe hakkının saklı olduğu” ifadesi, sigortalı lehine emredici olan TTK m. 1448/2’ye aykırı olduğundan, uygulanacak yaptırımın TTK m. 1448/2 uyarınca belirleneceği; dolayısıyla ancak davalı sigortacının ihlal nedeniyle ödeyeceği tazminat tutarında bir artış olduğunu ortaya koyması şartıyla, sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğünün ihlalindeki kusur oranında bir indirim yapılmasının söz konusu olabileceği; dava konusu olayda tazminat tutarında indirim yapılması gerektiği yahut tazminat ödeme yükümlülüğünün tamamen ortadan kalktığı hususunun davalı sigortacı tarafından ispatlanamadığı; kredi Sigortası Genel Şartları’nın A.6. maddesi çerçevesinde alıcının iflası halinde iki olasılığın söz konusu olduğu; ilk olasılıkta sigortacının müdahale talebinin kendisine ulaşmasından itibaren belli süre sonra ödeme yapacağı; ikinci olasılıkta ise, tazminat talebi —- tarafından kabul edilmişse, bir bekleme süresinin söz konusu olmayacağı; dolayısıyla bu düzenlemeye dayanılarak sigortalının alacağını —- kaydettirme zorunluluğu bulunduğunun söylenemeyeceği, davanın kabulü halinde davacının alacağına miktarı İnfaz aşamasında belirlenmek üzere, alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren 3095 SK. Md.4/a’ya göre Kamu —- uyguladıkları faiz oranı üzerinden döviz faizi de yürütülebileceği kanaati bildirilmiştir.
Alınan rapor dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla, varılan kanaate Mahkememizce de iştirak olunarak rapor hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; taraflar arasında —– düzenlendiği, bununla davalının, davacının — ortaya çıkan— davacının—aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak hak ettiği ihracat bedellerini bu alıcı firmadan tahsil edemediğinden ve poliçe gereği riskin gerçekleştiğinden bahisle tazmin talepli olarak davalıya başvurduğu, davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle işbu davanın açıldığı belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki poliçenin —– başlığı altında, madde 1’de “A. —- poliçe kapsamındaki ticari risklerin sıralandığı, bunlar içinde Md.—-bendinde “Alıcı’ya sevk edilen ve alıcı tarafından kabul edilen malların brüt fatura tutarını vade tarihinden sonraki 4 ay içinde Sigortalı/ Satıcı’ya ödeyememesi veya ödeememesi” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan düzenlemede öngörülen riskin gerçekleştiği, davacının —- ödeme şekliyle sevk ettiği ürünlerin ihracat bedellerini tahsil edemediğinden bahisle davalıya başvurduğu, davalı tarafça önce 01/03/2018 tarihli mail ile davacı tarafa, işlemlerin Bankalarınca devam ettirilebilmesi için, tazminat talrp formunun gönderilmesi gerektiği bildirilmiş, davacı tarafça da anılan tazminat talep formunun — gönderildiği görülmüştür.
Sonrasında davalı tarafça gönderilen — tarihli mail ile davacı tarafa, alıcı —-hakkında iflas işlemlerinin başlatıldığının öğrenildiği, bu çerçevede tazminat ödenebilmesi için — öngörülen süre içerisinde alacağın —- kaydettirilmesi ve kaydettirildiğinin belgelenmesi gerektiğini, aksi takdirde herhangi bir işlem yapılmayacağının bildirildiği, bundan başka davacı ile dava dışı alıcı— —” başlığı altında düzenlenen 2. madde m fıkrası kapsamında belirtilen herhangi bir —— tespit edilmesi halinde, Bankalarınca durumu yeniden değerlendirme hakkının saklı kalacağının bildirildiği belirlenmiştir.
Davacı tarafça aşamalarda, tazminat ödemesi için, alacağın ——— kaydettirilmesi şartının ileri sürülemeyeceği, bunun poliçe ve genel şartlara aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı tarafça ise, cevap dilekçesinden itibaren aşamalarda, poliçede “Sigorta Kapsamı Dışında Kalan Haller” başlığı altında 2/m maddesinde düzenlenen hüküm gereğince, tazminat alacağının askıda kaldığı ileri sürülmüştür.
Taraflar arasındaki poliçenin “Sigorta Kapsamı Dışında Kalan Haller” başlığı altında düzenlenen 2/m maddesinde;——–aksi yazılı olarak belirtilmedikçe—- kusurundan veya — kaynaklandığını iddia ettiği gerekçelerle sevk edilen malları kabul etmemesi veya edememesi ve/veya teslim aldığı malların brüt fatura tutarını veya sözleşme bedelini ödememesi ve/veya yaptığı ödemelerin, mahsupların ve karşı tazmin taleplerinin bulunduğunu ve/veya başkaca bir nedenle satış sözleşmesindeki yükümlülüklerinin ortadan kalktığını iddia etmesi hallerinde ortaya —- sorumlu— kapsamında uğradığını iddia ettiği zararla ilgili olarak ———-verilmiş bir mahkeme——mahkeme veya — belirlenen zarar, —- kabul edilecektir”. düzenlemesi mevcuttur.
Bu düzenleme ile, —kapsamında, kendisine ödenmesi gerektiğini iddia ettiği alacak yönünden, alacağın varlığı veya tutarı yönünden bir ihtilaf varsa, sigortacının ödeme yükümlülüğü, ihtilaf hakkında sigortalının, dava dışı alıcının —- kesinleşmiş ve —– verilmiş bir mahkeme veya — ibraz etmesi aşamasına kadar erteleneceği, —- kalacağı öngörülmüştür.
Yine aynı düzenleme yönünden, ileri sürülen ihtilafa ilişkin delil sunulmasına gerek bulunmayıp, “iddia ettiği gerekçelerle” şeklindeki hüküm nedeniyle, bir ihtilafın ileri sürülmesi dahi poliçe 2/m maddesi yönünden yeterli addedilmiştir.
Uyuşmazlık konusu bu ihtilaf yönünden ise, davalı—-dava dışı alıcı —-arasında geçen — yazışmaları ile, davacı ile ticari ilişkinin varlığının reddedildiği, sipariş ve sözleşmedeki imzanın sahte olduğunun bu nedenle sahtekarlık iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğunun ileri sürüldüğü belirlenmiştir.
Anılan yazışmalar poliçe 2/m maddesi gereğince tazminat ödemesinin askıya alınması, bir Mahkeme veya hakem kararı getirilmesi şartına kadar ertelenmesi için yeterli olup, dava tarihi itibariyle bu yönde bir kararın davalı tarafa sunulmuş olduğu, davacı tarafça ispat edilmemiş olmakla ve ileride aynı düzenleme gereğince dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere, dava tarihi itibariyle tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın erken açılması nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 8.573,42 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 8.514,12‬ TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki—- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.