Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2019/956 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/140 Esas
KARAR NO : 2019/956

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin—– tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı—ait müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı — plakalı aracın — tarihinde trafik kazası yaptığını, müvekkili şirketin söz konusu kazadan ötürü — plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle — tazminat ödediğini, –tarihli kaza tutanağında kazaya karışan diğer araç sürücülerinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, kusurun sadece davalı —- plakalı araçta olduğunu, —plakalı araç sürücüsünün sürücü belgesinin olmadığını, bu tazminat alacağına ilişkin davalı şirket aleyhine Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğinin ve itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 29/07/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının yetki itirazı kaldırılmadan veya yetkili icra dairesinde icra takibi yapmadan genel mahklemede itirazın iptali davası açması hukuken mümkün olmadığını, ortada geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış bir icra takibi mevcut olmadığından koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
TTK’nın 4.maddesinde yazılı davalar mutlak ticari davalardır.TTK’nın 5 .maddesinde yazılı davalar ise genel hukuk davalarıdır..Bu davaların ticari dava sayılabilmeleri için her iki tarafında tacir ve davanın, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir.Bir tarafın tacir olması o işi ticari iş haline getirsede ticari dava haline getirmez.
Davamızda her ne kadar taraflar tüzel kişi tacir vasfını haiz olsa da davanın hukuki dayanağı itibariyle TTK 1472. Maddesi uyarınca halefiyet hükümlerine binaen, dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemenin kendi sigortalısına rücu istemine ilişkin olması sebebiyle davacı sigorta şirketini bu noktada halefi olduğu üçüncü kişi ile aynı hak ve yetkiler ile donatılmış olarak kabul etmek gerekmektedir. Araç sicil kayıtlarının celbi ile davacı tarafça ödeme yapılan—– plakalı aracın sahibinin gerçek kişi olduğu ve aracın da hususi kullanıma tahsis edilmiş olduğu görülmekle davacı sigorta şirketinin bu davada gerçek kişi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir. Ve bu noktada mutlak ticari dava vasfını haiz olmayan dava konusunun yanında davanın taraflarının da tacir olmayışı da birlikte değerlendirildiğinde mahkememizin görevsizliğine dair karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.