Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/123 E. 2022/28 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/123 Esas
KARAR NO: 2022/28
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/03/2019
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine —-
dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, işbu dosyadan çıkarılan ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiğini, davalının icra dosyasına— tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini, itiraz tarihi ile aynı günde de —- davacıya haricen banka aracılığı ile ödemede bulunduğunu, borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın, yetkili icra dairesine gönderildiğini —- numaralı takip ile ilamsız icra
takibine devam edildiğini, davalı yanın yetkili icra dairesinin gönderdiği ödeme emrine de—-tarihinde itiraz ettiğini,
—–tarihinde verilen kararında “…Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır…” belirtildiği gibi yetkili icra dairesinde başlatılan takibin, ilk takip dosyasının devamı niteliğinde olduğunu, bu sebeple borçlunun yapmış olduğu ödemenin, takip sonrası yapıldığını, davalının ödeme emrinin tebliği ile asıl borcu davacı asile ödediğini ve bu yolla kötü niyetli olarak takibin fer’i giderlerinden kurtulma saiki ile hareket ettiğini,
borçlunun icra takibindeki kapak hesabı tutarı üzerinden ödemede
bulunmadığını, borcun tamamına itiraz edildiğini, borçlunun, kötü niyetli olarak icra masrafları, faiz ve vekalet ücretinden kaçmak için yapmış olduğu bu haksız itirazın, hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, bu sebeple haricen banka aracılığıyla ödenen tutar takip bedelinden mahsup edilerek borçlunun itirazının iptali ve haksız olarak borca itiraz eden borçlu aleyhine, toplam takip bedeli üzerinden %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, —-tarihli ıslah dilekçesi —- olarak artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı arasındaki ticari faaliyet neticesinde —- alacak/borç cari hesabı oluştuğunu, davacı tarafın hiçbir ihtar ve uyarıda bulunmadan —Sayılı icra dosyası ile takibe giriştiğini, davalı şirketin davacı şirkete olan cari hesap borcunu —tarihinde davacı şirket hesabına yatırdığını, davalı şirket aleyhine yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan işbu takibe de yetkisizlik ve borç itirazında bulunulduğunu, davacı tarafın borcun ödenmiş olmasına karşın aynı borcu bu sefer—- dosyası ile tekrar talep ettiğini, kanunen yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan işlemler hiçbir hak kazanımı sağlamamakla birlikte, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan işlemler hiçbir hüküm de ifade etmediğini, davacı şirketin davalı şirketten olan alacağının, davalı şirketçe, geçerli hukuki bir icra takibi yapılmadan ödenmiş olduğunu, davacının başkaca talep hakkı olmadığını,
davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine önce —– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca, fer’ilerine ve yetkiye itiraz edildiği; davacı alacaklı vekilinin kabulü üzerine takip dosyasının —- kaydedildiği, bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından tekrar itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, borçlu tarafından —– tarihinde ana para borcunun haricen ödendiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi—- tarihli rapora göre; davacı yan tarafından davalı yan aleyhine —- tarihinde—– alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı,
davalı yanın —- tarihinde yetki ve borç yönünden takibe itiraz
etmesi üzerine takibin durdurulduğu, itiraz tarihi—- davalı yan
Tarafından davacı yana kendi ticari defterlerine göre gözüken davacı yanın alacak Bakiyesinin tamamının—- ödendiği, akabinde takibin, yetkili icra müdürlüğü olan —– üzerinden devam ettiği, davalı yan tarafından ödeme emrine yetkisiz icra müdürlüğüne yapılan itiraz tarihinde borcun kapandığına ilişkin dekontun konulduğu, davacı yanın ödemenin takip sonrası
ödeme olduğu, davalı yanın takibin ferilerinden sorumlu olduğu iddiası ile huzurdaki davanın ikame edildiği, davalı yan tarafından yetkisiz icra müdürlüğüne itiraz tarihinde yapılan ödemenin kapak hesabında dikkate alınması gerektiği kanaatine varılır ise davacı yanın davalı yandan ödeme tarihi olan —– asıl alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz — geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ——- aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu ve takipte talep edilen ana para alacağının ödendiği hususunda ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın halli için bilirkişi incelemesine karar verildiği, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, iş bu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, hazırlanan raporda ödeme tarihi itibariyle davacı alacağının ——– olduğunun tespit edildiği,
Davacı alacaklı tarafından icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini —-aylık yasal süresi içerisinde istendiğinden yetkili icra dairesinde yapılan takibin yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin devamı niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda davalı borçlu tarafça takipten sonra dava açılmadan önce ana para borcunun ödendiği ancak ferilerin ödenmediği, davacı icra takibini TBK m.100 uyarınca kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edileceğini belirterek başlatmış olduğu, davada da davalı tarafından yapılan ödemeleri TBK m.100 uyarınca önce fer’ilerden mahsup ettiğini belirterek ıslah ile artırılan bakiye ——- asıl alacak için itirazın iptalini talep ettiği, bu durumda davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararının bulunduğu annlaşılmış, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, hüküm fer’i alacaklarla ilgili olarak tesis edildiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Mahkememizce takip masrafları ve feri’ler yönünden hüküm tesis edildiğinden maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.——-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının—- dosyasına yaptığı itirazın icra giderleri ve avukatlık ücreti ile sair fer’iler yönünden iptaline , icra giderleri ve avukatlık ücreti ile sair fer’iler için devamına,
Davacının talebi olan ——- üzere, takibin, asıl alacak——– tarihine kadar işlemiş takip sonrası faiz alacağı yönünden ve yine icra vekalet ücreti ile icra fer’ileri yönünden DEVAMINA,
2-Hüküm fer’i alacaklarla ilgili olarak tesis edildiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70-TL harcın peşin yatan 44,40 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 141,38 olmak üzere toplam, 185,78 TL’nin mahsubu ile fazla yatan 105,08 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 141,38 olmak üzere toplam, 185,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk dava masrafı, 65,00 TL tebligat-müzekkere gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 765,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8—- takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iedesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——— Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022