Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/104 E. 2021/222 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/104 Esas
KARAR NO : 2021/222

DAVA : Alacak, Fesih ve Tasfiye ile Kar Payı Alacağı
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ana davada davacı-karşı davalı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı —— —- kurucu ortağını olduğunu kuruluş aşamasında ——– —-zorunda kaldığını, bu devir nedeniyle bedel de almadığını, müvekkilinin aynı zamanda şirket ana sözleşmesi —-imzaya yetkilendirildiğini 2011 ve 2012 yılında imza yetkisinin devam ettiğini, şirketi inkar etmesine rağmen diğer ortakların şirketi kendi çıkarlarına borç altına soktuklarını bu haksız durumu kabullenmeyen müvekkiline —— zarar bahane edilerek ödenmediğini, usulüne uygun toplanmayan bir toplantı da 2012 yılı aralık ayında yetkilerine son verildiği, müvekkiline bildirildiği ve şirketten uzaklaştırıldığını, müvekkilinin aynı zamanda diğer ortaklarla birlikte —- olduğunu aynı sürecin bu şirket içinde yaşandığını, diğer ortaklar ile yapılan görüşme sonucu müvekkilinden her iki şirket payının devrini isteyerek —- teklif edildiğini oysa müvekkilinin bu isteğinin çok üzerinde olduğunu belirterek haklı sebepler—-şirketinin fesih ve tasfiyesinin bu talebinin kabul edilmemesi halinde müvekkilini payının gerçek değerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reaskont faizi ödenerek ortaklıktan çıkmasına 2011-2012 yılı karından müvekkilinin payının tespiti ile ileride artırılmak üzere şimdilik —- dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reaskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ana davada davalı-karşı davacı—– vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ortaklar arasındaki güven duygusunun zedelendiğini bu şekilde şirketin devamında hukuki veya ticari yarar bulunmadığını, şirketin feshinin uygun olduğunu, şirketin fesih ve tasfiyesini davacı tarafın iddia ettiği hususlardan değil bizzat davacının şirket hesaplarından para çekerek zimmetinden para geçirmesinden kaynaklandığını, yargılama sonrasında yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı tarafın şirkete ne kadar borçlu olduğunu tespit edileceğini, şirketin feshine karar verilmesi veya davalını ortaklıktan çıkarılması halinde davacının şirkete olan bu borçları ile sermaye borcunun da nazara alınması gerektiği, davalı karşı davacı ..—– müvekkili şirketin ———hesaplarından yüklü miktarda para çekerek kendi nam ve hesabına kullandığını, bu dönemlerde hiç bir şekilde şirket adına bir ödeme yapmadığını, davalının şirket hesaplarından çektiği ve kendi nam ve hesabında kullandığı, paranın toplamını yaklaşık 200.000,00 TL yi bulduğunu belirterek karşı davanın kabulü ile müvekkilini davalıdan mevcut alacaklarını tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar vermesini istemiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sırasında; Davacı … tarafından davalı——–açılan şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin İstanbul Anadolu ——– karar sayılı dava Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş, aynı zamanda—— tarafından davacı … aleyhine İstanbul Anadolu —– esas sayılı alacak davasının İstanbul Anadolu ——- karar sayılı dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İstanbul Anadol– karar sayılı dosyası yönünden;
Davacısı …——– tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin şirketin kurucu ortağı olduğunu,—– olduğunu ve taahhüt ettiği sermayeyi—— diğer ortaklara devretmek zorunda kaldığını, bu devir nedeni ile bir bedel almadığını, müvekkilinin şirket ana sözleşmesi ——ile birlikte yetkilendirildiğini ve yetkinin 2011-2012 yıllarında devam ettiğini, Şirketin kar etmesine rağmen yurtdışında bulunan ——– ait firma tarafından davalı şirkete yüksek miktarlı faturalar kesildiğini ve bu fatura bedellerinin yurtdışına havale edilmesinin istendiğini, müvekkilinin bunu kabul etmemesi üzerine şirketten uzaklaştırıldığını, bu haksız durumu kabul etmeyen müvekkiline 2011 ve 2012 yılı karının zarar bahane edilerek ödenmediğini, Müvekkilinin davalı diğer ortaklarla birlikte —— ortağı olduğunu, diğer ortakların müvekkilinin her iki şirketteki payının devrini istediklerini ve ——- teklif edildiğini, Diğer ortakların TTK 613 ve 626 maddelerine aykırı davrandıklarını, Açıklanan nedenlerle, öncelikle şirketin mal varlığının korunması amacıyla tespitine ve mal varlığı üzerine 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyatı tedbir konulmasına, Haklı sebeplerle davalı şirketin feshine, fesih talebinin reddi halinde müvekkilinin gerçek pay değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile ödenerek ortaklıktan çıkmasına, 2011-2012 yılları karının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL tutarın dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi İle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalısı——— tarihli davaya yanıt dilekçesinde özetle, Sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için şirketin kuruluşundan önceki sistemin ve kuruluş aşamasının bilinmesi gerektiğini, Şirket ortaklarından ..——— firma için çalıştıklarını, çalışma ——– getirerek—— olmadığının aşikar olduğunu, Satış aşamalarında ciddiyetin sağlanabilmesi ve satışların artırılması amacıyla ortaklardan ———- destekleri ile tarafların şirket kurma yoluna gittiklerini, ——— —— geçmediğini, bu siparişlerin tamamının ———görüleceğini, Davalı şirket tarafından satılan her —— arasındaki anlaşma gereği —— bedeli altında ödemeler yapıldığını, Davacının bu hususları bilmesine rağmen bu şekildeki iddialar ile dava açmış olmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, zira kendisinin de bu anlaşmaları bildiğini ve şahsi olarak kazanç elde ettiğini, Ortaklar arasındaki anlaşmazlığın asıl sebebinin davacının şirket hesaplarından zimmetine geçirdiği paraları şirkete geri ödememesi olduğunu, ——borcunun bulunduğunun tespit edildiğini, kendisi aleyhine bu alacağın tahsili için dava açılacağını, Davacının bizzat kendi kusurlu ve hukuka aykırı hareketleri sebebi ile ortaklar arasında ——-zedelendiğini, artık diğer şirket ortaklarının davacı … ile herhangi bir ortaklık ——mümkün olmadığını. Dava dilekçesinde bahsi geçen —— ve sair tutarların davacının şahsi kazançlarına ilişkin olduğunu, Davacının müvekkili şirkete 15.000,00 TL sermaye borcu bulunduğunu, Davacının hisselerini zorla ve baskı ile değil noter senedine göre bedeli mukabilinde sattığını, noter senedine rağmen bir bedel almadığını iddia etmesinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin diğer ortaklarından —— kurarak ticari faaliyetlerine devam ettiklerinin doğru olduğunu, Taraflarınca da şirketin tasfiyesinin düşünüldüğünü, diğer ortakların bundan sonra yapacakları ticari ilişkide …—— birlikte hareket etmek istememelerinin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunu, Ortaklar arasında güven duygusunun zedelendiğini, bu nedenle şirketin devamında hukuki veva ticari varar olmayacağının düşünüldüğünü bu nedenle şirketin feshinin uygun görüldüğünü beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyası ile birleştirilen İstanbul Anadolu—– karar sayılı dosyası;
Davacısı—— tarihli dava dilekçesinde özetle, Davalı tarafın müvekkili şirketin ortağı ve aynı zamanda yetkili müdürü sıfatında olduğunu, davalının bu yetki ve görevlerini kötüye kullandığını, ortaklar arasında ortaya çıkan anlaşmazlık ve ..—- ortaklıktan çıkması sebebi ile yapılan görüşmeler neticesinde anlaşılamadığını ve akabinde yapılan incelemelerde davalının şirketten yüklü miktarda para çekerek —–hesabına kullanması ve bu şekilde şirketi zarara uğrattığının tespiti ile anlaşıldığını, davalı tarafça şirketin tasfiyesi ve şirketten olan alacaklarının tahsili amacıyla Anadolu———sayılı dosyası üzerinden dava açılmış olduğunu, bu davada şirketten alacağı olduğunu iddia etmiş ve şirketiıi tasfiyesine karar verilmesini talep etmiş olduğundan ve davalar arasında fiili HMK nun 166/4 md gereğince davaların benzer sebepten doğması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği nazara alınarak davalar arasındaki bağlantı sebebiyle dosyanın İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinin — sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle davacı ..——– bu mümkün olmadığı takdirde davacı ..—– payına düşen gerçek değerin tespiti ile davalı şirketten —– yıllarına ilişkin —- payının tespiti ile ödenmesi istemlerine ilişkin olup , birleşen davada ve karşı davada ise davacısı şirketler yönünden ise, davalısı ..—— şirketlerinden yüklü miktarda parayı kendi nam ve hesabına kullandığı iddiasıyla şirket hesabından çekilen paranın şirkete iadesi istemine ilişkindir.
İddia ve savunmanın araştırılması bakımından dava konuşu şirketlere ilişkin —– kayıtları, banka kayıtları getirtilmiş, yazışmalar sunulmuş, davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporları alınmıştır.
Yargılama önce Mahkememizin ——sayılı esasında görülmüş, yapılan yargılama kapsamında;
“Mahkememizce denetlenip benimsenen ——durumuna göre——- olduğu——– yılında sermayenin tamamının ödendiğini, ——–elde edilen kardan geçmiş yıl zararlarının ve hesaplana —— dağıtılabilir kar payının olduğu bunun da dağıtılması ile ilgili herhangi bir ortaklar kurulu kararının olmadığı, 2013 yılı şirketin zarar etmesinden dolayı kar dağıtımının mümkün olmadığı bu nedenle davacının taleplerinin yerinde olmadığı isteyebileceği bir kar payının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İstanbul Anadolu —- karar sayılı dosyasında mevcut ve mahkememizce denetlenip benimsenen bilirkişi raporu gereğince; —- kayıtlarına göre; şirketin ana sözleşmesinin — tarihinde tescil edildiği, şirket kurucu ortaklarının …,—— ortaklık hissesinin olduğu, kuruluşundan itibaren tüm ortakların şirket müdürü seçildikleri, daha sonra .—- paya karşılık gelen ————– verildiği böylece ——- bu şirketteki hissenini —— düştüğü, tespit edilmiştir.
Davacı … gerek asıl dava gerekse birleşen davalar yönünden ortağı olduğu şirketlerin fesih ve tasfiyesini talep etmiştir. Her iki taraf da şirketin fesih ve tasfiyesini istemişlerdir. Bu nedenle her iki tarafın da şirketlerin fesih ve tasfiyesini istediklerinden ve bu hususta uyuşmazlık bulunmadığından şirketlerin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı şirketler vekili; —– şirketlere borcu bulunduğunu iddia ederek karşı dava açmış ise de ve davacı …——– şirketine ortaklardan alacak hesabından 271.430,00 TL borçlu olduğu görülse de davalı şirket tarafından bu hesabın dökümü ve dayanak belgeleri ibraz edilmediğinden şirketin davacı ortaktan bu tutarda alacağının nasıl oluştuğu ispatlanamadığından —— alacağı olduğu ispatlanamadığından karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ve kanaatiyle ———- tarafından davacı- karşı davalı … aleyhine açılan alacak davasının ispatlanamadığından reddine, birleştirilen İstanbul Anadolu ——-. tarafından davalı … aleyhine açılan alacak davasının ispatlanamadığından reddine dair karar verilmiştir.
Anılan bu kararın temyizen incelenmesi sonucunda Yargıtay ———- karar sayılı boma ilamı ile;
“Kararı, davacı …——— vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı-karşı davacı ———— tarihinde tebliğ edilmiş, ancak katılma yoluyla temyizin HUMK 433. maddesinde öngörülen 10 günlük katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 12.05.2017 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmakla, ——– sayılı Yargıtay —– Kararı’nda süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden HUMK 432/4. maddesi uyarınca davalı-karşı davacı———- vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyanın incelenmesinde, asıl dava taraflardan … tarafından ——– tarafından … aleyhine, birleşen İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- sayılı dosyasındaki dava taraflardan ..—-birleşen İstanbul Anadolu ———— Asliye Ticaret Mahkemesinin ———sayılı dosyasındaki dava taraflardan ———. aleyhine ikame edilmiştir.
Ancak mahkemece, gerekçeli karardaki başlıkta sadece asıl davanın tarafları yazılmış, karşı davanın tarafları bulunmakla beraber karşı davadaki sıfatları belirtilmemiş, birleşen davalar ve tarafları yazılmamış, hüküm fıkrasında, birleşen davalar ile bu davalarda taraf olup karar başlığında gösterilmeyen ——–. hakkında hüküm tesis edilmiş ve asıl dava, karşı dava ile birleşen davalara ait yargılama giderleri hakkında her hangi bir hüküm tesis edilmemiştir.
Bunların yanında mahkemece, gerekçeli karar yazılmasını müteakip ek karar adı altında ikinci bir gerekçeli karar kaleme alınmış, bu kararda da birleşen davalarda taraf olan ——–. karar başlığında taraf olarak yazılmamış, birleşen davaların tarafı olmadığı halde davalı-karşı ——- davalarda taraf olarak yazılmış, hüküm fıkrasında ise birleşen davalara ilişkin olarak ——– hakkında hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK 297/1-b maddesi uyarınca mahkeme kararlarında tarafların ve davaya katılanların kimlik bilgileri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri belirtilmeli, aynı maddenin 2. fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında, taleplerin her biri hakkında verilen hüküm açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir. Bu yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Bu itibarla gerekçeli kararda davalı-karşı davacı —– yazılamaması ve taraf olmadığı halde birleşen davalarda taraf olarak yazılması, birleşen davalı-davacı —–davalarda taraf olarak yazılmayıp hakkında hüküm tesis edilmesi ve gerekçeli karar yazıldıktan sonra ek karar adı altında ayrı bir gerekçeli karar yazılması, 6100 sayılı HMK 297. maddesindeki kanuni düzenlemeye aykırı olup infazda tereddüte sebebiyet verecek nitelikte olduğundan, kararın temyiz eden davacı-karşı davalı-birleşen davalarda davacı ve davalı … —- bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davalı-karşı davacı —– isteminin süre yönünden reddine, Mahkememiz kararının davacı- karşı davalı- birleşen davalarda davacı ve davalı … yararına bozulmasına dair karar verilmiştir.
Anılan bozma ilamı ile, davalı-karşı ———-vekilinin temyiz itirazlarının reddine dair karar verilmiş ve — … lehine bozulmuş olmakla, davacı …’— fesih ve — ilişkin isteminin davalı şirketlerce de kabul edildiği, taraflar arasında bu istem yönünden ihtilaf bulunmadığı belirlenmekle davalı-karşı davacı —– fesih ve tasfiyesine dair karar vermek gerekmiştir.
Karşı davada, davacısı—— esas sayılı davada ise davacısı ————- hesabına kullandığından —- tahsili talep edilmiş ise de, her iki davacı şirketin ve —–, karşı dava ve birleşen ——– esas sayılı davayı takip etmemesi nedeniyle, anılan dosyaların Mahkememizin —- tarihli celsesinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık süre içinde de yenilenmediği belirlenmekle karşı davanın —— esas sayılı davanın açılmamış sayılmasına dair karar vermek gerekmiştir.
Esas davada ve birleşen—— esas sayılı davada, davacısı …’ın 2011-2012 yılı karından davacı payının tespiti ile davalısı şirketten tahsili istemi yönünden yapılan incelemede; davalı şirketlerin bir limited ortaklık olup, kâr payı dağıtımına ilişkin TTK 616/1-e düzenlemesine göre genel kurulun kâr payı hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu, sadece kârın varlığının ortakların kâr payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı, genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payının muaccel hale gelmeyeceği, genel kurulun kâr payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı bir talebinin ortaya çıkacağı, ortağın oluşan bu kâr payı alacağını ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı bulunduğu zira, genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğduğu, ne var ki davaya konu 2011-2012 yılları yönünden kar payı dağıtımına ilişkin davalı-karşı davacı ——– kurulunca alınmış bir karar bulunmadığı, kâr payı dağıtım kararı alınmaksızın kâr payı alacağının dava yolu ile talep edilemeyeceği kanaatiyle davacının kar payı isteminin de reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin —– Esas sayılı ana davası yönünden;
a)-Davacı-karşı davalı … tarafından davalı-karşı davac——– aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile;
—— sicil numarasında——– FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak resen ——— atanmasına,
İleride şirket hesabından ödenmek üzere 4.500 TL tasfiye memuru ücret avansı ile 5.500 TL tasfiye masrafı avansı olmak üzere toplam 10.000 TL’nin davacı … tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
Karar kesinleştiğinde kararının tescili ve ilanı için kesinleşme şerhi verilmiş karardan bir suretinin —— Müdürlüğüne gönderilmesine,
b)-Davacı-karşı davalı .——— alınarak davacıya verilmesi isteminin reddine
c)-Karşı davacı —— tarafından davacı-karşı davalı … aleyhine açılan alacak davasının HMK 105/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,
d)-Esas dava yönünden alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL ile 2.284 TL ıslah harcın mahsubu ile kalan bakiye 2.395,48 TL nin davacıya iadesine,
e)-Esas dava yönünden —– tarifesine göre davacı … için takdir olunan ——— alınarak davacı — verilmesine,
f)-Karşı dava yönünden ——– tarifesine göre karşı davalı … için takdir olunan ——– alınarak ——– verilmesine,
g)-Davacı tarafından yatırılan 2.454,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h)-Davacı … tarafından yapılan 5.600 TL bilirkişi gideri, 643,46 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.243,46‬ TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek yarısı olan 3.121,73‬‬ TL’nin davalı —— verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
i)-Davalı ——— tarafından yapılan 101,40 TL posta yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek yarısı olan 50,70 TL’nin davacı ..—- alınarak da —– verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
j)-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
2-Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinin—— Esas sayılı dosyası yönünden;
Davacı … tarafından davalı——-aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile;
a)——- sicil numarasında kayıtlı —— FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak resen Mali Müşavir ——- atanmasına,
İleride şirket hesabından ödenmek üzere 4.500 TL tasfiye memuru ücret avansı ile 5.500 TL tasfiye masrafı avansı olmak üzere toplam 10.000 TL’nin davacı … tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
Karar kesinleştiğinde kararının tescili ve ilanı için kesinleşme şerhi verilmiş karardan bir suretinin — Müdürlüğüne gönderilmesine,
b)- Davacı …’ın 2011-2012 yılı karından davacının payının tespiti ve davalı—– alınarak davacıya verilmesi isteminin reddine
c)-Birleşen İstanbul Anadolu —Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyası yönünden alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 35,00 TL nin davalı —– tahsili ile hazineye irat kaydına,
d)—–tarifesine göre davacı … için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —— verilmesine,
e)-Davacı … tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi gideri, 110,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.110,00 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek yarısı olan 1.055 TL’nin —–verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
f)-Davalı —— bilirkişi ücreti ile 101,40 TL posta olmak üzere toplam: 2.101,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek yarısı olan 1.050,70 TL’nin davacı ..— alınarak da davalı —— verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
g)-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Birleştirilen İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—esas dosyası yönünden; davanın HMK’nın 105/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına
a)-Birleşen İstanbul Anadolu —-.Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası yönünden alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 35,00 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)—– tarifesine göre davalı … için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalı .– verilmesine,
c)-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e)-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Birleşen dosya davacısı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.