Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2019/844 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-GEREKÇELİ KARAR-

ESAS NO : 2019/102
KARAR NO : 2019/844

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde, müvekkili şirketin çocukların eğitimini desteklemek amacıyla bugüne kadar pek çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin, son zamanlarda gündemde yer alan — ait olduğu söylenen yurtlarda vuku olan —- sebebiyle ciddi bir biçimde çarpıtılarak, sosyal medyada adeta müvekkili adına bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, —-ağır bir biçimde saldıran ve çok ciddi ve haksız somut olgu istinadında bulunan iletiyi paylaştığını, iletisinde “——-dediğini, açıkça müvekkiline haksız, ağır ve hukuka aykırı ithamlarda bulunduğunu iddia ederek —manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından kullanılan ifadenin eleştiri niteliğinde olduğunu, ifade özgürlüğü kapsamında nitelendirilmesi gerektiğini, davacının kişilik haklarını zedeleyen ve manevi tazminat gerektiren bir haksız fiil veya suç unsuru bulunmadığını, toplumda intial yaratan —– skandalının ardından davacının —— tarafından düzenlenen bir etkinliğe sponsor olmasının tüm toplumun tepkisini —tepkilerini paylaşımlarıyla ifade ettiklerini, davaya konu— kullanılan ifadelerin eleştiri niteliğinde olup, müvekkilinin değer yargılarını içerdiğini, kast edilenin kim olduğu net olarak belirtilmediğinden davacının kişilik haklarının zedelendiğinin düşünülemeyeceğini iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; manevi tazminat istemine; ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun —— Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; ”Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarına göre, ifade özgürlüğünün toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için, sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü “—- veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın —–. Kamuyu ilgilendiren sorunların kamuya açık olarak tam bir serbestlik içerisinde tartışılabilmesi, şiddeti teşvik eden eylemler hariç bu tartışmanın boyutlarının — —
Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında olgu isnadı ile değer yargısı arasındaki farklara dikkat çekmiştir. Olguların varlığı kanıtlanabilirken, değer yargılarının doğruluğu ispata açık değildir. Bir değer yargısının doğruluğunun kanıtlanması şartını yerine getirmek mümkün olmayıp, bu durum 10. madde tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının temel bir parçasını oluşturan düşünce özgürlüğünü bizzat ihlal etmektedir. Ancak mahkeme, bir beyanın değer yargısı teşkil ettiği hallerde dahi, bir müdahalenin orantılılığının, söz konusu beyana dair yeterli bir olgusal dayanak bulunup bulunmadığına bağlı olabileceğini, zira destekleyeci nitelikte olgusal bir dayanağı bulunmayan bir değer yargısının dahi aşırı olabileceği haller bulunduğunu da hatırlatmaktadır. (—-) AİHM kararlarında internet yayınlarının da basın özgürlüğü kapsamında olduğu kabul edilmektedir.
Yargıtay —. Hukuk Dairesinin emsal pek çok kararında belirtildiği üzere, Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay irdelenecek olursa; davalı —–hesabında “—-” şeklinde paylaşımda bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Paylaşımda yer alan ifadelerin davalı şirketin manevi haklarını ihlal edip etmediği ile ağır eleştiri sınırını aşıp aşmadığı hususunda mahkememizce emsal kararlardan yararlanılmış, AİHM kararları ışığında değerlendirme yapılmıştır.
İstanbul Bam. —– HD.—- Karar sayılı ilamında “—-” şeklinde sarf edilen ifadelerin eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabulü ile davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Yine, anılan daire —- Karar sayılı ilamında “—- — şeklinde sarfedilen ifadelerin davacı şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmadığı yönünde karar vermiştir.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler, Yüksek Mahkeme kararları ve AİHM kararları ışığında dava konusu olaya baktığımızda, davalının sosyal medyada paylaştığı cümlenin eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, eleştirinin sadece olumlu karşılanan veya zararsız veya tarafsız görülen bilgi ve fikirleri değil, demokratik toplumun gereklilikleri olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin parçası olan, rencide eden, şoke eden ve rahatsız eden bilgi ve fikirleri de koruma altına aldığının AİHM’nin birçok kararında ifade edildiği, bu nedenle davalının sosyal medya hesabında kullandığı sözlerinin kişisel değer yargısı niteliğindeki ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında kabulü gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken—- maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan — harçtan mahsubu ile fazla alınan — harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki ——- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarça yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin Yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.