Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/963 E. 2020/52 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/963 Esas
KARAR NO : 2020/52

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 27/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/08/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine Anadolu —-. İcra Müdürlüğü —- Esas Sayılı dosyası üzerinden davalı/borçlu tarafından; aralarındaki ticari ilişki kapsamında ödenmemiş faturalara istinaden, —tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını,——– tutarındaki icra takibinin açılmasını müteakip; davalı/borçlu tarafından — tarihinde kısmi itirazda bulunularak; icra müdürlüğü hesabına —-tutarında kesinleşen takip miktarının ödemesi gerçekleştirildiğini, icra takibinin —- tutarındaki kısmının durdurulması talebiyle, takibe, ödeme emrine, faiz oranına ve fer’ilere kısmi itirazda bulunulduğunu, yapılan işbu haksız itiraz sonucu icra takibi durduğunu, davalı tarafından yapılan haksız itirazın reddinin gerektiğini, davalı/borçlu tarafından; müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalar kapsamındaki, —– borcun ödenmediğini, halihazırda mevcut ve güncel bir borç bulunmadığını, davalının vadesi geçmiş işbu faturalardan kaynaklanan borcu ödemesi gerektiğini, davalı tarafından, takip konusu faturaya ve içeriğine yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden, tüm faturalar davalı tarafından kabul edilmiş olduğunu, bu sebeple faturaya dayanan borcun davalı tarafından ödenmesinin zorunlu olduğunu, davalının haksız itirazı ve davacı şirketin alacağının belirli ve likit olması sebebiyle 2004 sayılı İİK m. 67’ye dayalı olarak davalı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü nezdinde — Esas sayılı dosya ile müvekkiline karşı faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlattığını, başlatılan takibin takip çıkış tutarı ———tarihinde müvekkilince —– ödeme gerçekleştirildiğini, kalan bakiyeye ise süresi içerisinde itiraz edildiğini, davacı her ne kadar kalan bakiye bakımından müvekkiline kendisine borçlu olduğunu iddia etse de bu iddiasının gerçek olmadığını, haksız dava ile icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukukî işlemin veya fiîlin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tacir ise de davalı —- olduğundan tacir sıfatını taşımadığı, diş tedavisi yapılan bir muayenehanenin ticari işletme kabul edilemeyeceği, davalının gerçek kişi tacir olmadığı ve davanın da mutlak/nispi ticari dava olmadığı görevli mahkemenin genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi olduğu dikkate alınarak davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.