Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/948 E. 2021/1077 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/948 Esas
KARAR NO: 2021/1077
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (genel kurul kararının iptali istemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle,—- uyarınca şirket esas sözleşmesine, kanuna, hakkaniyete ve dürüstlük kuralına aykırı olarak alınan —-, diğer bir deyişle —- şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtması” şeklindeki yükümlülüğe ve yine finansal tablodaki değerlere uygun bir şekilde değerlendirme yapılması şartına aykırı bir şekilde düzenlenen faaliyet raporun onanmasına ilişkin — —– ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak, gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde hazırlanması” yükümlülüğüne uyulmamasına karşın ——bilançoda bazı hususların hiç veya gereği gibi belirtilmemesi ve bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içermesi ve bu hususta bilinçli hareket edilmesine” rağmen —- edilmesine dair —- kapsamında ——dağıtımı için gerekli tüm şartlar mevcut olmasına rağmen ve yasal ve ——- kâr payı dağıtımını zorunlu kıldığı, — dahi dağıtılmaması, —-kapsamına girmeyen kârın ise hiçbir yasal ve —–ortaklara dağıtılmaması yönünde karar alınması nedeniyle —– nolu — iptaline, bilirkişi heyeti tarafından — ve geçmiş yıllarda dağıtılmayan kârın ne kadarlık kısmının dağıtılması gerektiğinin tespiti ile tespit edilecek tutarın davacıya ödenmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili davalı şirketin altı ortaklı bir yapısı olduğunu, her —- gerçekleştirdiklerini,—- ait olduğunu, —- ailesine ait bu şirketin kendilerine çok yardım ettiğini, davacının müvekkili şirkete çok zarar verdiğini, davacının —- şirketi ile iddia ettiği — faturaların —– dönemine ait olduğunu, davalı şirketin — ailesinin — faaliyet raporunda —- görevi sona ceren davacıya yer verilmemesinin normal olduğunu, —- davacının müdür olarak atandığını, faaliyet raporunun yürürlükteki düzenlemelere göre hazırlandığını, —- müvekkili şirketin hâkim ortağı olduğunu, ancak kendilerine zarar verecek bir işlemlerinin olmadığını, denkleştirilmesi gereken bir kaybın bulunmaması sebebiyle bağlılık raporunun faaliyet raporuna aktarılması zorunluluğunun kanunen bulunmadığını, şirketin devamlılığını sağlamak için —- şirkete sürekli finansal destek sağladığını, bu hususun —- güncel borçlarını gösterir bakiye bilgisinden rahatlıkla görülebileceğini, davalı şirketin kayıtlarının bilirkişi incelenmesi suretiyle tartışmasız biçimde orlaya koyulacağını, davalı müvekkil şirketin, —-iştirakine ait taşınmazı kiralık olarak kullandığını, kira bedeli ve kiracılık ilişkisine dayalı ortak gider yansıtmalarının piyasa değerlerine uygun olduğunu, —- kapsamında iptali istenen —- gerçeği yansıttığını, davacının fiktif fatura iddialarını ispatlaması gerektiğini, davacının ibra kararının iptali hususunda delil sunamadığını, davacıya —- kar payı ödemesi yapıldığını, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı sebebiyle kar payı dağıtılamadığını,—- uyarınca kar payı dağıtılmayarak yedek akçeye ayrılabileceğini, hâkim ortağın bu kararda bir etkisinin bulunmadığını, şirketin teminat göstereceği duran varlıklarının olmamasının kredi almasını zorlaştırdığını, şirketin ve ekonominin durumunun kâr dağıtımına imkân vermediğini, stok ve envanter durumu, piyasadan olan alacakların tutarı, nakit kasa durumu, yıl sonuna kadar vadesi gelecek ödemeleri,—- ve bağlı şirketlerin alacaklarının bilirkişi marifetiyle tespit edildiğinde, şirketin nakit durumunun, işletme sermayesi ihtiyacının, tahsili gecikmiş alacaklarının ve piyasanın genel durumunun şirketin kâr dağıtmasına imkân vermediğini teyit edeceğini, kâr dağıtım kararırın genel kurulun uhdesinde bulunduğunu, mahkemeden kâr dağıtımının talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin — tarihli — numaralı kararların iptali ile davalı şirketin —- geçmiş yıllarda dağıtımına karar verilmeyen karın tespiti ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin — kaydı, davaya konu ——– edilmiş, davalı şirketin —- olduğu, davacının hissedarlardan biri, davaya konu —- tarihi itibariyle de—- olduğu, anılan—- tarihi itibariyle davalı şirketin, davacıdan başka —- daha bulunduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesindeve aşamalarda iptal sebebi olarak;
—-maddeye konu faaliyet raporunun açıkça hatalı tanzim edildiği, davacının —- sıfatına rağmen davacının ismine yer verilmediği, kar dağıtılmaması kararının uygun olacağına ibarelerine yer verildiği, bunun kanuna ve dürüstülük kuralına aykırı olduğu, bağlı şirkete ilişkin tespitlerin gerçeğe uygun olmadığı,
—- maddeye konu —- gerçeği yansıtmadığı, hizmet alınmadığı halde faturalaşmaların olduğunun, bunlara itiraz edildiğinin bildirildiği,
—-maddeye konu ibra kararının, ibralarına karar verilen — üyelerinin şirketin içini —-ettiği, kendi kendilerini ibra etmelerinin hukuken mümkün olmadığı,
—–maddeye konu kar dağıtılmamasına ilişkin kararın hiçbir yasal gerekçesinin olmadığı, kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu iddiaları ileri sürülmüştür.
—- maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan —- aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, —- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nun 446/1 a) ve b) maddelerinde ise “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, —- yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların —– alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, —- iptal davası açabilir.” düzenlemesini haizdir.
Bu kapsamda öncelikle —— kapsamında, davanın —- aylık hak düsürücü süre içinde açıldığı, davacının, vekili aracılığıyla davaya konu —– katılıp, alınan kararlara muhalif kaldığı ve keyfiyeti tutanağa geçirttiği belirlenmiştir.
Mahkememizce davacı tarafça ileri sürülen iptal sebepleri ile birlikte butlan halleri yönünden resen inceleme yapılmıştır. Bu çerçevede taraf delilleri toplanmış, bilirkişi heyet raporları alınmıştır. Alınan raprlardaki mali veri ve tespitlere Mahkememizce de iştirak olunarak raporlar bu yönüyle hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda davaya konu —- kararda sözü edilen faaliyet raporu yönünden, davacının davalı şirketteki konumunun, buna ilişkin —— yapılan ilanlar ile aleniyet kazandığı, keyfiyete ilişkin faaliyet raporundaki ibarelerin, başkaca bir netice husule getirmeyeceği, kar dağıtımına ilişkin görüş açıklamanın, tavsiye mahiyetinde olduğu, keyfiyetin aynı ——–altında oylanmış olduğu, şirket ortağı —-davalı şirket arasında faturalaşmanın mevcut olduğu, ancak bunun hissedar şirket yararına yapılmış hukuki işlem olarak değerlendirilemeyeceği kanaatiyle, davaya konu —- şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiş, bu istem yönünden davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu —- konu finansal tabloların onaylanması kararına ilişkin olarak ise, söz konusu finansal tabloların, defter kayıtlarını doğru olarak yansıttığı, bilanço ve kayıtlarında, yapıılan alışlar ve bedellerinin gerçeği yansıttığı şeklindeki bilirkişi tespitine Mahkememizce de iştirak olunmakla, dava konusu —- de iptali şartlarının oluşmadığı kanaatiyle, bu istem yönünden davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu — karara bağlanan ibra yönünden, diğer —– haklarını kullanmadığı ve ibralarına oy çokluğu ile karar verildiği, —- davacının bu kararda oy kullandığı ve davacının ibra edilmemesine dair oy çokluğu ile karar verildiği belirlenmiştir. ——maddesinde, “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmü getirilmiştir. Davacının bu hükme aykırı olarak 5. madde yönünden oy kullandığı belirlenmiştir. Ancak davacının kullandığı olumsuz oya rağmen oy çokluğu ile ibraya karar verildiği, davacının oy kullanmasının kararın yokluğu sonucunu doğurmayacağı, varsa şartları iptaline neden olabileceği, bunun istisnasının ise kararın nisabının gerçekleşmesi olduğu, dava konusu ibra kararında oy kullanması yasak olan müdürlerin oyu haricinde kalan oyların ibra için yeterli karar nisabını oluşturduğu Mahkememizce gözetilmiş, bundan başka davacı tarafça ibra kararına yönelik ileri sürülen iddialarına ilişkin olarak somut bir verinin tespit edilemediği, —- koşulları olmadığı kanaatiyle istemin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu —- yönünden ise, davalı şirketin esas sözleşmesi tetkik edilmiş, karın dağıtım zamanı için belirli bir aralığın tespit edilmediği, genel kurul tarafından kararlaştılacağının öngörüldüğü belirlenmiştir. Bununla birlikte Mahkememizce —– ilamında da vurgulanan görüşe iştirak olunmuş, her ticaret ortaklığı gibi anonim ortaklığın nihai amacının kâr elde edip ortaklarına dağıtmak olduğu, bu amacın, anasözleşmelerde yer almaz ise de çeşitli kanunlardaki kişi birliklerini ayıran, —- kıstasından ve —- kavramından doğduğu, başka bir deyişle “anonim şirket kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulur” (TTK madde 331) hükmünde açıklandığı üzere, kâr elde etmek ve paylaştırmak nihai amacını elde etmek hedefine yöneldiği, bu yolda çaba harcadığı, ortaklığın bütün organlarının bu nihai amaca uygun kararlar almak zorunda olduğu, şirketin nihai amacının kâr elde edip ortaklara dağıtması esas olmakla birlikte anasözleşmeye konulacak hükümler yanında kanunda gösterilen nedenlerin, bu genel ilkenin istisnalarını oluşturduğu, bu istisnaların en önemlisinin ve dava konusu uyuşmazlığa da konu olan —- düzenleme olduğu, anılan düzenleme gereğince genel kurulun, aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebileceği, bununla birlikte—– maddesinde belirtilen müktesep haklardan olan kâr payı hakkı ile bu hakkın istisnasını oluşturan —-arasındaki hassas dengenin kurulmasının zorunlu olduğu Mahkememizce dikkate alınmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde davalı şirketin mali kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde —- dağıtılmaması ve geçmiş yıl karlarından oluşan yedeklerin de dağıtılmaması kararı yönünen davalı şirket aktiflerinin yeniden sağlanabilmesi amacına yönelik olması, alınan kararın bütün pay sahiplerinin menfaatine olması gerektiğine ilişkin koşulların varlığının belirlenemediği, —-dağıtmamaya yönelik istisnalarının ispat olunamadığı, bu durumda karın dağıtılmamasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kanaatiyle —- yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu, dağıtılmayan karın tahsili istemi yönünden ise, kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise hangi tutarın dağıtılıp ne kadarının yedek olarak şirkette bırakılacağı münhasıran şirket genel kurulunca kararlaştırılacak hususlardan olup, Mahkememizin —- geçip bu hususta karar vermesi mümkün bulunmadığından, kar payının tahsiline ilişkin istemin de reddine dair karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin ——— numaralı kararın iptaline,
—- alınan — kararların iptali isteminin reddine,
Kar payının tahsili isteminin reddine,
2-Alınması gerekli — karar ve ilam harcından peşin alınan— harcının mahsubu ile bakiye —- harcın davalıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 7.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 165,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 7.765,25‬ TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 3.333,33 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2021