Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/947 E. 2020/602 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/947 Esas
KARAR NO: 2020/602
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı tarafın——– yılı mart ayında dergi ve katalog basımına ilişkin davacıdan hizmet almak istediğini, davacı şirketin yapmış olduğu teklifin kabul edilmesi üzerine talep edilen ürünlerin basıldığını, bu hizmet karşılığında davalı tarafa toplam 6 adet e fatura düzenlenerek tebliğ edildiğini, taraflar arasında oluşan cari hesap ilişkisinde bugüne kadar davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davalı aleyhine ———– sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve başlatılan bu takibe davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirtmiş, davalının menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına haciz konulmasını,—————— sayılı takip dosyasına yapılan haksız itirazının iptaline ve davalı aleyhine %20 icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini, dava masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalı tarafından davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
Dava; tacirler arasındaki hizmet alımından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında—— ayında ——- basımına ilişkin ticari ilişki kurulup kurulmadığı, davalıya bu ürünlerin teslim edilip edilmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı; noktasında toplanmaktadır.
———— takip dosyası içeriğine göre; ————– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——– borçlusunun ——- olduğu; takibin takip talebinde yazılı faturalara dayalı olarak toplam —— alacağın asıl alacağa işleyecek fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya——- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından, —- tarihinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce ——–tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen —— tarihli esas rapora göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibariyle ———- alacağı bulunduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların mal ve hizmet satışlarına ait BS formu ilgili vergi dairesine bildirildiği, davalı işletme hesabı esasına göre defter tuttuğundan BS-BA formu verme yükümlülüğü bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı, davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmediğinden davayı inkar etmiş sayılır. Bu durumda, davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz ——— geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz —aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ————
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür.
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan fatura ile ilgili sevk irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan imzasının davalı ve çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartışmış, davalı belirlenen gün ve saatte duruşma salonuna gelmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle ——- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, tüm dosya kapsamında yer alan elektronik posta iletileri nazara alındığında taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğunun sabit olduğu,
dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği hususunun imzalı sevk irsaliyeleri ile ispat edilebileceği, sevk irsaliyesi altındaki imzanın davalıdan sadır olup olmadığı hususunda davalıya ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğ edildiği, davalının isticvaba iştirak etmediği, isticvap davetiyesine süresinde itiraz edilmemiş olmakla davalı alıcıya sevk irsaliyelerine konu malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği —————- bu itibarla dava konusu cari hesaptan kaynaklanan takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
———— takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
Asıl alacak olan —-%20 sine tekabül eden ——– icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.514,90 TL karar ve ilam harcından 444,65 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 2.070,25 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.522,40 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 444,65 TL peşin harç ile 5,20 TL vekalet harcı toplamı:485,75 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.009,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/10/2020