Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/89 E. 2020/764 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/89 Esas
KARAR NO: 2020/764
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava dışı ——- kredi kullandırıldığını davalının iş bu krediye kefil olduğunu dava dışı şirket ile davacı banka arasında —– tarihinde genel kredi sözleşmesinin imzalandığını sözleşme hükümlerine göre müvekkili bankanın dava dışı şirkete kredi kullandırmayı davalının da krediye müteselsil kefil olmayı taahhüt ettiğini ———– kefil sıfatı ile imzalayanların sözleşmeden önce ve sonra müşteriye kullandırılacak/kullandırılmış krediye sözleşmenin 4. maddesinde yazan ve limit artırım talepleri ile artan meblağların toplamına kadar müteselsil kefil olmayı kabul ettiklerini davacının edimini ifa ettiğini ancak karşılığını alamadığını gerek asıl borçlu gerekse de davalının taahhütlerini yerine getirmediklerini kredilerin geri ödenmemesi üzerine davacı tarafından asıl borçlu şirketin hesabının kat edildiğini tüm borcun muaccel hale geldiğini ihtarnamenin tebliğ edilmiş olmasına rağmen —- aylık süre içerisinde itiraz edilmeyerek İİK’nın 68/b maddesine göre de kesinleşen hesap kat ihtarı neticesinde tüm alacağın muaccel olmasına rağmen ne davalının ne de dava dışı asıl borçlunun borcu ödemeye yanaşmadığını alacağın tahsili amacı ile ——- dosyasında takip başlatıldığını ayrıca asıl borçlu hakkında da menkul rehninin paraya çevrilmesi amacı ile icra takibi başlatıldığını takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz edildiğini davalının itirazın da iddia etmiş olduğu eşmuvafakatı olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını davalı eşi tarafından davalının kredi sözleşmesine kefil olmasına ilişkin muvafakat ettiğini alacağın likit olduğunu ve itirazın haksız olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ————— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili davaya konu kredi de müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını müvekkilinin sözleşme öncesi ve sonrası kullandırılacak/kullandırılmış ve sonrasında limit artışı ile nereye varacağı belli olmayan miktarlar için kefil olduğunun kabulünün mümkün olmadığını kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarından birinin de kefil olunan alacağın kefalet sözleşmesinde açıkça tanımlanmış ve ayırt edici niteliklerinin belirlenmiş olması gerektiğini ayrıca asıl borçlu aleyhine menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış olması nedeni ile öğrendiklerine göre davaya konu borcun bahsedilen genel kredi sözleşmesinden değil asıl borçluya ayrıca kullandırılmış olan bir araç kredisinden kaynaklandığını hesap özeti isimli belgede kredi türünün spot kredi olduğunun görüldüğüne oysa davacının bu kredinin cari hesap usulü olan ticari bir kredi olduğunu belirttiğini yani sözleşme dayanağı olarak belirtilen kredinin rotatif bir kredi olarak tanımlanmış iken hesap özetinde kredinin spot kredi olarak görüldüğü müvekkilinin eşine ait olduğu belirtilen eşmuvafakatı belgesi üzerindeki imzanın müvekkili tarafından davacı bankaya sunulmadığı gibi üzerindeki imzanın da müvekkiline eşine ait olmadığını savunarak davanın reddi ile % 40 oranında tazminata karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmeyen kısmının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Başlangıçta; mahkememiz —-dosyasında yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmuş, ——–sayılı ilamı ile ” Davaya konu genel kredi sözleşmesinde davalı müteselsil kefil konumundadır. Sözleşme tarihi olan —- tarihinde yürürlükte bulunan——-TBK m.584/1 uyarınca eşlerden biri ancak diğerinin yazılı rızası ile kefil olabilir. Her ne kadar dosya içerisinde davalı eş tarafından tarihsiz muvafakatname belgesi var ise de davalı söz konusu muvafakatnamedeki imzanın eşine ait olmadığını ileri sürmüş olup, mahkemece kefaletin geçersizliği konusunda söz konusu imzanın davalının eşine ait olup olmadığı konusunda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece muvafakatnamedeki imzanın davalının eşine ait olup olmadığı yönünde araştırma yapılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle toplanacak deliller doğrultusunda muvafakatnamedeki imza davalının eşine ait değil ise davalının kefaletinin TBK 584/1. maddesi uyarınca geçerli olmayacağı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde açıklandığı üzere verilen karar bozulmuştur. Mahkememiz —– numarasına kaydedilen davanın —— tarihli oturumunda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen mukayese imzalara ilişkin deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen —– kayıtlı rapora göre; dava konusu tarihsiz muvafakat belgesi başlıklı belgede muvafakat eden eş —— izafeten atılmış inceleme konusu bir adet imzanın —— mahsulü olmadığı tespit edilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; uyuşmazlık konusu eş muvafakatine ilişkin belgedeki imzanın davalı kefil —–eşine ait olmadığı, bu itibarla ———— ilamında da vurgulandığı üzere TBK 584/1. maddesi uyarınca geçerli bir kefaletin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
Koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 295,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 240,65 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 78,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2020