Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/877 E. 2021/209 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/877 Esas
KARAR NO : 2021/209
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete ait emtiaların uluslararası taşımasını çeşitli zamanlarda üstlendiğini, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında navlun ücreti faturaları düzenlendiğini, davacı şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişki nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan —- alacaklı olduğunu, davalı tarafın bakiye —- ödemekten imtina etmesi üzerine davacının cari hesap alacağının tahsili amacıyla ——-sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin borçlunun itirazı ile durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirtmiş, davalının ———-dosyasına yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ikametgah adresi — olup genel yetki kuralları gereği takibin ——-başlatılması gerektiğini, davalının ödeme emrinde belirtilen şekilde bir borcu olmadığını, davacı tarafın faturaya konu hizmetinin eksik ve kusurlu olduğunu, davalının bu sebeple gecikme cezaları ödemek zorunda kaldığını, cari hesapta belirtilen miktarda fatura tebliğ edilmediğini, takip dayanağındaki faturaların açıklanmadığını, faturaların düzenlendiği tarih ve seri numaraları ile hangi emtiaların taşındığı ve nereye teslim edildiğinin açıklanması gerektiğini belirtmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği —– yerde açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. Uyuşmazlık sözleşmeden doğan bir para borcuna ilişkin olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Somut olayda, taraflar arasında taşımadan kaynaklanan bir sözleşme ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, icra takibinde bu sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan para alacağının tahsilini talep etmektedir. Taraflarca para borcunun ifa yeri bakımından alacaklının ikametgahından başka bir yer kararlaştırıldığı iddia ve ispat olunmamıştır. Bu itibarla, ——– İcra Dairesi yetkili icra dairesi olduğundan mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Dava, taşıma hizmetine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesi gereği, davalıya dava konusu hizmetin tam ve ayıpsız şekilde teslim edilip edilmediği, davalının eksik veya ayıplı teslim nedeniyle gecikme cezası ödeyip ödemediği, davacı tarafından yerine getirilen edimin tutarının ne olduğu, davalının karşı edimini yerine getirip getirmediği, davacının davalıdan bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu, bu itibarla —— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—- olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat vasıtası ile alınan bilirkişi —– tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporu içeriğinde; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin —- öncesine dayandığı, davalının —— takip tarihi itibariyle davacıya ——- borçlu olduğu, davalının gecikme cezası ödeyip ödemediği hususunda bir tespit yapılamadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi— tarafından düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporu içeriğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturaların davacının kayıtlarında yer aldığı, davacının davalıdan ——– alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle cari hesap alacağı tespit edilmemiş olup, mahkememizce davacı şirketin ticari defterleri tetkik edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —— aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.——
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin tam ve ayıpsız şekilde teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle —- borcu bulunduğu, dava konusu faturaların davalı ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—————- davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———- davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili aşamalarda, davacının taşıma hizmetini kusurlu yerine getirdiğini, bu sebeple davalının gecikme cezası ödediğini belirtmiştir. Davalının reklamasyon faturası konusunda davacı şirkete yazılı bir başvurusunun bulunmadığı, buna ilişkin düzenlenen faturanın davalı defterlerinde gözükmediği, davalının dava konusu taşımada oluşan kusurlar konusunda davacı şirkete yaptığı yazılı bir ayıp başvurusu da bulunmadığı, hizmetin zarara yol açtığına ilişkin delilin dosyaya sunulmadığı ——- anlaşıldığından bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacının alacağı taşıma sözleşmesine dayalı olup belirlenebilir ve bilinebilir nitelikte olduğundan —–, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
——- takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, anılan tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan —— — tekabül eden——–icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 738,86 TL harçtan peşin alınan 133,82 TL harç ve 55,39 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 549,65 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden 262,72 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 133,82 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı ve 55,39 TL icra harcı toplamı: 230,31 TL ile davanın kabul oranına (97,63) göre hesaplanan 1.602,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021