Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/87 E. 2019/1147 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/87 Esas
KARAR NO: 2019/1147
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 23/01/2018
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; — tarihinde davacı adına kayıtlı– plakalı aracın — sevk ve idaresindeyken, davalı şirket adına kayıtlı —– sevk ve idaresindeki araca çarpması şeklinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, hasar sebebi ile aracın 5 gün onarımda kaldığını, aracın ticari araç olduğunu, bu nedenle davacının kazanç kaybına uğradığını, davacı tarafından meydana gelen kazaya istinaden oluşan kazanç kaybı ve haksız fiil tarihinden itibaren işleyen yasal faizin davalı/borçludan tahsili için İstanbul -. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı takip dosyasından icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirtmiş, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; — günü davacıya ait – plakalı aracın şantiye alanında batık halde bulunan ve kurtarılmaya çalışılan davalıya ait – plakalı aracın arka tarafına dikkatsizce geçmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, kazada davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın tamamen davacının kusuruyla gerçekleştiğini, kazanç kaybı zararının ancak bilirkişi tarafından inceleme yapılarak tespit edilebileceğini, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu – Asliye Ticaret Mahkemesi’nin – esas sayılı dosyasında iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini belirtmiş, davacı yanın takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde reddolunan meblağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, davanın esastan reddini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen kazanç kaybının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında: davalı …’nin maliki olduğu — plakalı aracın – olay tarihinde davacıya ait — plakalı araçla çarpışması sonucu oluşan trafik kazasında davacıya ait aracın hasarlandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık;– tarihinde davacıya ait – plakalı araç ile davalı adına kayıtlı — plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazası neticesinde aracın onarımda kalması nedeniyle davacının ticari kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı, kazanç kaybının hangi miktarda olduğu, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu ve oranlarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu- İcra Müdürlüğü’nün – sayılı takip dosyasının incelenmesinde; – tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlularının … ile … olduğu, takibin- TL diğer – TL değişen oranlarda adi kanuni faizi olmak üzere toplam – TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlu vekilince verilen – havale tarihli itiraz dilekçesinde, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce —tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—yazı cevabına göre – plakalı aracın davalı … adına tescil edilmiş olduğu görüldü.
—yazılan yazı cevabında dava konusu kaza nedeniyle açılan hasar dosyası, alınan ekspertiz raporu ve kaza sonrasında çekilen fotoğrafların yer aldığı görüldü.
Davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir. Bu durumda aracın çalışmadığı süre içinde oluşacak gelir kaybı değil, konusunda uzman makina mühendisi bilirkişi tarafından, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken makul onarım süresi belirlenerek kazanç kaybının hesaplanması gerekir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen – tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde dava konusu – plakalı araç sürücüsü dava dışı — -kusurunun bulunmadığı, – plakalı aracın sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, -tarihinde meydana gelen olaya ait dosya kapsamındaki hasar fotoğrafları ve parça malzeme işçilik kalemlerinin- plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, araçtaki hasar durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu minibüsün günlük ortalama kazancının 500 TL olabileceği, dosya kapsamındaki teknik tespit ve belgeler dikkate alındığında onarım süresinin 5 gün olabileceği, dava konusu aracın hasar onarımı süresince kullanılamamasından doğan kazanç kaybının — TL olabileceği mütalaa edilmiştir.
Kazanç kaybı ile ilgili olarak da araçtan yararlanılamayan süre, bu süre içinde objektif ölçütlere göre çalışma süresi, muhtemel gelir ve muhtemel giderlere göre mahkemece yaptırılan ve denetime elverişli rapora göre — TL kazanç kaybı hesaplanmış olup, bu zarar kaleminin salt davacının beyanına göre hesaplanma imkanı bulunmamaktadır. Bilirkişice araç- çalışılan sektör- sektörün rutin işleyişi ve bu işleyişe göre ortalama kazanç ve ortalama masraflara göre hesap yapmış olup, hesap yöntemi doğrudur.
Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için, ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar meydana gelmeli ve zarar ile hukuka aykırı fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Borçlar Kanunun 49.maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız fiil tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, faiz başlangıcının, davalılar sürücü ve malik yönünden kaza tarihinden itibaren olması gerekmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre kazanın meydana gelmesinde dava konusu — plakalı araç sürücüsü dava dışı —kusurunun bulunmadığı,— plakalı aracın sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu,—- tarihinde meydana gelen olaya ait dosya kapsamındaki hasar fotoğrafları ve parça malzeme işçilik kalemlerinin—yumlu olduğu, araçtaki hasar durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu minibüsün günlük ortalama kazancının – TL olması gerektiği, dosya kapsamındaki teknik tespit ve belgeler dikkate alındığında onarım süresinin 5 gün olması gerektiği, dava konusu aracın hasar onarımı süresince kullanılamamasından doğan kazanç kaybının -TL olacağı, TBK.’nın 49. maddesi uyarınca davalı …’ın sürücü, KTK.’nın 85. maddesi uyarınca davalı şirketin aracın işleteni sıfatıyla sorumlu bulunduğu, bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu, kaza tarihinde davalının temerrüde düştüğü, bu tarih ile icra takibi arasında işleyecek faizin—- TL olması gerektiği, alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı görülmekle; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan davanın kabulü ile açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
Davalıların İstanbul Anadolu –.İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 191,20 TL karar ve ilam harcından 35,90 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 155,30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar halinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 35,90 TL peşin harcı toplamı: 71,80 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.178,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019
Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 178,90 TL
Bilirkişi Ücreti: 1.000,00 TL
TOPLAM: 1.178,90 TL