Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/862 E. 2021/924 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/862 Esas
KARAR NO: 2021/924
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, asıl borçlu — arasında imzalanan —– kullandırıldığını, kefillerin sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek durdurulduğunu, itirazın haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, itirazların iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraflar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; Davacı bankanın davalı —- arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak alacağına yönelik başlattığı —- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali itirazın iptali davasıdır.
—- dosyası celp edilip incelenmiş, asıl olacak, işlemiş faiz, temerrüt faizinin gider vergisi, masraf olmak üzere toplam — alacak üzerinden kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı olarak davacı banka tarafından davalılar aleyhine takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi kök rapor içeriğine göre; —– farklı hesaplama yapıldığının görüldüğü, hangi meblağlar üzerinden hangi günler için ve hangi oranların kullanılarak hesaplama yapıldığının açık olmadığı, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğu görülmüştür. Aynı zamanda takip talebi aşılamayacağından, işbu incelemede bulunan meblağlar açısından, takip tutarını aşan meblağlar için takip talep tutarlarının esas alınması gerekmektedir. Takip yapılan her bir kalem itibarı ile TAKİPTE TALEP EDİLEN, İNCELEMEDE TESPİT EDİLEN ve TAHSİL EDİLMESİ GEREKEN tutarlar aşağıda gösterilmiştir;
TAKİP AÇIKLAMASI
—-
TAKİPTE
TALEP EDİLEN
İNCELEMEDE
TESPİT EDİLEN
TAHSİL EDİLMESİ
GEREKEN
Asıl Alacak,
—-


——
TOPLAM —-
— her ne kadar takip talebini asıl alacak için —- yapsa da, asıl alacak tutarının —- olarak bulunduğu, masraf ile ilgili belge asıllarının dosyaya sunulmadığı, bu nedenle hesaplamaya dâhil edilmemesi gerektiği, talebe bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının —- olduğu, takip tarihinden sonra tahsil edileceği tarihe kadar yıllık —- temerrüt faizi uygulanması gerektiği, — şeklinde işleyen hesaplar için düzenlenmeleri, — tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalanması,—– hakkında hüküm bulunması karşısında, —-tüm borçlar için kefalet imzası alınmasının hukuki olarak geçerliliği bulunmadığı yönündeki görüşler, — üzerinde Kefillerin imzalarının bulunmaması nedeniyle, Kefillerin söz konusu taksitli ticari kredi için sorumluluğunun bulunmadığı kanaati oluştuğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Son alınan ek raporda ise; —- hesaplama yapıldığı, ancak dosyaya sonradan gönderilen —- ekstrelerinden hareketle, takip talebi yapılan alacağın sadece —– olmadığının anlaşıldığı, tutarların içinde —- alacağının da bulunduğunun görüldüğü, hesaplamaların bu bulgulara göre değiştirilmesi gerektiği, — hesap kat tarihinde oluşan oluşmuş bulunan —- — edilerek asıl alacak tutarının bulunduğu esas alınmak sureti ile hesaplama yapıldığı, ancak —-talep yaptığı asıl alacak tutarının kredi anapara tutarları olduğunun görüldüğü, takip yapılan her bir kalem itibarı ile takipte talep edilen, incelemede tespit edilen ve tahsil edilmesi gereken tutarların aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi olduğu,
TAKİP AÇIKLAMASITAKİPTE İNCELEMEDETESPİT EDİLEN TAHSİL EDİLMESİ
GEREKEN
—–
TOPLAM —- ne kadar takip talebini asıl alacak için — yapsa da, asıl alacak tutarının— olarak bulunduğu, Masraf ile ilgili belge asıllarının dosyaya sunulmadığı, bu nedenle hesaplamaya dâhil edilmemesi gerektiği, talebe bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının —-olduğu, takip tarihinden sonra tahsil edileceği tarihe kadar; —-oranından, —kesinleşen oran olan yıllık — oranı üzerinden, temerrüt faizi uygulanması gerektiği, —- işleyen hesaplar için düzenlenmeleri, — tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalanması, —-hakkında hüküm bulunması karşısında, —- meblağa kadar tüm borçlar için kefalet imzası alınmasının hukuki olarak geçerliliği bulunmadığı yönündeki görüşler,—-üzerinde Kefillerin imzalarının bulunmaması nedeniyle, Kefillerin söz konusu taksitli ticari kredi için sorumluluğunun bulunmadığı kanaati oluşmakla birlikte takdirin—- bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen—- yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
Uyuşmazlık —- kaynaklanmakta olup genel kredi sözleşmesi ticari nitelikte bir sözleşmedir. Ticari nitelikteki sözleşmedeki kefalet adi kefalet hükmünde olmayıp müteselsil kefalet hükümlerine tabidir. Ayrıca genel kredi sözleşmesinde kefaletin türü açıkça müteselsil kefalet olarak belirtilmiştir.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; dava dışı —– davacı banka arasında —–akdedildiği, diğer davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam — olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, —- sayılı takibine yapılan itirazın kısmen İPTALİ İLE takibin;
—-temerrüt faizin gider vergisi,
— üzerinden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Hükmolunan asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 20.738,43 TL’den peşin olarak yatırılan 3.688,11 TL’nin mahsubu ile 17.050,32 TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan, 3.688,11 TL peşin harç, 41,10 TL ilk dava masrafı, 777,60 TL tebligat-müzekkere gideri, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.306,81 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre—– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığında bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 29.701,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Bir kısım davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.776,78 TL’nin davacıdan alınarak davalılara—– verilmesine,
7-Diğer davalı —– temsil edilmediğinden ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021