Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/859 E. 2023/143 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/859 Esas
KARAR NO: 2023/143
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2018
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

————–addesine göre —adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —— Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA: Davacı vekili; dava dışı —— davacının acentesi olduğunu, ancak —– tarihinde acentelik sözleşmesinin davacı tarafından TTK m. 121 hükmünce dayalı olarak davacı tarafından—– davalılara da gönderilen —- tarihli ihtarmame ile fesih edilerek ——tebliğden itibaren 3 iş günü içinde ödenmesi hususunda ihtar edildiği, ardından icra takibinin başlatıldığını, acente borçlarından davalıların müşterek ve müteselsil borçlu olduklarını, itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA: Davalı—– tarihli dilekçesinde, davalı —– özetle davacı ile arasında hukuki, ticari veya başka bir borç ilişkisi olmadığını, —– tarihler arasında sigortalı çalıştığını belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– vekili; davacı ile arasında —— tarihinde acentelik sözleşmesinin kurulduğunu, şirket müdürü olarak atanan dava dışı —– şirketle ilgili işleri yürüttüğünü, davacının kendisi ile aylık borç mutabakatı yapmadığını, bilgi, izni, imzası olmadan davacının kendisine sınırsız poliçe kesme yetkisi verdiğini, —– tarihinde şirketi noter huzurunda dava dışı ——- aktif ve pasifi ile devrettiğini ve davanın reddini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiasıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dışı ———- adlı şirketin davacı şirketin acenteliğini yürüttüğünü, bilahare davacı şirket tarafından acentelik sözleşmesinin TTK madde 121 uyarınca feshedildiğini, acentenin davacı şirket adına işlemler yürütürken cari hesaptan kaynaklı alacaklar bulunduğunu, davalıların bu sebeple borçları bulunduğunu, alacakların ihtarname çekilerek istendiğini, davalılarca ödenmediği belirtilerek bu alacağa dair yapılan takibe itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı—-, dava dışı şirket ile 27.06.2016 tarihinde acentelik sözleşmesi yapıldığını, bu süreçte davacı şirketçe kredi kartı üzerinden poliçe kesildiğini, işlemleri adına şirket müdürü olan —— yaptığını, sınırsız poliçe kesme yetkisi verildiğinden haberi olmadığını, şirketi 23.09.2017 tarihinde ——devrettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı——-, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir acentelik sözleşmesi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık; Davacının, feshedilen acentelik sözleşmesinden kaynaklı olarak dava dışı ——- cari hesaptan kaynaklı alacağının olup olmadığı, var ise miktarı, 24/05/2016 tarihli acentelik sözleşmesinde davalı—– atfen atılan imzanın davalı —— el ürünü olup olmadığı, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, takibin ferileriyle birlikte yerinde olup olmadığı hususundadır.
——–sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlulara yönelik —— işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Zamanaşımı Defi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Uyuşmazlığa konu sözleşme, 24.05.2016 tarihli acentelik sözleşmesi olduğu, TBK m. 147 hükmüdür. Hükmün 5. bendi uyarınca acentelik sözleşmelerinden doğan alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki sözleşmesel ilişkiden doğan borca ilişkin ifa taleplerinde zamanaşımı, temerrütten itibaren değil, borcun muaccel olduğu tarihten itibaren başlar’; şöyle ki TBK m. 149/1 hükmünce “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.”. Dolayısıyla dosya kapsamına sunulan acentelik sözleşmesinin 24.05.2016 tarihli olması ile takip ve dava tariht olan 2018 tarihine dikkat edildiğinde TBK m. 147, b.5, 149/1 hükümlerince henüz zamanaşımının dolmadığı; alacağın zamanaşımına uğramadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı ——– Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davalı, dava dışı şirket ile aralarında imzalanmış herhangi bir acentelik sözleşmesi bulunmadığını savunduğu, bu kapsamda davaya dayanak——- adlı şirket arasında düzenlenmiş sözleşmedeki ——— adına atılmış imzalar yönünden adli belge inceleme uzmanından rapor aldırıldığı, bu cihette aldırılan 21.09.2021 tarihli raporda imzanın davalıya ait olmadığı anlaşıldığından, davalının davaya konu acentelik hizmeti kapsamında davacıya borcu bulunmadığı saptandığından davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davada, dava konusu alacak için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmışsa da, davacının aracılık faaliyetinden kaynaklı alacaklı olduğunu iddia ettiği, sözleşmeyi bizzat yapan taraf olmadığından bu cihette kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Davalı —-Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, dava dışı—– davacının acentesi olduğunu, ancak 20.10.2017 tarihinde acentelik sözleşmesinin davacı tarafından TTK m. 121 hükmüne dayalı olarak feshedildiğini, acentenin yürütmüş olduğu faaliyetler sırasında cari hesabında biriken borcun —— olduğunu iddia etmiştir.
Dava dışı —– tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ——- gereğince davalı, sözleşmenin acentelik faaliyetlerinden kaynaklanan işlemlerden ötürü dava dışı acentenin davacıya karşı olan borcunu, TBK m. 162 hükmünce acente ile birlikte müteselsil ve müşterek borçlu sıfatıyla ödemeyi kabul etmiş, bu sıfatla da sözleşmeyi imzalamış olmakla, bu nedenle davalı şirket borçlarından mesuldür.
Bu kapsamda işbu sözleşme, davacının ——-tarihinde gönderdiği ihtarname ile TTK m. 121 hükmünce feshedilmiş ve davaya konu takiple acente faaliyetlerinin devamı sırasında sözleşmesel| ilişkiden dolayı cari hesapta biriken ———- borcun ödenmesi talep edilmiştir.
13.11.2020 tarihli bilirkişilerce yapılan mali değerlendirme neticesinde hazırlanan raporda davacının defterlerine göre; Davacının davalıdan ——- tarihi itibari ile ——– alacaklı olduğu tespit edildiği, taleple bağlı kalınılarak davacının talep ettiği asıl alacaklara fesih ve takip tarihi arası işleyecek faizinden davalının sorumlu olduğu kabul edilerek, rapordaki hesaplamalar doğrultundan davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.———–
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı ——— yönünden;
Davanın REDDİNE,
1-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 45.441,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
2-Davalı ——–tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
B-Davalı ——- yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının———- sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 286.008,94 TL asıl alacak ve 14.906,39 TL işlemiş faiz, 1.277,42 TL asıl alacak ve 33,28 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 20.655,06 TL harçtan peşin alınan 3.661,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.983,83 TL karar harcının davalı ——– tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 45.311,64 TL vekâlet ücretinin davalı—– tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 924,11 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 3.697,13 TL harcın davalı——– tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 5.614,35 TL yargılama giderinden davanın red(%0,30) ve kabul(%99,70) oranına göre hesaplanan 5.597,24 TL’sinin davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı ——tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı —- vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2023
Mahkememizin —– tarihli duruşma kısa kararının B nolu bendinin 2. Maddesinde yazılı ” Takibin 286.008,94 TL asıl alacak ve 14.906,39 TL işlemiş faiz, 1.277,42 TL asıl alacak ve 33.028,00 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,” şeklindeki hükmün ” Takibin 286.008,94 TL asıl alacak ve 14.906,39 TL işlemiş faiz, 1.277,42 TL asıl alacak ve 33,28 TL işlemiş faiz üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, ” yazım ve hesap hatası nedeniyle olarak tashihine karar verilmiştir.