Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/846 E. 2021/744 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/846 Esas
KARAR NO : 2021/744
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 13/07/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin,———-hisselerini satın almak için anlaştığını, ilgili anlaşma gereği söz konusu gayrimenkul üzerine– içerisinde müteahhit firması tarafından bina yapılacağını ve yapılan binada gayrimenkulun davacıya devredileceğini, davalı——- yapılan sözleşmeye şahit olması neticesinde tarafların, davalıyı da şahit olarak sözleşmede belirttiklerini, davacının, davalıyı tanımadığı gibi herhangi bir hukuki ilişkisi de olmadığını, —–sözleşmede belirtilen ————— aylık sürenin geçmiş olmasına rağmen davacıya devredilen bir gayrimenkul olmadığını, bu sebeple, satıcı ——— sözleşme şartlarını yerine getirmediği için sözleşmenin feshini konu eden ihtarname gönderildiğini, gayrimenkul satıcısı ve davalının, davacıya birçok evrak imzalatmış olup davacının bir anlık yanılgıya düşmüş ve sözleşmede taraf olmayan ——— da senet düzenlendiğini, davalının, yapılan sözleşmede taraf olmaması, sözleşmenin satıcıdan kaynaklı olarak davacı tarafça haklı sebeple feshedilmesinin bir çok evrak imzalarken bir anlık yanılgıyla davalı adına senet imzalamasından dolayı davalının davacıya karşı başlatacak icra takibinden önce iş bu davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, ileri sürerek dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkilin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle, arsa sahibinin ——- tarihinde davacı ile———- tarafından yapılacak —— satışında sözleme imzalandığını, davacı tarafından belirtildiği üzere ——– —– —–zamanında bitirilemediğinden müteahhidin inşaata başlayamadığını ve süre bitiminden önce davacının talebi üzerine sözleşme iptal edilerek bahse konu arsada hisse alımı yapıldığını, davacının bakiye borcuna istinaden tapu devrinin yapıldığı gün senet tanzimi yapılarak borcun kapatıldığını, davacı ile iddia edildiğinin aksine birbirlerini tanıdığını, arsa sahibi senetlerin tanzimi esnasında davacı tanımadığından mütevellit şahsını kefil olarak istemiş ve davacı tarafından senetlerin kendi adına düzenlendiğini ve tarafınca cironto edilerek arsa sahibine teslim edildiğini ileri sürerek davacının bakiye borcunu ödememek için iş bu davayı iyi niyet kurallarından uzak kalarak açtığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;——- bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespine ilişkin menfi tespit davasıdır.
——- sayılı takip dosyası celp edilerek incelenmiş, alacaklının —- olduğu, ————– üzerinden takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, davacı vekilinin sunduğu tanık listesinde bilgileri yer alan tanıklar mahkememizce dinlenmiştir.
Tanık —– bir süre birlikte iş yaptık, ——– sonunda ilişkimiz sona erdi, davacı ile aramda birçok vekalet ilişkisi gerçekleşmiştir, hatırladığım kadarı ile —– yıl kadar önce vekalete dayalı bir arsa alımı işi olmuştur, arsayı kimden aldığımızı hatırlamıyorum, arsayı davacının eşi adına aldığımızı hatırlıyorum, bildiğim kadarı ile davacının eşi adına alınan arsaların bedelinin büyük bir kısmı ödenmişti, kalan kısmı için senet düzenledi, beraber iş yaptığımız ——- arkadaşımız senetleri düzenledi, imza kısmını davacı imzaladı, neden davalı adına senet düzenlendiğini bilmiyorum, ben sadece vekaletnameye dayalı olarak arsa alımı yapıp davacıya tapuyu alıp teslim ettim, şahitlik ücreti de istemiyorum, davalı da tanımıyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —– Davacı—— öncesine kadar birlikte iş yaptık, kendisinin personeli idim, — isimli kişinin taşınmazının davacı ——- satımına ilişkin sözleşmeyi ——— yılı içerisinde ben hazırladım, bu sözleşmeye dayalı ödemelerin yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum, sözleşmede davalının adının geçmediğini hatırlıyorum, bu taşınmazın bedeli için ofiste bir takım senetler düzenlendi, bu işlemi davacı ile ben birlikte yaptık, bu senetleri davacı imzaladı, davacı daha sonra senette alacaklı görünen kişinin yanlış yazıldığını,——- olması gerektiğini söyledi, taraflar arasında senedin —– düzenlenip dava dışı —— verilmesi konusunda bir anlaşma yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, hatırladığım kadarı ile yukarıda bahsettiğim taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davacının eşi —— adına bir taşınmaz satışı yapıldı, davacı eşi adına vekaleten işlem yapıyordu, davacının eşi ——adına alınan taşınmazın bedeli için dava konusu senedin düzenlendiğini biliyorum, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede, davacı ile dava dışı ——– parselde yapılacak inşaat ile ilgili anlaşma yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ———- bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının çekişmeli olduğu, ancak davalı da cevap dilekçesinde davacıyı tanıdığından arsa sahibi 3. Kişinin kendisini kefil olarak istediğini, senetlerin kendi adına düzenlendiğini, sonradan 3. Kişiye ciro edildiğini kabul etmiş, davacı ile arada hukuki ilişkinin bulunmadığını, davacının arsa sahibi ile ilgili ilişkisi kapsamında senet verdiğini ifade etmiş olup bahse konu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmış, ancak senet üzerindeki diğer hak sahiplerine ilişkin borcunun bulunmadığı bu dosya kapsamında tespit edilemediğinden senedin iptaline ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Menfi tespit istemine ilişkin davanın kabul nedeniyle KABULÜNE; davacının —– düzenleme tarihli, —ödeme tarihli, keşidecisi ——senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının senedin iptaline ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.092,96 TL’den peşin olarak yatırılan 273,24 TL’nin mahsubu ile 819,72 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 273,24 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 195,00 TL tebligat-müzekkere gideri, olmak üzere toplam 236,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
10———- sayılı takip dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021